14- Beni sevmekten nefret eden adamı seviyorum

1.9K 103 10
                                    

Bu bölüm için çok heyecanlıyım sanki yazar değilim de okurmuşum gibi hissederek yazıyorum.içimden bir ses hadi artık herkes geçmişi öğrensin diyip duruyordu bu bölüme kısmetmiş. Benim gerçekten çok hoşuma gitti bu bölüm severek yazdım umarım sizler de severek okursunuz

Keyifli okumalar

Ellerim karıncalanıyor kalbim deli gibi atıyordu. Beynim sanki işlevini yitirmişti. İçimden bir ses kollarımı boynuna dolamamı istiyordu. Tam ona doğru uzanıyordum ki Kerem'in sıcaklığı kollarımın arasından kayboldu, boşluğa düşmül gibi hissettim.

"Bunu yapamam eminim tekrar reddedilirim" dedi ve gitti kaşlarımı çattım ve peşinden gittim. Neler olduğunu artık bana söyleyecek miydi ? Yoksa benim mi çözmemi bekliyordu? Sinirle peşinden gittim. Neyden bahsettiğini sormak için omzuna uzanmıştım ki askerleri görünce durdum. On asker de tavutlarına koyulmuştu. Onlar gibi şehit olmayı ne çok isterdim. Gülümsedim. Onlar için seviniyordum. Üzüntüm geride kalanlar içindi.

"Esra sende git Sarp'la" diyen Kerem'e baktım ne yani ben mi gidicektim ölüm haberini vermeye? Bunun için soğuk kanlı olmak gerekmez miydi? Kerem açıklama istediğimi fark etmiş olacak ki konuşmasına devam etti. "Yüsek rütbeli birinin gitmesi onlara değer verdiğimizi gösterir, senin gitmen uygun olacaktır" dedi. Başımı olumlu anlamda salladım ve sarpın peşine takıldım.

Kerem#

Hızla odama girdim Esra'yı gönderme sebebim onu kendimden uzaklaştırmak istememdi. Çok uzun zaman olmuştu belki ama bem yaşananları unutamamıştım, tam unuttum derken o çıkıp gelmişti.

--- 20 sene önce (Kerem 9 Esra 5 yaşında) ---

Bu mahalleye gelmek konusunda kararsızdım ama bizim mahalledeki çocuklar çok sinirimi bozuyordu. Annemler kızıcaktı belki ama umursamadım ve parka doğru ilerledim. Tam erkek çocukların arasına gidicekken bir kızın sesini duydum. "Düşman askeri menzile girdi" diye bağırdı. Başımı sesin geldiği yere doğru çevirdiğimde bir kız çocuğu gördüm. Kumraldı. Saçları yüzünü örtmüştü ama ne kadar sevimli olduğu o haliyle bile belli oluyordu. O an bana attığı taş umrumda bile olmadı. Minik kalbim hızla atmaya başlamıştı.

Küçük kız kaşımın kanadığını fark edince bana doğru koştu ve elini kaşıma koydu. "Aptal mısın neden kaçmıyorsun?" diye çıkıştı. Yapmacık bi sinirle bağırdım "asıl sen aptal mısın ? Bana o taşı neden attın?" omuzlarını dikleştirdi ve "ben asker olucam atabilirim" dedi. "O zaman bende asker olurum" dedim ve yerden bir taş almak için eğildim. Ama o buna izin vermeden bana sarıldı. "Özür dilerim ben kaşımın böyle olmasını istemiyorum. Eğer izi kalırsa askere almıyorlarmış" dedi. Gülümsedim fazla sevimliydi. "Merak etme asker kız ne pahasına olursa olsun sana yardım edicem" dedim. Ve ondan ayrıldım. Çocukça bir sözdü ama ben asla unutmadım.

---- 11 sene önce (Kerem 18 Esra 14 yaşında) ---

Yıllar sonra eski evimi yeniden satın almayı başarmıştım. Ama Esra'ya bir türlü ulaşamıyordum, çekiniyordum. Hâlâ seviyordum onu ve ne yaparsam yapayım görmüyordu. Notlar bırakıyordum ona ama Ensar hepsini alıp Esra görmeden yırtıyordu. Artık kafayı yemek üzereydim. Aynı okulda ve aynı mahalledeydik ama o beni görmüyordu. O parka sık sık gidiyordum. Karşılaşıyorduk da ama o hep abileriyle oluyordu. Ve bende her seferinde Ensar'ın tehditvari bakışlarıyla karşılaşıyordum. Aslında memnundum bundan Esra'ya kimsenin yaklaşmasına izin vermemişlerdi çünkü. Ama ona ulaşmam gerekiyordu bir şekilde.

Aşk-ı HarekatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin