12- İzin-

2.1K 105 5
                                    

Kerem'in nefes alışverişleri tatlı bir melodi gibi geliyordu kulağıma. O kadar muazzam bir duyguydu ki bu, hem onu bulmuştum hem de duygularımı fark etmiştim. Elimi yüzüne yerleştirdim ve kulağına doğru yaklaşarak fısıldadım. "Hadi uyan, yine dimdik dur karşımda sen binbaşısın bu şekilde yatmak sana yakışmaz" dedim.

Bir anda durumu fark edince hemen geri çekildim herkesin ortasında ne yapıyordum ben böyle? Bu kadar çok mu sevmiştim onu? Hem de bu kadar kısa zamanda?

Ben geri çekilince Sinan bunu fırsat bilerek araya girdi ve Kerem'e sıkıca sarıldı. "Abimden sonra sende gidicen diye çok korktum. Canım ne kadar yandı bilemezsin" dedi. Anlaşılan onu abisi yerine koymuştu. Dolan gözlerimi kaçırdım. Kerem bizim için ne kadar da değerliydi böyle.

Elimi Sinan'ın omzuna koydum. "Sinan daha sonra devam edersin bırak artık onu" Sinan bana sinirli gözlerle baktı. "Bana bak onu sana bırakırım kocaman cüssesini sen taşımak zorunda kalırsın" elimi hızla omzundan çektim. "O kadar ağır ki deneyemem bile, lütfen devam et sen" dedim ve beklemeye devam ettim. Sinan'ı geri çekip ona sarılmayı o kadar çok istiyordum ki.

Sinan sonunda ona sarılmayı bıraktı ve kalkıp onu sırtladı. Birlikte dışarı çıktık aceleyle koştum ve arabanın kapısını açtım. Sinan Kerem'i arabaya yerleştirdiğinde bende binmek için harekete geçmiştim ki Sinan benden önce davrandı. "Of Sinan sen oraya oturursan ben nereye oturucam" dedim. Sinan gülümsedi ve "birsürü araba var başka bir tanesine bin" dedi  daha ne olduğunu anlayamadan kapıyı kapatmıştı. Bende mecburen başka bir arabaya bindim

###

Sonunda Kerem'le kalabilmiştim. Herkes görevine dönmüş bense rahatsız olduğumu öne sürerek gitmemiştim. Keremin elini tuttum. Sıcacıktı eli. "Kaçırıldığımda hiç korkmadım ben Kerem, ama senin ölmüş olma ihtimalin beni o kadar çok korkuttu ki" göz yaşları yanağıma hucum etmişti bile. Boşta olan elimle göz yaşlarımı sildim. "Seni..." demiştim ki Kerem'in gözlerini açmaya başladığını fark ettim. Elimi hızla elinden çektim ve panikle ayağa kalktım.

Kerem zorla konuştu. "Esra?" gülümsedim "emredin binbaşım" Kerem doğrulmaya çalıştı ama yapamadı zorlanıyor olmalıydı. "Zorlamayın kendinizi binbaşım, birşey mi istiyorsunuz ben getiriyim?" Kerem ağır ağır başını olumsuz anlamda salladı ve eliyle gel isareti yaptı.

Yanına geldiğimde elimin üstünü okşadı, ne yapıyordu böyle? Yoksa? "Sen iyi misin?" kalbim deli gibi atarken gözlerinin içine baktım. "İyiyim binbaşım, ama siz iyi değilsiniz" dedim. Sesim oldukça üzgün çıkmıştı onu daha önce bulmalıydım. "İyiyim" dedi ve ekledi. "Su istiyorum" onun her sözü benim için emir olduğundan aceleyle koştum ve bir bardak su kaptım.

Ona doğru o kadar hızlı ilerlemiştim ki ayağım takıldı ve üzerine düştüm. Bu nasıl olmuştu bir anda? "Ben..." diyebildim sadece sesim içime kaçmıştı sanki. Kerem kollarını belime doladı ve gözlerini kapattı. Uyuyor muydu? Onu hafifçe dürttüm ama gözlerini açmadı. Yani yeniden uyumuştu. Yavaşça kollarını belimden çektim ve yanından kalktım.

Elimi saçlarına götürdüm ve saçlarını karıştırdım. "Çok tatlı uyuyorsun binbaşım" dedim. İçimden aptal aşık çıkıcağını hiç düşünmezdim. Ama olmuştu işte "olmaması gereken birşey oldu binbaşım" dedim ve odadan çıktım. Onu sevsem de bunu belli edemezdim. Ne kadar seversem seveyim içime atmalıydım. Bu büyük bir hataydı çünkü, asla olmamalıydı.

####

Bir kez daha bağırdım. "Ben hiçbir yere gitmiyorum" abim beni o kadar çok çıldırtmıştı ki neredeyse ağlayacaktım. "Esra saçmalama eve gidip bir hafta dinleneceksin, sadece bir hafta" Başımı olumsuz anlamda salladım, annemleri görmeye hazır değildim bana ne diyeceklerini nasıl tepki vereceklerini bilmiyordum, hem ya beni geri göndermezlerse?

Aşk-ı HarekatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin