Esra'dan#
Gözlerimi açtığımda Kerem'in soluk yüzüyle karşılaştım. Binbaşı olarak görevini hakkıyla yapmış ve rehineleri kurtarmayı başarmıştı. Bunu belli belirsiz duyduğum seslerden anlayabiliyordum. Muhtemelen başka bir kısımda olanlar patlamayı duyup yanımıza gelmiş ve yardım etmeye başlamışlardı.
Kerem'in anlından aşşağı doğru akan kan çekti dikkatimi. Elimi uzattım ve omzunu dürttüm. "Binbaşım, uyanın" ölmüş olabilir mi korkusu içimi kapladığından, usulca sokuldum Kerem'e ve kalp atışlarını dinledim. Yaşıyordu. Bir anda heyecan yapmıştım. İstemeden sesime de yansıttım bunu ve bağırdım. "Binbaşı burada. Binbaşı burada"
Kerem yavaşça gözlerini açtı ve gözlerimiz buluştu. Kendime kızdım, nasıl olur da böyle bir şeyi hesaba katmadan adama öylece yaklaşırdım ki. Ama ben yaşayıp yaşamadığını merak etmiştim işte. "Esra" dedi, sesi olabildiğince şaşkındı. "Rehineler nerede?" ne yani yakınında olmam onu etkilememiş miydi? Sadece rehineleri mi düşünüyordu? Ben en azından gözleri ne kadar güzel diye düşünmüştüm onun düşündüğü şeye bak.
"Esra" bekledim ki bu sefer istediğimi söylesin, gerçi ben ne istiyordum ki? Sadece iyi olduğunu bilsem yeterdi romantiklik bana tersti o zaman sorun neydi? "Kendine misin? Kafanı falan mı çarptın?" hızla Kerem'i ittim ve yerden destek alarak ayağa kalktım. "Galiba değilim binbaşım. Ben gideyim bir muayene olayım. Sizde kalkın yaralarınıza baktırın. Görüşürüz"
Kafayı yemiş olmalıyım. Özel hastanede değiliz ya. Ekifte iki tane doktor var . onlarda yan yana duruyor, görüşürüz ne adam zaten yaralarına baktırmak için yanına gelmek zorunda.
Hem asker hem de doktor olan arkadaşlara doğru yürürken Sinan'ı görünce durdum. "İyi misin?" başını olumlu anlamda salladı. "Bana birşey olmaz. Peki ya binbaşı?" Sinan beni soracak zannederken Kerem'i sormuştu. "Bilmem" dedim. Sanki Kerem'i hiç görmemiş gibi bir ifade takınarak "ilginç oysa ki seni o kurtarmıştı. Son anda bombayı fark ettiği için şanslıyız." meraklı bir ifade takındım. "Sahi ya neredeydi o bomba" Sinan gülümsedi "nerede olucak tavanda tam da senin başının üstünde" demek herkes bu yüzden bana bakıyordu. Yani aslında bana değil bombaya bakıyorlardı. "Neyse ağır yaralı var mı diye kontrol etmem gerek"
O adamların neci olduğunu bilmesem de pek zeki olmadıklarından emindim. Özel tim olarak bir çok silah taşıdığımız gibi bir çok da güvenlik önlemi almıştık. Bu yüzden de ölen olmamıştı. Ve bu bugün ki en iyi haberdi
Ensar'dan#
Bir oyana bir buyana gidiyor. Hatta kız gibi tırnaklarımu yiyordum. Artık deliye dönmüştüm. Esra yok. Patlama sesi var ve abimler buraya geliyor. Ama en iyisi bu Esra'yı buradan göndermeliyim. Başına iş açabilir, burası tehlikeli bir yer gitsin işte, zaten çık kaldı. Bu düşüncelerle birlikte, tabi yaşıyorsa düşüncesi de beynime nüks ediyordu ve delirmek üzereydim
Beş saat oldu o patlama sesini duyalı tam olarak beş saat oldu
Gözüme bir araba ilişti. Bu Enes'in arabasıydı. Sonunda gelmişti. Arabaya doğru ilerledim . o sıra da Enes ve Erdem de arabadan indiler. "Abi" demiştim ki Enes'in sinirli yüzünü görünce sustum. Erdem daha sakin bir şekilde yanıma geldi ve elini omzuma koydu. "Ne oldu koçum, Esra nasıl kayboldu?" yutkundum, görmemiştim bile nasıl kaybolduğunu. "Abi ben görmedim, koşuyorduk ve o ortadan kayboldu" Enes ileri doğru atıldı. Sesi oldukça sinirliydi. "Bir haber yok mu lan hâlâ" başımı öne eğdim, patlama sesindem bahsedip bahsetmeme konusunda oldukça kararsızdım. Eğet Sarp'ın söylediklerini onlara anlatırsam yumuşarlardı. Ama patlama sesini söylersem annem babam bile onları durduramaz Esra'yı alır götürürlerdi buradan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı Harekat
AcciónÜç abi ve askerlik hevesiyle harmanlanmış deli dolu bir insan Esra Dengesizlikte sınır tanımayan binbaşı Kerem Abileri ve askerlik hevesi yüzünden erkeklere vakti olmayan Esra gizlice askerlerin arasına sızarda aşk ortaya çıkmaz mı? #Asker olmak ist...