19.Bölüm - Ayna

265 16 6
                                    

Gözlerinde ki

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerinde ki

yalnızlık

kimin eseri ?

Rüzgar Kor

Kabullenme bir insanın en büyük çaresizliğiydi. Bir yerden kulağına bir fısıltı gelirdi. Duyar ama o an unuturdun. Çünkü beynin seni korumaya çalışıyordur. Ama inkar edemeyeceğin artık beyninin bile seni koruyamayacağı bir noktaya geldiğinde kabullenirsin. Daha çok kanıt arar daha çok sonuca ulaşırsın ama hepsi aynı şeyi söylüyordur.

Tahminlerinde yanılmasan da yanılmayı en içten arzuladığın andır aslında kabullenmek. Ama şimdi zihnimi meşgul eden başka bir şey vardı. Ben kabullendiğim için mi sakindim yoksa kabullenmekten başka çarem kalmadığı için mi ? Yanlış sözcüklerdi aslında bunlar. Ben çaresiz değildim. Ya da kabullenme yaşadığım için sakin. Ben sadece bunu da biliyordum. Bir gün bu anı yaşayacağımı biliyordum. Ön görüyle alakası yoktu. Bu neyin iyileştiğini ve neyin beklediğini bilmekle ilgiliydi.

Ve ben yine biliyordum.

Bütün mesele buydu değil mi ? İki kelimemden biri çaresizlikti. Onunda öyleydi. Bir gemiye binmiştik. Aynı yemeği yiyor aynı kıyafetleri giyiyor ve aynı sözleri dile getiriyorduk. Tek manzaramız olan okyanus hakkında konuşup duruyorduk. Bizi sıkmıyordu , sıkılan zihnimizde ki benliğimizdi. Sorun yok deyip duruyorduk ve sorun yok dememiz sorun olduğunun kanıtıydı. İyiyim demekte bunun gibiydi. Bana neyim olduğunu sor veya lütfen sorma...Hangisini seçeceği ise sadece soruyu soranı ilgilendiriyordu. Seçimi ise ikisini.

Önümde yine emin adımlarıyla yürüyordu. Omuzları dikti. Her zaman ki gibi. Ama aklı işte o sadece benim okumama müsaitti. Evet...bunu da defalarca düşünmüştüm. Ve evet düşünmeye de ölene kadar devam edecektim. Çünkü söz konusu oydu.

Aklı ; sersemdi.

Boşluk vardı. Ameliyathane denen o yerden çıktıktan sonrası onun için boşluktu. En son hatırladığı dudaklarımı hissettiği andı. Kilitlemiştim. O anları zihnime kilitlemiştim ve o da bunu fark etmiş sormaya tenezzül etmemişti. Bana güvenmişti , belki de bir bildiğim olduğunu düşünmüştü. Bildiğim vardı ama o bunu da unutmuştu. Ve bu sefer hatırlamaması için dua etmiştim. Bu anı hatırlamamalıydı , hatırlamazsa acı çekmez , pişmanlık hissetmezdi.

Daha önce de unutmuştu diye geçmişten bir fısıltı çalındı kulağıma hatırlaması için yalvarmıştın. Şimdi hatırlamazsın diye yalvarıyorsun haklıydı , haklıydım. Hatırlaması senin elinde , unutması senin sessizliğinde. Savaşa yön veriyorsun Kor...verdiğin savaşta unutmak elinde silah oldu.

Onun içindi. Ne yapabilirdim ki ? Bütün bilinmezlik aniden binse omuzuna nasıl baş edecekti ? Abisi ve ablası ile yaşadığı her şeyin yükü yakında omzuna binecekti ve dizleri kırılacaktı. Ufukta bir çaresizliğin nedeni vardı. Ve devamı da hızla ona yönelecekti. Ben her anında , haklı veya haksız yanında olacaktım. Bu yüzden kullanıyordum. Unutmak...belki de sadece kendimi kandırıyordum...Hayır ben elimden geldiğince geciktirmeye çalışıyordum. Kıyamıyordum , kıysınlar istemiyordum.

Kara Kutu SuskunlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin