Sirius?

1.5K 49 60
                                    

Caddenin kenarında ki telefon kulübesine sıkış tıpış doluştular ve bakanlığın içine çekildiler. Yakalarına hızla iliştirdikleri ziyaretçi rozetleriyle hızla koridarlarda koşmaya başladılar...

Haftasonu olması büyük şanstı! Bakanlıkta kimsecikler yoktu... Hızla bakanlığın iç bölümlerine ilerlerken Harry bir yandan da yara izini kontrol ediyordu... Şimdiye kadar çok şiddetli yanmamıştı, bu iyiye işaretti... Demek ki hala Sirius iyi! Dedi kendi kendine...

Bir kapıdan içeriye girdiklerinde, Harry'nin etrafından küçük şaşkınlık nidaları geldi... Kocaman bir odanın ortasında büyük bir tüllü kemer vardı... Ve.. ve sesler geliyordu?? Harry merakla kemerin yanına yaklaştı... Acaba içinden geçerse ne olurdu??? Kesinlikle denemeliydi... Tam deneyecekken-

-HARRY! Ne yaptığını sanıyorsun?dedi Hermione telaşla

-Sakin ol! Birşey yok, sadece içinden geçersem ne olur diye merak ettim... Dedi Harry

-HAYIR! Sakın geçme!! Diye bağırdı Hermione ve fısıltı gibi bir sesle, endişeleniyorum....

-Tamam... İstiyorsan geçmem! Hadi gidelim!! Dedi Harry

Hızla başka bir odaya geçtiler... Burada bir sürü raflar vardı... Tozlanmış küreler numaralandırılmış raflara dizilmişti... Burası diye düşündü Harry... Ama hangi numaraydı?? Düşün.... Düşün.... HAH! 97. Koridora Hadi!! Diye bağırdı Harry.. Hızla 95. Koridordan koşmaya başladılar.. 97. Koridora geldiklerinde Harry hevesle etrafına bakındı... Ama yoktu! Neredeler? Burası olduğuna kesinlikle eminim diye geçirdi içinden...

-Harry burası olduğuna emin misin?? Dedi Neville

-Eminim Neville! Burada olmalıydılar... Dedi Harry

Raflara merakla bakınmaya başladı... Bir ipucu arıyordu... Ve birden kendi adını gördü!!

Harry Potter ve karanlık Lord

-Benim adımın burada ne işi var?? Dedi Harry

-Harry dokunmamalısın... Dedi Hermione telaşlı bir şekilde.

Ama Harry onu dinlemedi! Elini uzattı ve kehaneti eline aldı... Çok iyi Potter şimdi onu bana ver! Dedi arkasından bir ses.. Harry hızla arkasını döndü... Ölüm yiyenler! Tuzaktı... Tuzağa düşürülmüşlerdi...

-O kehaneti bana ver! Diye tekrarladı Lucius Malfoy, Eğer verirsen buradan sağ salim çıkabilirsiniz..

-Kehaneti verirsem çıkacağımızı nereden bilebilirim ki? Dedi Harry. Bir yandan da çözüm arıyordu.

-Çok güzel!! Zaten Karanlık Lord senin zekadan yoksun ol-

Ama cümlesini tamamlayamadı. Dört bir yanda yankılanan Reducto sesleriyle birden raflar devrilmeye, küreler patlamaya başlamıştı... Bu kargaşada Harry hızla arkadaşlarını toplamaya ve kaçmaya çalıştı... Rafların arasından gelen lanetlerden korunmaya çalışarak bir kaç tane sersemlet! Gönderdi...

Koşarak yeniden kemerli odaya gelmişlerdi... Hızla düello ediyorlardı... Harry yüreği sıkışarak Hermione'nin düello edişine baktı! Gerçekten güçlü bir cadıydı... Harry Lucius'a expalliarmus gönderdi.. Lucius büyüyü kolaylıkla atlattı ve Harry'ye accio gönderdi... Harry PROTEGO! Diye haykırdı ve bir kalkan oluşturdu..

-çok iyi Potter! Oyunun nasıl oynanacağını biliyorsun... Ama direnmen nafile!! Bak bütün arkadaşların yakalandı.. küreyi bana VER! Dedi Lucius Malfoy.

Harry etrafına şöyle bir baktı.. Hepsi yakalanmış boğazlarına asa dayanmıştı... Harry çaresizlikle etrafına bakındı.. Ne yapmalıydı?? Arkadaşları bu küreden kat ve kat daha önemliydi!!! Ama kürede önemli gibi görünüyordu...

Bir Serçenin Gözyaşı Kadar...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin