Slytherin Prensi ve Kızıl Fırtına

976 41 5
                                    

- Harry azıcık derse konsantre ol! Diye yakındı Hermione. Tılsım dersindeydiler. Harry'nin canı feci derecede sıkılıyordu. Profesöre başının ağrıdığını söyleyip kafasını sıraya koydu. Ders sonuna kadar kaldırmayı düşünmüyordu. Hermione ona rahat vermesede hiç istifini bozmadı. Şuan canı hiç ders dinlemek istemiyordu. Son zamanlarda içine bir kurt düşmüştü. Dün gittikleri Hogsmeade gezisi de bunu tasdiklemişti. Ya Ginny ve Draco? Yok canım dedi kendi kendine. Draco mu Ginny'yi sevecek? Neden sevmesin Ginny gerçekten çok güzel ve çekiciydi.

Harry'nin bu düşünceleri ders boyunca sürdü. Hiçbir şekilde aklından çıkaramıyordu. O kadar düşünmüş olmalıydı ki gerçekten başı zonklamaya başlamıştı. Harry yavaşça elini alnına koydu. Tabi ki çok düşünmekten değildi! Voldemort yine birşeye sinirlenmişti belliki... Harry ağrının dinmesini bekliyordu ama aksi gibi şiddetleniyordu. Lanet olsun! Diye soludu... Ne sinirlendirmişti bu kadar onu?

- Ah Harry! Numara yaptığını sanmıştım... Dedi Hermione. Telaşlı bir şekilde Harry'nin elini çekti ve alnına elini koydu sonra telaşla Ron'a döndü. Harry yok bir şey diye fısıldadı Hermione'ye ama o dinlemedi. Profesörden izin aldı ve Harry'nin koluna girdi. Harry kendini zorlayarak ayağa kalktı ve ikisi sınıftan çıktı. Harry az önce olanlara inanamadı. Hermione bir dersten çıkmıştı. Harry ve Ron'u gönderebilirdi ama o kendi gelmeyi seçmişti...

- Hadi şimdi hastane kanadına gidiyoruz, dedi Hermione. Harry'ye destek olurken yumuşacık bir sesle konuşuyordu. Harry ağrı git gide şiddetlenirken Hermione'ye fazla yük vermemeye çalışıyordu. Bu imkansız gibi bir şeydi ama denemeye değerdi.

-Hayır Herm! İyiyim ben geçer şimdi.. diye fısıldadı Harry. Tek eliyle duvardan destek alırken yiğitçe bir çabayla dik durmaya çalıştı. Hermione'yi endişelendirmek istemiyordu.

-İtiraz yok! Hadi.. dedi Hermione. Harry ile birlikte koridorlarda yavaş yavaş yürümeye başladılar... Hastane kanadının önüne gelince Hermione Madam Pormfey'e seslendi. Madam Pormfey aceleyle geldi ve Harry'yi içeri aldı. Harry artık soğuk soğuk terlemişti... Madam Pormfey Harry'ye bir iksir verdi ve Harry onu içti... Bir süre sonra derin bir uykuya daldı.

*
-Endişelenme Herm! İlk defa olan bir şey değil.. dedi Ginny. Hastane kanadında Harry'nin etrafında toplanmışlardı. Harry hala derin bir uykudaydı.

-Ama hala uyanmadı. Son zamanlarda da ağrıları artmaya başladı.. ben çok endişeleniyorum! Dedi Hermione. Gerçekten de çok solgun görünüyordu.

-İyi olacak Hermione. Madam Pormfey'yi duydun. Vücudunun dinlenmesi için uyumaya ihtiyacı var. Yorgun düşmüş... Dedi Pansy. Ama o da endişeli bir şekilde Harry'ye bakmaktan geri kalmıyordu.

- İyi ki farketmişsin öyle sırada kalsaydı daha da çok direnmesi gerekirdi, tabi daha fazla yorulurdu, Dedi Draco.

- Ah! Ben çok korktum, böyle soğuk soğuk terlemişti. Sesini bile çıkartamıyordu... Dedi Hermione. O anı düşünmek bile dehşete düşürmüş gibiydi.

- Hadi çocuklar yalnız bırakın onu! Dedi Madam Pormfey. Bunun üzerine hepsi odadan ayrıldı...

*
Büyük salonda öğle yemeği saati olduğu için çok kalabalıktı. Harry, Ron ve Hermione oturmuş yemek yiyorlardı... Harry hastane kanadından çıkalı iki gün olmuştu. Fazla tutmamışlardı zaten uyanınca çıkmasına izin verilmişti. Hermione o olaydan sonra Harry sanki camdan bir malzemeymiş gibi davranmaya başlamıştı.

Üçü böyle sessizlik içinde yemek yerken masaya Neville ve Luna geldi. Harry bir birine bir diğerine bakarken sırıtmasına engel olamadı. Ron ve Hermione ise çok şaşırmış bir şekilde ikisine bakıyordu. Neville Luna'nın elini tutmuştu...

Bir Serçenin Gözyaşı Kadar...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin