Miseilan Krallığı Yakınları
Herhangi bir odaya girmiştik. Ardından kapıyı kapattı.
"bu odada kalacaksın." Gözlerimi odada gezdirdim. Bayağı büyüktü.
"burası senin mi cideen? Yani bu bina." dediğimde tek kaşını kaldırdı.
"evet, neden sordun ki?" üstündeki siyah pelerini çıkarıp herhangi bir yere fırlattı.
"ne bileyim, o kadar büyük ki. Böyle bir şeye sahip olman.."
"babamın ailesi soylu, ondan dolayı. Çok fazla soru sorma, prenses. Sinirimi bozuyorsun." Peter denilen adam sandığımı bıraktı ve önümüzde eğilip bizi yalnız bıraktı.
Taehyung sandığa ilerleyip kapağını açtığı da hızlıca yanına ilerledim. İçinde bir sürü takılarım ve kıyaflerim vardı.
"bak," dedim ve bakışlarını üzerime çektim. "bu sandıktaki bütün takıları sana veririm, hepsi senin olur hayatını yaşarsın. Ne olur beni bırak." dediğimde gülmeye başladı.
"sence altın, gümüş veya her neyse bu değerli takıların intikam ateşimi söndüreceğini mi sanıyorsun? Bu takılara ihtiyacım olduğunu mu düşündün cidden prenses? Hiç babana benzemiyorsun.." Karıştırmaya devam etti.
"beni her seferinde küçük düşürmekten ne zaman vazgeçeceksin?" Eline iç çamaşırlarımdan birini aldığında gözlerimi sonuna kadar açtım.
"bu ne?" deyip gülmeye başladı. "o yaşlı bunak için mi giyecektin bunları." elinden çekip aldım. Ne yapıyordu bu adam!
Yanaklarım da kızarmaya başlamıştı ayrıca, o panikle sandığın kapağını kapattım.
"bir prensesin sandığını karıştırmak çok büyük bir ayıplıktır bilmiyor musun?"
"onları," dedi arkama sakladığı iç çamaşırımı başıyla göstererek.
"benim için de giyebilirsin, yazık olmasın." dediğinde yanaklsrım daha da kızarmıştı.
"sapıklaşmayın lütfen, rica ediyorum."
Eliyle yeni çıkmaya başlamış sakallarını kaşıdı.
"ayrıca bana teşekkür etmelisin, prenses. Seni o yaşlı bunakla evlenmekten kurtardım." dediğinde göz devirdim. Aslında haklıydı, beni o yaşlı bunakla evlenmekten ve hayatımın bok yolunda ilerlemesinden kurtarmıştı. Sanki onunla burada kalınca da aynısı olmayacaktı.
Ellerimle saçlarımı düzelttim.
Akşam olmuştu ve ben koltukta oturmaktan ve zamanın ilerlemesine göz yummaktam başka hiçbir şey yapmamıştım.
Hizmetçilerden biri beni yemeğe çağrıdığında ayağı kalkıp Taehyung'un karşısına oturdum.
"bak, prenses," dedi ve ağzındakileri bitirdi. "babanın seni bulup almaya geldiği zamana kadar benimle yaşayacaksın." dediğinde lokmamı bitirdim. "peki bu intikamı ne için alacaksın? Kimden?"
Kaşlarını çattı.
"baban olacak o zalim kraldan ve Chris'ten."
Tek kaşımı kaldırdım.
"Chris mi? O niye?"
Kaşığını sinirle masaya vurdu.
"Ordunuzda başkomutandım. Chris beni hep kuskanırdı ondan yüksek bir mertebede olduğum için. Bir gün hem üstüme iftira attı ve beni sürgüne yollattı hem de yerime geçti. Baban da beni dinlemeden Chris'in yalanlarına inandı."
"sana neden inanayım?"
Dudakları alayla kıvrıldı.
"sence inanıp inanmaman umrumda mı?"
"beni burada tutup ne yapacaksın peki?" dediğimde gözlerini kıstı bu sefer de.
"ilk önce abini öldürecek ve seninle evlenip bir erkek çocuk yapacağım, baban öldükten sonra yerine geçebilmek için."
taehyung iyi misin yavrum?
+60 oy
ŞİMDİ OKUDUĞUN
princess ⚘ kim taehyung ✓
Fanfiction"beni ister dostun olarak gör, ister düşmanın; bana istersen sevgi besle, istersen nefret ama bana sakın aşık olma, prenses." to my sweet princess, @nurrora tamamlandı.