4; 'neden beni kaçırdın?'

8.4K 685 241
                                    

Miseilan Krallığı Yakınları

"heey! Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz, bayım!" dediğimde arkamdaki adam gülmeye başladı.

"sizi kaçırıyorum prensesim." dedikten sonra boğazıma dayalı olan kılıcını kınına terleştirdi ve karnımdaki elini çekti.

"hey, Peter! Helena'nın sandığını siz arkadan getirirsiniz!" dedikten sonra bembeyaz olan atının önünde durdu ve bana bakmaya başladı.

"bin."

"hayır, asla." deyip tek kaşımı kaldırdım.

Asla o beyaz ata binip bu yabancının beni kaçırmasına izin vermeyecektim. Ki zaten bu kadar kişinin arasında nasıl kaçırılmayacaksam?

"bana bak, sabrımı zorlama da bin şu ata!" diye bağırdığında ister istemez ürpermiştim.

"sen kimsin? beni neden kaçırmaya çalışıyorsun?" diye sordum onun yüksekli çıkan sesinin aksine daha yumuşak bir sesle.

Gülümsedi.

"ben Taehyung. Eğer biraz daha ata binmemeyi sürdürürsen senin katilin olacağım."

Bir süre sonra beyaz atın üstünde, Taehyung'un beline sarılmış bir şekilde bulmuştum kendimi.

Ben ki Prenses Helena, beni kaçıran adama sığınıyordum..

Uzun bir süre sonra saraydan küçük, normal bir evden de büyük olan bir binaya gelmiştik.

Burası da neresiydi?

Attan indikten sonra "heeey!" dedim. "beni saraya götür, burası da neresi?" dediğimde Taehyung denen herif gülmeye başlamıştı.

"ah Helena... Prenses olmana rağmen saçmalaman çok gülünç."

Tek kaşımı kaldırdım. "ben senin  prensesinim ve emrediyorum beni saraya götür!"

Alayla dudakları kıvrıldı. "hani, prenseslik tacını göremiyorum? Nerede o?" deyip başımın üstünü işaret ettiğinde elim başımın üstüne gitmişti.

Tacım yoktu!

"onu Svana'ya verdim. Babanın inanması için." dediğinde gözlerimi kısmıştım.

"sen aşağılık bir herifsin. Kimsin nesin bilmiyorum ama sıkıntılı olduğun kesin."

Binaya girerken arkadan elini anlamdıramadım bir şekilde salladı.

"ben gideceğim!" dediğimde anında arkasını döndü. "sen ciddi misin?"

"evet?"

Bana 'yazık sana' dercesine baktı.

"iyi, git. Domuzlar seni koşturur ama aç kurtları bilemem." dediğinde tek kaşımı kaldırdım.

"blöf yapıyorsun, kanmayacağım." deyip geldiğimiz yönden yürümeye başladım.

Elbet bir avcı denk gelecek, beni tanıyacak ve saraya götürecekti.

O aptal adamın beni neden kaçırıp sonra da saldığını hala anlayamamıştım ama kesinlikle aptal ya da salak olmalıydı.

Peki ya o çok güvendiğim, yıllardır yanıbaşımda gezen Svana'ya ne demeli? Bir ajan çıkmasına inanamıyordum! O şerefsiz ne yapmıştı da Svana'yı buna mecbur etmişti bilmiyorum ama kesinlikle Taehyung denen herif onu bir şeyle tehdit etmiş olmalıydı. Svana böyle kişilikte bir kız değildi, yani, olmamalıydı.

Uzaktan bir at gözüme iliştiğinde istemsiz gülümsemiştim, at varsa sahibi de vardır öyle değil mi?

Koşarak ata doğru tabiri caizse koşarak ilerlediğimde, birkaç metre ilerisinde sahibinin olduğunu gördüm.
Tanrının sevgili kulu olmalıydım!

"hey!" diye seslendiğimde bana döndü ve yaklaştı.

Beni uzunca süzdüğünde "prensesim?" dedi ve selam verdi.

"evet, benim. Rica etsem beni saraya götürür müsünüz?"

Birkaç dakika daha konuştuktan sonra atına bindim ve saraya doğru ilerlemeye başladık.

Veya ben öyle sanıyordum, çünkü Taehyungla az önce geldiğimiz yere gelmiştik.

"ama.." deyip yüzüne baktığımda şapkasını ve kabanını çıkardı. Bu, Taehyung'un emrindeki insanlardan biri olmalıydı!

Taehyung'un kahkahası kulaklarıma dolduğunda eş zamanlı olarak gözlerim dolmuştu.

Yine kandırılmıştım!

Adam bizi yalnız bıraktığında Taehyung'a doğru yaklaştım. Kolumdan tuttuğu gibi içeriye soktu beni.

"benden kaçabileceğini sandın mı cidden? Yazık sana Helena.."

"beni neden kaçırdın Taehyung? Bunu neden yapıyorsun?"

"sakın ağlama." dedi. Kaşları çatılmıştı.

"bunu ne için mi yapıyorum? İntikam. Damarlarımda kan yerine nefret ve intikam akıyor, prenses."

waaow haşin erkek Taehyung sen kimden intikam alıyorsun bakayım sksksnx

umarım beğeniyorsunuzdur çünkü diğerlerine oranla daha çok hevesliyim bu kurgum için.

+50 oy

princess ⚘ kim taehyung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin