27; 'seni azlediyorum'

4.7K 475 143
                                    

Günlerce ağlamaktan gözlerim çıkmıştı. Göz altlarımın mosmor olduğuna yemin edebilirdim ama size ispatlayamazdım. Yeme-içmeden de kesilmiştim ve arada karnıma sancılar giriyordu. Biliyordum, bu yaptığım bebeğim ve benim için zararlıydı ama istesem de kendimi durduramıyordum.

Taehyung ve Hazel beni yatıştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar, üstüme iki kat daha fazla titriyorlardı. Buna rağmen asla susmuyordum. Sulu gözün biri olup çıkmıştım. Zaten şu son zamanlarda hamilelik hormonlarım beni ele geçirmişken abimin ölmesi tuz biber olmuştu ağlamam için.

Tanrı aşkına abim ölüyordu ve ben cenazesine bile gidemiyordum! Bu nasıl bir acizlikti böyle?

"bebeğim ağlamaktan helak oldun, biraz uyur musun artık?" dediğinde Taehyung, elimdeki mendille göz yaşlarımı sildim.

"zaten hasretiyle yanıp tutuşurken bir de ölmesi, Taehyung.. Ah!" dedim ve elimi karnıma götürdüm. Yine sancı girmişti sanırım. Derin derin nefesler almaya başlarken, aniden ayaklarım yerden kesildi ve kendimi birden Taehyung'un güçlü kollarında buldum.

Odamıza girdi ve sonrasında bedenimi narince yatağa bıraktı. Elini karnıma götürdü.

"kendine ve bebeğimize zarar veriyorsun, hayatım. Yapma artık.." kalın sesi ince çıkmıştı, o da benimle beraber üzülüyordu.

İçeriye askerlerden biri geldi ve doktorun geldiğini haber verdi. Taehyung da içeri gelmesini söyledikten sonra ayaklandı.

Doktor içeri girip beni gördüğünde "prensesim?" dedi ve önümde eğildi. Gülümsemeye çalıştım, bu halimle ne kadar başarılı olmuştu bu girişimim, tartışılırdı.

"bana bak doktor," dedi Taehyung kaşlarını çatmış bir şekilde. "eğer prensesin burada olduğunu birine söylersen, cehenneme kaçsan bile bulurum seni." sesinin ciddiyetiyle tüylerim sanki diken diken olmuştu. Doktor başını salladı ve yanıma oturdu.

"neyiniz var efendim?" dediğinde gözlerimdeki yaşları silmiştim.

"arada karnıma şiddetli sancılar giriyor." dediğimde çantasından birkaç bir şey çıkardı."

"kendinizi fazla üzmeyin ve sağlığınıza dikkat edin. Şunları kaynatıp için lütfen." deyip bitkileri Taehyung'a uzattı.

"sabahları yemekten sonra içerseniz daha çok faydası olacaktır." dedi ve beni odada yalnız bıraktı. İçsem de bu hüzün bedenimi terk etmediği sürece nasıl bana fayda sağlayacaktı? Gözlerimi kapattım ve uyumaya çalıştım. Peki bu ne kadar mümkün olabilirdi ki? Bir oraya bir buraya dönmekten uyuyamamış, ayaklanmıştım. Hava hafiften kararmaya başlamıştı, sanırım uyumaya çalışırken bayağı bir zaman geçirmiştim. Derin bir nefes alıp kendimi odadan dışarıya attım. İçimde yine kötü bir his varlığını sürdürmeye başlamıştı, korkuyordum.

Salonda Taehyung'un bağrışmalarını duymuştum, karnımın izin verdiğince hızlı adımlarla yanına koştum. Tanrım yine mi kara bulutlar üzerimizdeydi?

Hazel'in "hemen kaçalım o halde!" dediğini duyduğum gibi yanlarına ulaşmıştım.

"nereye kaçıyoruz?" dedim titreyen sesimle. Taehyung çatık kaşlarıyla bakışlarını Hazel'in üzerinde sabitledi.

"efendim, babanız sizin burada olduğunuzu öğrenmiş." dediğinde Peter, adeta olduğum yee çivilenmiştim. Başımdan aşağı kaynar sular dökülüyordu sanki, birden alevlenmeye başlamıştı bedenim.

"n-nasıl öğrenmiş?"

"Prens Luke'un askerleri söylemişler." Taehyung yanıma gelip koluma girdiğinde fark etmiştim ayaklarımın tutmadığını.

princess ⚘ kim taehyung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin