25; 'çilek'

5K 495 197
                                    

Saçımda hissettiğim hareketlilikle uykumdan uyanmıştım. Gözlerimi açmamış, duruyordum öylece. Yanağıma çarpan düzensiz nefeslerle beraber gözlerimi araladım ve sahibine döndüm. Taehyung, gözlerini bana dikmiş yüzümün her bir milimetresini inceliyormuşçasına kahverengilerini gezdirip duruyordu.

Gülümsedim.

"sen beni mi izliyordun bakayım?" dediğimde o da gülümsemeye başladı. Düşünüyormuş gibi yaptı.

"yaklaşık seher vaktinden bu yana izliyorum seni, bebeğim." dediğinde gülümsemem daha da yayıldı ve başımı çıplak göğsüne gömdüm.

"utandın mı sen bakayım?" deyip eliyle saçlarımı karıştırdı.

Kulağımı tam kalbinin olduğu yere koydum ve dinlemeye başladım. Şu ses bile, sanki Taehyung'un her bir ses teline aşık değilmişçesine beni kendine aşık ediyordu. Derin bir nefes aldım.

"utanmamaya alışman gerekiyor, meleğim. İleride kızımız da senin gibi olursa vay halime!" deyip kıkırdadığında içim bir hoş olmuştu.

Bebek..

Bunu bu zamana kadar hiç düşünmemiştim, daha doğrusu her an ensemde hissedebileceğim bir cellat -ki bu da babam oluyor- olduğu sürece nasıl düşünebilirdim ki?

Bana ya da Taehyung'a benzerdi, belki de karşıdan bakıldığında ikimizi de andırırdı. İkimizden bir parça taşıyacaktı, Tanrım hayali bile mükemmeldi!

Belki de Taehyung gibi muhteşem bir erkek olacaktı?

Güçlü kollarıyla beni daha da çok sardı ve yerle bütünleşmeye yüz tutan pikeyi üstümüze çekti.

Nefeslerim kalp atışlarıyla birleşti ve ortaya mükemmel bir melodi yayıldı.

Bir süre öyle kaldık, daha sonrasında başımı kaldırıp gözlerine baktım.

"Taehyung, canım bir şey çekti." dedim yavru köpek bakışları atarken.

"senin şu iki haftadır canın hep bir şeyler çekiyor, bebeğim?" dedi ve burnunu burnuma sürttü. Haklıydı, şu sıralar canım hep bir şeyler çekiyordu. Yemiş olmama rağmen asla uslanmıyordu.

"ne çekmiş benim meleğimin canı?"

"çilek." dedim tek nefeste. Şuan aşırı çekmişti, kahvaltı yapmamış olmama rağmen.

"kahvaltıdan sonra." dedi ve yanağımdan makas aldı, sonrasında da hareketlendi. "Hazel şimdi uyanmış içinden bize küfrediyordur."

Yataktan kalktı, yerde kendine yer bulan saten gömleğini giyip düğmelemeye başladı. Ben de ardından ayakladım ve lavaboya gittim.

Tahmin ettiğimiz gibi de oldu, Hazel masada bizi bekliyordu ve ikimizi görür görmez sitem etmeye başladı.

Ah şu deli kız!

Kahvaltı yaptıktan sonra bir tabak çilek önüme koyuldu ve ben sanki yokluktan çıkmışım gibi yemeye başladım. Şuan hiç de görgü kuralları umrumda değildi, sadece önümde duran kan kırmızısı rengindeki çileklerle ilgileniyordum.

"yavaş olsana, Helena. Çatlayacaksın şimdi!" deyip gülmeye başlayan Hazel'e döndüm.

"canım çok çekti ne yapayım?" dediğimde kaşlarını çattı.

"bunu da mı canın çekti, Helena? Sen.." dedi ve bana daha çok yaklaşıp kulağıma fısıldadı.

"hamile olabilir misin?" dediğinde duyduklarım şok dalgası şeklinde vücuduma yayıldı ve gözlerimi sonuna kadar açtım.

Bunu hiç düşünmemiştim!

Beynimde periyodumu gözden geçirdim. Sanırım bir ay gecikmişti. Bunu hiç fark etmemiştim.

Sanırım hamileydim!

Hazelle göz göze geldikten birkaç saniye sonrasında ortama bir çığlık yayıldı.

"abi, Helena hamile!"

son 3 +1 ...

hadi bakayımm hala oluyoruz ndlsndj

yeni bölüm için 125 oy

lütfen autograph'ı da okuyun..

princess ⚘ kim taehyung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin