Miseilan Krallığı
Günlerdir odamdan çıkmamakla beraber odama da kimseyi sokmuyordum. Sadece Svana yemem için yemek getiriyordu, sonrasında kovuyordum odadan.
Yarın sabah yolculuğa çıkılacaktı ve benim bir şekilde o adamla evlenmemem gerekiyordu.
Chris.. Benim kıştaki güneşim, ayım... Kalbimin prensi, obenim sevgilimdi. Onunla hayallerimiz vardı, onlara ihanet edip yaşlı bunakla evlenemezdim. Eğer babama Chris'ten söz edersem onu kesinlikle öldürürdü. Chris babamın askerlerinden biriydi, beni asla onunla evlendirmezdi.
Bizimkisi de imkansız aşklardan bir tanesiydi işte..
Bir yol düşünmeliydim..
Akşam olduğunda Svana yemeğimi getirmişti. Tam çıkacakken onu durdurdum.
"gel, otur Svana." dedim ve yanımı gösterdim. Selam verdi ve sonrasında oturdu.
"buyrun efendim?" dediğinde ona bütün bedenimle döndüm.
"sen olsaydın ne yapardın?" dediğimde "bana görüş bildirmek düşmez, efendim." demişti. Elimi omzuna attım."söyle Svana. Lütfen dürüst ol ama. Evlendireleceğin kişi senden yaşça büyük ve bunu sana baban koşulluyor." derin bir nefes aldı.
"peki, dürüst olacağım efendim. ben de sizin gibi bu evliliğe karşı çıkardım ama bunu devletimiz için yapmak zorunda kaldığımdan boyun eğerdim. Sonuçta halkım benden daha değerli." dedi ve sonrasında çıktı. Kafam karışmıştı şuan. Ne yapacağımı, nasıl davranacağımı bilemiyordum.Bense bunu fırsat bilip üstüme siyah bir şal aldım ve yüzüme de bir mendil bağladım fark edilmemek için. Bütün çarşafları ucu ucuna sıkı bir şekilde bağladım.
Chris'in evine gidecektim.
Eklemeler bittiğinde diğer ucunu yatağımın ucuna bağladım ve diğer ucunu da camdan aşağı salladım.
Muhafızlara görünmeden gizlice Chris'in dairesine girmeliydim. Onun kaldığı daire hemen yanıbaşımızdaydı, umarım muhafızlara görünmeden dairesine girmeyi başarabilirdim.
Hızlı adımlarla binaya girdim ve kapısını çaldım. "gir." dediğinde kapıyı açıp girmiş sonrasında hızlıca arkamdan kapatmıştım.
"prensesim?" deyip önümde eğildiği sıra ona yaklaştım.
"sevgilime ne oldu, Chris? Ben senin sevgilinim." dediğimde yanaklarına koymuş olduğum ellerimi tuttu ve indirdi.
"siz bir prensessiniz ve bir kralla evleneceksiniz. Ben sizin artık sevgiliniz olamam-" parmağımı dudağına bastırdım susması için.
"ben sadece sana aitim, Chris. Götür beni buradan. Uzaklara gidelim çok uzaklara babamın bizi bulamayacağı bir yere." dedim ve tam öpmek için yaklaşmıştım ki bir adım geriledi.
"ben.. ben bunu yapamam efendim. Ben babanıza asker olmadan önce yemin etmiştim. Ona ihanet edemem. Bağışlayın beni." gözü dolmuştu, benim de dolmaya başlamıştı.
"sen.. sen neler diyorsun, Chris Tanrı aşkına?"
Kapı açıldığında içeriye askerlerden biri girdi. Kahretsin!
Beni görünce şaşırdı ve önümde eğildi. "prensesim.. sizin burada ne işiniz var?"
Elimle gözyaşlarımı sildim.
"yarınki yolculuğumda Chris'in kafileyle beraber gelmesini rica etmiştim güvenliğim için ama çok meşgulmüş kendileri." dedim ve odadan çıkacakken kapısında durdum.
"kendinize çok iyi bakın askerlerim.."
Sen de kendine çok iyi bak Chris..
gözler yaşlı..
3. bölümde sonunda taehyung'u göreceğiz!!
+40 oy
ŞİMDİ OKUDUĞUN
princess ⚘ kim taehyung ✓
Fanfiction"beni ister dostun olarak gör, ister düşmanın; bana istersen sevgi besle, istersen nefret ama bana sakın aşık olma, prenses." to my sweet princess, @nurrora tamamlandı.