Sabah uykumdan uyandığımda uzunca gerindim ve birkaç saniye öylece bekledim. İlk defa bir prenses olmayarak uyanmıştım. İlk defa gecemi bir yabancının yanında geçirmiştim.
Bu biraz.. garip hissettirmişti.
Ellerimle gözlerimi kapattım ve bir süre karanlığa teslim oldum. Uykumu almıştım ama beynim yorgundu.
Umarım babam hemen yerimi bulurdu, yoksa bu yabancının yanında nasıl vakit geçirebilirdim.
Ama babam beni bulduğunda ya tekrar o bunakla evlendirmek isterse? O zaman ne yapardım?
O zaman tanrıya dua etmekten başka bir seçeneğim kalmıyordu.
Ayağa kalktığımda geceliğimle olduğumu fark edince kaşlarım çatılmıştı. Ben elbisemle uyumuştum? Bu kesinlikle Taehyung'un işi olmalıydı, umarım evdeki kadınlardan birine değiştirtmiştir.
Sandıktan herhangi bir elbise alıp dolaptaki aynanın karşısına geçtim ve giyinmeye başladım. Normalde hep bana Svana yardım ederdi ama o da yoktu şuan ve ben arkamdaki ipleri bağlamayı beceremiyordum. Elim yetişmiyordu. Be kadar uğraştıysam da olmamıştı ve bu, gözlerimin dolmasına neden oluyordu.
Uzun uğraşlarım sonuç vermemişti, tek olan şey kollarımın uyuşmasıydı. Aynanın önüne çöktüm ve ağlamaya başladım.
Ne yapacaktım? Nasıl bir hayat sürecektim? Neler oluyordu ve neler olacaktı ileride? Hiçbir şey bilmiyordum ve tanımadığım birinin yanında yaşamımı sürdürüyordum.
Belki de şimdilik.
Kapı tıklatıldığında ilk önce ses vermemiştim, ikinciye tıklatıldıktan sonra dışarıdan bir ses geldi.
"prenses?"
Bu Taehyung'tu.
"git başımdan." dedim ve gözyaşlarımı sildim. Onun yüzünden düştüğüm duruma da bakın!
Ben ki Prenses Helena, bir yabancının intikamının parçasıydım ve kendi elbisemin ipini bile bağlamaktan acizdim...
Birkaç saniye sonra kapı açıldı ve içeriye bir beden girdi ki bunun kim olduğu apaçık ortadaydı. İçeriye dolan vanilya kokusundan anlayabilmiştim bunu.
"giyinik değilim görmüyor musun, çık dışarı." dediğimde yüzüme bakmakla yetindi ilk önce, sonrasında kolumdan tutup ayağa kaldırdı, aynanın karşısına geçtik.
Elbisemin iplerini özenle bağlıyordu, soğuk eli her tenime değişinde bir titreme geliyordu içimden. Nefesi çıplak sırtıma değiyordu ve bu, sanki oraya yüzbinlerce iğne saplıyorlarmış gibiydi. Yanaklarım da kızarmıştı hafifçe. O işini bitirdiğinde sadece iç çekişlerim kalmıştı geriye.
"al." dedi ve omzumun üstünden bir mendil uzattı.
"bir kadının ağlamasından nefret ederim," dedi ve mendili elinden aldığım gibi arkasını dönüp giderken durdu ve döndü. Aynadan göz göze gelmiştik.
"hele ki o kadın karşımda ağlıyorsa. Sakın bir daha karşımda ağlama, prenses." dedi ve teşekkür etmeme izin vermeden odayı terk etti.
Bu durum karşısında ne söyleyeceğimi, nasıl davranacağımı kestirememiştim...
Nihayet kahvaltı hazırlanmıştı ve ben de bir şekilde utancımı yenip yemek odasına teşrif edebilmiştim.
"ben.. teşekkür-"
Ağzındaki lokmasını yuttuktan sonra hemen sözümü kesmişti.
"teşekkür etmene gerek yok bundan da nefret ederim, prenses. Bilgin olsun." deyip tekrar yemeye devam etti.
"Chris, seni neden bıraktı?" diye bir soru yönelttiğinde birden öksürme geldi ve öksürmeye başladım. Hemen su alıp içmiştim.
"sen bunu nereden biliyorsun?"
Tek kaşını kaldırdı.
"dün gece sana masal okurken söyledin?"
İçimden küfür etmiştim, bunu cidden taehyung'a söylemiş miydim?
"çünkü babama ihanet etmek istemiyordu, başka bir adamla evlendirme emrine karşı gelemedi."
"aptal." dedi.
"aptal falan değil, seviyorum onu hala."
Alaycı bir gülümseme takındı.
"sen de aptalsın."
Ama bu adam!
"sen sanki çok mu normalsin? Hırsıyla hareket eden insanlar da aptalın tekidir!"
Ayağa kalktım ve odama doğru ilerlerken durdum.
"aptal!"
günaydın canlarımm! sonunda sizlerleyim ve sizi çok özledimm💜
yeni bölüm için 70 oy
ŞİMDİ OKUDUĞUN
princess ⚘ kim taehyung ✓
Fanfiction"beni ister dostun olarak gör, ister düşmanın; bana istersen sevgi besle, istersen nefret ama bana sakın aşık olma, prenses." to my sweet princess, @nurrora tamamlandı.