Taehyung ile göz göze geldiğimde korkma duygusu bütün vücudumu ele geçirmişti. Titriyordum, babamın beni bulma düşüncesi korkutuyordu beni.
Derin bir nefes aldım. "tahminen ne zaman burada olurlar." düşünür gibi yaptı.
"tahminen dört-beş dakikaya burada olurlar efendim." dediğinde tam odadan çıkmak için adımımı atmıştım ki Taehyung buna engel oldu ve beni kendisine döndürdü.
"eğer," dedi. "gitmek istersen gidebilirsin."
Bu da ne demek oluyordu şimdi? Ne saçmalıyordu? İntikamını almaktan vaz mı geçmişti?
Kaşlarımı çattım. "intikamını almaktan vaz mı geçtin, Taehyung? Ben de seni kararlı ve istekli bir adam sanırdım, yazık." dedim ve dolu gözlerimi görmemesi için sırtını döndüm.
Elbisemin eteklerini havaya kaldırıp delicesine koşmaya başladım koridorlarda. Bir yere girmeli ve saklanmalıydım. Beni hiçbiri bulmamalıydı. Bulurlarsa bu sonum olur demekti. Sadece benim de değil, Hazel, Taehyung ve burada yaşayan herkesin hayatı tehlikeye girerdi, bir nebze de onları korumak adına burada kalmalıydım.
Delicesine koşarken bir kol beni kendisine çekti ve bir odaya soktu, ardımdan kapıyı kapattı. Bu Hazel'di.
"Peter'i duydum. Baban geliyormuş." dediğinde nefes nefese kaldığımdan dolayı başımı olumlu anlamda salladım.
"gitmek istemiyorsun, öyle değil mi?" başımı olumlu anlamda salladım.
"abime de aşıksın?" başımı olumlu anlamda salladım.
"iyi öyleyse, seni saklayacağım." dedi ve soyunmaya başladı. Hizmetlilerden biri de elinde sepetle Hazel'e bakıyordu.
"soyun sende, sadece içliğin kalsın." dediğinde hemen üstümü çıkardım. Hazel iç çamaşırlarıyla kalmıştı. Hizmetli eline elbiseleri aldı.
"sandığım!" dediğimde Hazel elini omzuma koydu. "merak etme o iş de bende." dedi ve su dolu küvetin içine girdi.
"hadi sen de gel." dediğinde ne yapacağını anlamamıştım. Ben de suyun içine girdim.
"şimdi ben ayak seslerini duyduğum an sana evet diyeceğim ve suyun içine uzanacaksın. Anna abla da üstümüze gül yaprakları atacak fark edilmemen için. Yıkandığımı sanan askerler umarım içeriye kadar girmezler yoksa onları döverim." dediğinde gülümsemiştim.
Hazel'in hakkını hiçbir şekilde ödeyemezdim. "teşekkür-"
"dur daha etme, kurtulunca edersin başka yollarla." deyip sözümü kesti ve sonrasında göz kırptı.
"tahminen ne kadar nefesini suyun altında tutabilirsin-" sesler gelmeye başlamıştı, sanırım içeriye girmişlerdi.
"neyse boşver." dedi ve suyun içine uzandı, ben de geniş bir alanda çömelmiş bir şekilde duruyordum. İç çamaşırlarının askılarını kollarından sıyırdı. Bunu, çıplak izlenimi verebilmek için yapmıştı. Anna da sepetteki gül yapraklarını küvetin içine dökmeye başlamıştı. Ayak sesleri burada yoğunlaştığında Peter'in sesini duydum.
"hanımefendi orada banyo yapıyor, girmeyin!" dediğinde Hazel'le göz göze geldim. Ağzını "evet" olarak oynattı ve ben hiçbir bedenim görünmemeksizin suyun içine girdim.
Tanrım, lütfen beni koru.
(ilahi bakış açısı)
Taehyung camdan dışarıya bakıyor, hiçliği izliyordu. Peter yanı başındaydı. "efendim ne yapacağız?" dediğinde Taehyung derin bir iç çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
princess ⚘ kim taehyung ✓
Fanfiction"beni ister dostun olarak gör, ister düşmanın; bana istersen sevgi besle, istersen nefret ama bana sakın aşık olma, prenses." to my sweet princess, @nurrora tamamlandı.