Zamansız Sevgi adında bir playlist oluşturdum Spotify'da. Eğer bakmak isterseniz hesap adım; rrebiyy Link; https://open.spotify.com/playlist/1Lf70kbwL5pzJ3NsHDejfQsi=022be907856c4acc
Yaşamım boyunca en korktuğum şeylerden biri; insanların hayat akışlarını bozmak, yollarındaki engel olmaktı. Şimdi elimdeki resmin her detaylarında gezinen gözlerim giderek dalgınlaşırken, yoğun bir şekilde kendimi sorgulamayla cebelleşiyordum içimde. Algan'ın yakın olduğu bir kadın, ikisinin de mutlu olduğu bir an...
Tarih; 04- 10-2997
Şuan ki zamana göre üç yıl öncesi. Algan 24 yaşındayken...
Nedenini bir türlü anlamadığım ve ısrarla benden gizlenen şu koruma olayı o zamanda devam ediyor olmalıydı ve tarihe göre resimdeki kadında burada, 3000 yılında yaşayan biriydi. Derin bir soluk bıraktığımda, haberim olmadan başkalarının hayatlarını kısıtladığım düşüncesi göğsüme oturdu.
Algan'ın beni koruması için sürekli 2022 yılında bulunması gerekiyordu ve ben bu gerçekle bir kez daha en derin şekilde yüzleştim. Bir insanın, tüm hayatını kökten değiştirmiştim istemeden de olsa. Yirmi iki yaşından bu yana, onun hayatının merkezindeydim fakat ruhum bile duymamıştı. Ama benim ruhumun duymaması, onun yaşamını derinden etkilediğim gerçeğini değiştirmiyordu. Benim sorumluluğumun ona yüklenmesinin, hayatında yol açacağı sorunları düşündüm kısılan gözlerimle artık elimdeki resmi değil de, kendimle verdiğim savaşımı izlerken.
Benim yüzümden, yaşantısı tamamen değişmişti. 3000 yılında yaşayan birinin, tüm yaşantısını 2022 yılına göre adapte etmesi omuzlarımdaki yüklerin ağırlığını daha da arttırdı. Bu yaşıma kadar kimseye yük olmadan yaşamak isteyen tarafıma vurulan en büyük darbeydi bu. Ortada dönen olayları, nedenleri ve tüm sonuçları bir kenara bıraktım zihnimin içinde sakince.
Elimdeki fotoğraf karesini eski yerine aynı şekilde koyarken, ajandayı yavaş hareketlerle rafa geri yerleştirdim. İki yana düşen ellerim cansızca dururken, durgunlaşan ruhumun kıyıya vuruş seslerini dinledim sessizce. Birinin, hatta birilerinin yaşamını bu kadar tepetaklak edebileceğimi bende düşünemezdim.
Benim düzeni bozulacak bir hayatım yoktu. Dağılacak bir mutluluğum, tükenecek umudum, kırılacak hayallerim yoktu. Ama tüm bunlara sahip olan insanların hayatlarının tam orta yerine, bir bomba gibi düşerek, hepsini paramparça etmiştim.
Duyulan mekanik seslerle, kendi içimde ki çekişmeli hesaplaşmama bir son vererek dağılan ifademi toparlamaya çalıştım. Hala aklımın alması mümkün olmayan, bir olaylar silsilesi içinde olduğuma inandıramıyordum kendimi. Mantığım, dikkatim, kararlılığım... Hepsinin yerini duygularım almıştı sanki. Olaylara mantıksal çerçeveden değil de, hislerimin bakış açısıyla yaklaşıyordum ve bunun farkında olmama rağmen sürdürüyordum.
Bunca karmaşanın içinde, zihnimde berrak ve oldukça net tek bir gerçek vardı.
Buradan bir an önce gitmeliydim.
Açılan kapıyla içeri askeri üniforması ile giren Kain'e değdi gözlerim. Geniş odanın içinde bakışları anında beni bulurken, beni bulmanın vermiş olduğu bir memnuniyet donuk mimiklerindeki buzları çözer gibi oldu.
"Merhaba Hera Hanım. Bir ihtiyacınız var mı?"
Dudaklarımda hafif bir kıvrılma meydana gelirken başımı iki yana salladım derin bir soluk bırakarak. "Yok, teşekkür ederim."
Başını sallayarak gitmeye yeltendiğinde, hızla ona doğru bir adım attım. "Aslında bir şey soracaktım..." Yükselen sesimle anında durarak bana döndüğünde kaşları havalandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMANSIZ SEVGİ
Science Fiction"Tüm gökyüzünü gözlerine taşımışsın. O maviliği bazen kara bulutlar örtmüş, bazen sağanak almış; hiç utanmadan akmış gözlerinden bir bir..." "Sana herkes kıymış ama sen kimseye kıyamamışsın. Nefret edenlere inat hep daha çok sevmişsin. Her yürümeye...