39. GERÇEKLEŞEN HAYALLER

3.4K 130 59
                                    


Oy veren herkese teşekkür ederim.💜

Keyifli okumalar!

Feel Nothing- The Plot In You


Aldığımız bazı kararlar, her ne kadar iyi niyetimizden olsa da; bazen amacımızın ışığından ayrılarak karanlıkta kalabilirdik.

Amaca giden yol, her zaman iyi niyetin taşlarında ilerlemiyordu.

Bu karanlığa bulaşanlardan biri de Zada'ydı.

Abimdi.

Verdiği güveni benden sökerek, kanata kanata geri almıştı. Açtığı yaralar, hissettirdiği nefret ve öfke...

Şimdi, aldığı güveni bir kez daha geri vermek istiyordu.

Fakat gözüm kapalı bunu kabullenebilecek bir güven de, bende kalmamıştı şimdi.

Ne geride bırakabiliyordum onu, ne de ilerime taşıyabiliyordum.

Ağırca yutkunduğumda, uykusuzluğumdan ve günün yorgunluğundan ağrıyan gözlerimi kapatıp açtım. Parmaklarım rüzgarın uçuşturup durduğu saçlarımı bir kez daha geriye doğru itelerken, bakışlarım kararan havanın ortaya çıkardığı yıldızları izliyordu.

Rigel tesisinin bahçesindeydim, tüm karışıklığıma rağmen.

Ondan uzaklaşmamı söyleyen yanım, ancak bu kadar kaçabilmişti.

Diğer herkes ısrarlarım sonucu kendi hayatlarının akışına geri dönerken; benim için hayat burada, tam şimdi durmuştu.

Zada'ya duyduğum kabarık öfke her ne kadar ağır ağır sönüyor olsa da; kırgınlığım çoktu. Beni korumak için göze aldıkları sonucu, kendi hayatını bütünüyle yok etmenin kıyısından dönmüştü.

İşte öfkemin bütünüyle yok olmadığı asıl nokta buydu. Ondan böyle bir şey yapmasını hiçbir şekilde istemezdim. Şimdiyse kafamda dönüp duran, en başında başka bir yol bulamayacağımız mıydı...

Tüm bunlara gerek kalmadan, güvenimi paramparça etmeden, başka bir yol hiç mi bulamazdık sahiden?

Onunla beraber ilerleyeceğimiz, tüm zorluklara karşı yan yana, güçlerimizi birleştirerek savaşabileceğimiz...

Algan'ı, benden uzak kalmaktan son anda alıkoymuştum zamanında. Aramızdaki bağı koparmaya niyetlenmişti o da ilk başta, başa çıkamadığı anda. Neden ilk çaresizlikte insan pes ederek, gözden çıkarmayı ilk seçenek olarak görüyordu her zaman?

Zada beni korumuştu. 

Ancak aynı zamanda zarar da vermişti.

Onu öldürebilirdim. Ve bu hayatım boyunca taşıyacağım en büyük vicdan azabı olarak kalabilirdi göğsümde.

"Daha ne kadar burada bekleyeceksin?" Duyduğum kısık sesle başımı hızla gerime doğru çevirdim, içsel sorgulamamdan koparak.

Kollarını göğsünde birleştirmiş, sırtı tesisin duvarına yaslı duran Lidya'nın ne zamandan beridir orada durduğunu bilmeyecek kadar kendi iç dünyamın hesaplaşmasına dalmıştım. Kollarını çözerek bana doğru geldiğinde, hemen yanımdaki boşluğa oturdu.

Sorusuna cevaben omzumu silktim yalnızca. Bende bilmiyordum kaç geceyi bu şekilde gündüz edeceğimi.

Rigel tesisinin arka bahçesinde, sessizliğin esir olduğu yerde şimdi ikimizde gecenin göğünü izliyorduk. Kendine doğru çektiği dizlerine kollarını sardığında, derin bir iç çekerek sessizliği bozdum temkinli şekilde.

ZAMANSIZ SEVGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin