OY vermeyi unutmayın lütfen:,) Yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar.💜
Karşımdaki aynadan yansımama düşen bakışlarım, gözlerimde sabitlendi.
Neredeyse on beş dakikadır olduğu gibi...
Kızaran gözlerimin akı, tüm gece uyuyamadığımı açıkça dile vurmak ister gibi dururken; durmadan akmaya devam yaşlarımı sildim yine.
Her gecenin bir sabahı oluyordu elbette. Ve ben, belki de ilk defa bir sabaha bu kadar uyanmak istememiştim.
Bugün, o hiç istemediğim vedanın ansız zamanı gelmişti. Durdurmayı başaramadığım zaman benimle zıtlaşmak ister gibi her geceden daha hızlı geçmiş, daha kısa sürmüştü onunla geçirdiğim an.
Pera, artık kendi zamanına dönmeliydi.
Fakat ben henüz onun varlığına dahi yeni alışmışken, gidecek olduğu gerçeğiyle yüzleşmek zorundaydım şimdi.
Kesik bir soluk alarak kendimi toparlamaya çalışırken, kapandığım odadan dışarı çıkmam gerektiğinin farkındaydım. Üzerimi değiştireceğim bahanesiyle geldiğim odada, çözülen boğazımdaki düğümlerin artık durmasını bekliyordum dakikalardır.
Yeniden gözlerimi sildiğim sırada birkaç defa tıklatılan odanın kapısı, yanıt veremediğimden en sonunda hafifçe aralandı. Dudaklarımı araladığım takdirde sesimden belli edecektim dağılan halimi.
Pera'nın üzülmesini istemiyordum. Bu halimin, ayrılığımızı daha da zorlaştıracağının farkındaydım ancak kendimi durdurabilmek mümkün değildi.
Duyduğum adım sesleriyle kendimi oldukça hızlı şekilde toparlamaya çalıştığım sırada, arkamda beliren bedeni buldu bakışlarım karşımdaki aynadan.
Göz göze geldiğimizde, adımları duran Algan, sessizliğini koruyarak yalnızca baktı birkaç saniye boyunca. Onun da üzgün olduğunun farkındaydım. Ancak hislerini benim kadar dışarı vurmama konusunda oldukça başarılıydı.
En sonunda bakışlarımı ondan kaçırdığımda, verdiği sesli soluk odada yankılandı. Hemen ardından bana yaklaşan adım seslerini işittim. Hemen arkamda durduğunda, parmaklarım bir kez daha sildi yüzümdeki ıslaklığı.
Kendimi toparlamak fazlasıyla zor geliyordu.
"Kızımız bizi bekliyor." Mırıldanışını duyduğumda, kaçırdığım bakışlarımı ona değdirmeyerek başımı salladım hızlıca aşağı yukarı doğru.
"Tamam..." Fısıltımdan dahi kendini belli eden ruh halimin berbatlığıyla, elini omuzumda hissettim.
Bedenimi kendisine doğru çevirmesine karşı herhangi bir zorluk çıkarmadan ona döndüm ancak yüzüne yine de bakamıyordum.
Hayatım boyunca ilk defa ev sahipliği yaptığım bu yeni hisler ve iç güdülerimle başa çıkmak güçtü çünkü anneliğin ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim dahi yokken, bir anda ortaya çıkan kızımın varlığıyla neye uğradığımı şaşırmıştım.
"Hera..." Parmakları çenemi bulduğunda, başımı hafifçe kaldırarak kendisine bakmamı sağladı.
Kaçırdığım gözlerim daha fazla ondan uzak kalamayarak mağlubiyet bayraklarını çektiğinde, kendimi onun gözlerinde buldum. Her zaman olduğu gibi...
"Yapma böyle sevgilim. Sonuçta onunla sonsuza dek vedalaşmış olmayacağız, değil mi?" Beni anladığını belli eden yumuşak tınısıyla konuştuğunda, başımı salladım yine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMANSIZ SEVGİ
Научная фантастика"Tüm gökyüzünü gözlerine taşımışsın. O maviliği bazen kara bulutlar örtmüş, bazen sağanak almış; hiç utanmadan akmış gözlerinden bir bir..." "Sana herkes kıymış ama sen kimseye kıyamamışsın. Nefret edenlere inat hep daha çok sevmişsin. Her yürümeye...