31.GEÇMİŞİN İZİ;BUGÜN

4.2K 200 73
                                    


Isabel LaRosa- Eyes don't lie

Conan Gray – People watching

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum💜 Keyifli  okumalar! :)


İhanet.

Ben her ne kadar adına cümleler, noktasız paragraflar yazarsam yazayım; her okuyanın aklında yalnızca kendi geçmişini bulacağı kelime...

Her inanın ihaneti farklı olacağı gibi, yaşadığı da farklıydı.

İlla bir başkasına gerek var mıydı ki bunun için?

Hepimiz bir noktada eski bize en büyük ihaneti gerçekleştirerek bugünkü kişi olmadık mı zaten?

Ben oldum.

Masum bildiğim benliğimin sırtına, en keskin bıçağı saplayarak, ölüsünün üzerine basıp geçtim.

Ben yaptım bunu kendime.

Her seferinde, her an, her zaman...

Belki sebep başkalarıydı, belki en yakınlarımdı, belki de yüzünü bir saniyeden az az gördüğüm bir yabancı... Ama sonuç, her defasında bendim.

Çünkü artık biliyordum ki, her eksiklik, iyi veya kötü, insanın ta kendisiydi.

Ben her şeyimle, sevabım ve günahımla bir bütündüm.

Eksikliklerimin de bende bütün olduğunu, insanın yoksun olduklarıyla tamamlandığını artık biliyorum.

Ancak insan daima bir arayış içindedir. Tam olduğumu düşündüğüm her an bile, illa bir eksiklik bulacağım kendimde.

Çünkü arayışı biterse, biter insan.

Yüreğime binen ağırlık, aldığım her solukta kendini hissettirmeye devam ederken; içimdeki harabenin kalıntılarını dışıma yansıtmadan ilerledim. Gerimde, o masada bıraktığım güvenin yerini intikam ateşinin ilk kibritini çakan hırsa, ilk defa müsaade ettim.

Kendimi de içine atacağım bir yangının, ilk kıvılcımları başlamıştı artık. Geri dönmeye niyetim yoktu. Bir karışıklığın aksine, gideceğim yol belirgindi zihnimin içinde. Yol da, sonu da görünürdü...

Tesisin dışına çıkarak geniş bahçeye ilk adımımı attığımda kısılan bakışlarım etrafta gezindi. Bitmek bilmeyen içimdeki savaşın yanında, birde başlamakta olan gerçek bir savaşta kapıdaydı. İki taraftan da köşeye sıkışmış hissediyordum kendimi.

Yalnız kalmamak için yanında yer edinmeye çalıştığım, ailem dediğim insanların her defasında beni o çemberden dışarı itmesiyse; gücümün harıydı. İçimde biriken kin de, hırs da, öfke de nefes aldırmıyordu artık gün yüzüne çıkmak isteyen tarafıma.

Her geçen gün, mutluluğa erişmek isteyen kanatlarım biraz daha budanıyordu. En sonundaysa, körelecekti.

Esen rüzgarla yanan gözlerimi sıkıca yumarak içime çektiğim derin bir nefesin hemen ardından geri açtım. Ağlamaya bile mi hali olmazdı bir insanın?

Parmaklarımın ucunda belki de saniyeler içinde kaşımda duranların tüm yaşamlarını sona erdirebilecek bir güç vardı ancak ben, daha kendime bile iyi gelemiyordum.

Gücün büyüklüğü, kontrolden çıktıkça insan yakınında kimseyi bulamıyordu. İyilik maskelerini yüzlerine geçirerek sahte sevgileriyle yanımda duran herkes, şimdi karşımdaki yerini almış, en ufak anımda saldırmak için hazırda bekliyordu.

ZAMANSIZ SEVGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin