2.bölüm-Akıl Hastanesi

461 38 25
                                    

             2.bölüm-Akıl Hastanesi

Akıl hastanesi.... delilerle dolan lanetli yer. Hep çok korkmuşumdur, hep miğdemi bulandırmıştır. Şimdi tamda tiksindiğim yere tıkmışlardı.

"Ben deli değilim!"

Bağırışlarım, yakarışlarım, hiç birisi engel olamadı.  Zorla hastanenin bahçesine soktular beni. Ne kadar çırpındıysam ne kadar direndiysem gücüm yetmiyordu onlara. Umursamıyorlardı beni, içinde bulunduğum durumu. Onların gözünde deliden ibarettim. Ama bilmedikleri bir gerçek vardı o da ben deli değildim! 

"Bırakın dedim yalvarırım bırakın" avazım çıktığı kadar bağırdım beni bırakmaları için.

"Yalvarırım bırakın..." ağlamaya başladım. Korkuyordum, çok korkuyordum o kadar kimsesiz o kadar çaresizdim ki, o kadar büyük bir hayâl kırıklığına uğramıştım ki teyzem en yakınım, güvendiğim insan beni buraya kendisi yollamıştı. İnsan hiç kendisine zarar vermeyen birine kötülük eder mi, neden etsin ki? ellerinden kurtulmaya çalışıyordum ama olmuyordu kolumdan tutan kadın bana bakarak kaşlarını çattı.

"Rahat dur biraz daha çırpınırsan sakinleştirici yapacağım." Derin derin nefesler alıp konuşmaya başladım.

"Bakın ben burayı istemiyorum ben deli değilim diyorum size neden anlamıyorsunuz?" Kadın acınası bir bakış attı, bakışlarının altında yatan  bir şeyler vardı.

"Korkma burada ki insanlarda senden"
Bunu söylemesiyle ağlamayı kestim ne demek oluyordu bu? korkma burada ki insanlarda senden. Dalga mı geçiyordu benimle? kadına doğru döndüm. Alaylı bir şekilde gülüş attım.

"Korkmuyorum. Hem senin deli olmadığın ne malum!?" Yüzüme bir kaç saniye daha baktı. Cevap dahi vermeden yürümeye devam etti. Hepsi deliydi hepsi. Akıl hastanesinin kapısına bir kaç adım kalmıştı artık. çırpınmayı bırakıp, saçım başım dağılmış bir halde içeriye doğru yürümeye başladım. Sanki zaman ağır ağır işliyordu, zaman geçmek bilmiyordu. Kapının önünde durdum içerden gürültüler geliyordu. Öylece kapı da duruyordum Burası kocaman bahçesi olan büyük bir yerdi. Başımı kaldırıp yüksek binaya baktım. İnsanın içi ürperiyordu bakınca. Burası Akıl hastanesi değil, hapisaneydi.

"Ne bekliyorsun yürüsene" Görevli kolumdan çekiştirince zorluk çıkarmadım içeriye adımımı attım. İçeriye girmemle öylece kalakaldım insanların hepsi bana doğru geliyordu koşarak, delirmişcesine, gülerek bana geliyorlardı ve ben yerimden bile kıpırdayamıyordum. Görevliler onları tutup sakinleştirmeye çalıştılar. Beni tutan kimse yoktu. Hadi be kızım fırsat bu fırsat kaç kurtar kendini Cemre. Çaktırmadan geriye doğru bir kaç adım attım etrafımı kolaçan ettikten sonra son gücümle koşmaya başladım. Beni fark etmişlerdi ki peşimden bir kaç görevli hızla koşmaya başladı ama pes etmeyecektim burdan kurtulmak için elimden geleni yapacaktım! Çıkış kapısına bir kaç adım kalmıştı sadece bir kaç adım sonra kurtulacaktım buradan, sadece bir kaç adım. O kadar hızlı koşuyordum ki bana yetişmeleri imkansızdı. O an hesaba katmadığım bir şey oldu. Çıkış kapısında ki görevli! Beni gördüğü gibi kolumdan tutup çekti. Kendimi ondan kurtarmaya çalışırken buradan kaçma ümidim az da olsa vardı.

"Bırak beni lütfen" Dedim yüzüne bakarak. Çırpınmaya devam ediyordum ama hiç bırakacak gibi değildi. Kolumdan sıkı sıkı tutmuştu. 20 yaşlarındaydı büyük ihtimal. Kumral havaya kalkık saçları vardı. Buranın kapı görevlisi olmalıydı. Kaşlarını çatık yüzüme baktı.

"Sen canına mı susadın? kaçacağını mı sandın gerçekten?" Sesi o kadar sinirli çıkmıştı ki ne diyeceğimi şaşırmıştım. Sakince nefes aldım.

AKIL HASTANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin