12.bölüm-Yaraya merhem olmakGözlerimi açmamak için bir birine bastırırken içeriye kimin gelebileceğini düşünüyordum. Meriç olabilir miydi? O daha önce bu şekilde odama girmiş miydi onu bile bilmiyorum. Sadece bu adımlar beni çok tedirgin ediyordu. Meriç olsaydı böyle hissetmezdim değil mi? Gözlerim hâla kapalıyken düşüncelere dalıp gitmiştim. O sıra da bana doğru gelen adımlar. Kalbim başka bir yerimde atıyordu resmen. Yavaşça elleri saçımda gezinmeye başladı.
"Ah salak kız." Duyduğum bu ses. Korkumu ikiye katlayan bu ses. O buradaydı. Melisa tam da şu an baş ucumda duruyordu. Normalde bu beni ürkütmezdi fakat ellerim kelepçeliydi şu an. Elleri hâla saçımda gezinirken hafif çekti saçımı. Yüzümü buruşturmamak için çabalarken ne yapacağını kestiremiyordum. Gözlerimi açmaktan başka şansım yoktu. Tereddüt ede ede yavaşça gözlerimi açtım.
"Demek uyandın." Dedi sinsi gülüşüyle. Tedirgin bir şekilde gözlerine bakarken ona doğru gitmeye başladım ama kelepçe yüzünden bir gıdım bile ilerleyemedim.
"Hiç boşuna uğraşma bana hiç bir şey yapamazsın." Sinsi sesiyle bunu söylerken hak verdim ona. Çünkü elimden hiç bir şey gelmiyordu şu an. Eli yanağımda gezinmeye başladı.
"Demek bana tokat atarsın o küçük aklınla ha?" Haince bunu söylerken hiç bir tepki vermiyordum. Ellerini tekrardan saçıma götürünce sertçe çekti.
"Ah" Acıyla inlerken sinsi bir gülüş attı. Bu onun daha çok hoşuna gidiyordu. Elini yüzüme tokat atmak için kaldırırken tüm gücümle gözlerimi kapattım. Ondan korkmuyordum ama kendimi savunmasız hissediyordum. Vurmasını beklerken gözlerimi açtım. Melisa'nın eli hava da kalmıştı.
"Aklının ucundan bile geçirme!"
Ürkek gözlerle ikisine bakarken şaşkınlığım ikiye katlandı.
"M-Meriç?" Bana bakmıyordu bile. O kadar öfkeli görünüyordu ki. Sanki yaralı serçesini son anda kurtarmış gibiydi. Melisa'yı sertçe duvara yapıştırırken hâla bileğinden tutuyordu.
"Meriç tamam bırak gitsin!" Dedim korkuyla. Çünkü elinden bir kaza çıkacağından korkuyordum. Melisa korkuyla Meriç'e bakarken Meriç benim için endişeli görünüyordu.
"Ona bir daha vurmaya cüret edersen sana burayı dar ederim anladın mı beni?"
"T-tamam bırak."
"Anladın mı dedim!" Meriç sertçe bunu söylerken Melisa başıyla hızlıca onayladı.
"A-anladım."
Melisa'yı bırakıp hızlıca bana doğru döndü. Ürkek gözlerle ona bakarken yüzümü iki elinin arasına aldı.
"İyi misin?" Diye sordu endişeyle. Başımla onayladıktan sonra cebinden bir anahtar çıkarıp kelepçeleri çözmeye başladı.
"Nerden buldun bu anahtarı?" Diye sordum şaşkınca. İki elimi de çözdükten sonra başını kaldırıp yüzüme baktı.
"Doktorundan ödünç-çaldım." Ciddi bir şekilde bunu söylerken kaşlarım havaya kalkmıştı. Konuyu uzatmayıp ayağa kalktım onla beraber. Melisa hâla oda da ikimizin yakın davranışlarına bakarken sinirden deliriyordu adeta.
"Demek öyle olduk ha Meriç?" Melisa bize doğru bir kaç adım atıp bunu söylerken ikimiz de Melisa'ya baktık. Meriç anlam veremeden bakıyordu ama.
"Dün gece Cemre'yle kavga ettikten sonra yanıma gelip benden teselli bulmaların, sonra ikimizin yakınlaşmalarını ne çabuk unuttun?" Kulaklarım duyduklarına inanmazken Meriç'e baktım sarsılan bakışlarımla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKIL HASTANESİ
Ficção GeralAkıl hastanesi.. delilerle dolu lanetli yer. Diye başladım hikayeme. Oysa hikayenin sonunda evim olmuştu o lanetli yer. İçinde ki insanlar ise dostlarım. Ama unuttuğum bir şey vardı. Her zaman hatırlamam gereken yerde, unuttuğum bir şey. Hayat kimse...