3.bölüm-Ön yargı

393 43 13
                                    


           3.bölüm-Ön yargı

"Acıların hiç bir zaman pişmanlığın
olmayacak."

Zamanın durduğu bu yerde nefesim kesilmiş bir şekilde doktorların telaşını izliyordum. Meriç'le daha fazla revirde durmayarak seslerin geldiği yere doğru koştuk. Doktorların girdiği odaya aniden girince bedenim sarsıldı. Gözümden bir damla yaş akarken ellerim titremeye başladı. Bir hasta kriz geçiriyordu. Odanın altını üstüne getirmişti. Deli gibi bağırıp çığlıklar atıyordu. Doktorlar onu ne kadar sakinleştirmeye çalışsa da işe yaramıyordu. Gözlerimin önünde bir kadının nasıl delirdiğini görüyordum.

Göz yaşlarımı silip kendimi düşündüm. Bende mi bu hale gelecektim? Bana da mı zorla ağrı kesiciler yapacaklardı? Yo yo hayır, hayır! Göz yaşlarım tekrardan akmaya başlayınca ağlayışım hıçkırığa dönüştü. Meriç dönüp bana bakınca kaşlarını çattı Bir kaç saniye ona baktıktan sonra uzun koridorda tekrardan kaçmak için koşmaya başladım. Beni gördüğü gibi peşime takılan Meriç'i umursamadan daha hızlı koştum. Kimsenin olmadığı bu uzun koridorda ben koşuyordum, O  peşimden geliyordu.

Dengemi kaybedip birden düşünce yerden kalkmak yerine olduğum yere bedenimi saldım. Ağlamaya başladım. Korkuyorum çok korkuyorum. neyle karşılaşacağımı bilmiyorum çünkü. Meriç'in de benim gibi kendini buz gibi zemine attığını gördüm. Bir ayağını uzatıp, diğerini karnına çekti. Başını önüne eğip sustu. Konuşmuyordu. Az önce kafamı tamir et diyen çocuk sessizce susuyordu. Onun bu suskun hallerini umursamayarak bende önüme döndüm.

"Burdan gitmek istiyorum." Dedim derin nefesler almaya çalışarak. Yüzüme değil de yere bakıyordu hâla. Aldığım nefes boğazımda düğümlenirken çaresizlikle boğuşuyordum.

"Bana da mı aynısı olacak?" Diye sordum göz yaşlarımın arasından. Belki de ona da aynısını yapmışlardı. Zorla ellerini kelepçeleyip, bedenine değişik ilaçlar denemişlerdi. O yüzden sesini çıkarmıyordu. Kim bilir belki de benim bu durumumu umursamıyordu. Yavaşça başını kaldırıp hüzünle yüzüme baktı ardından yavaşça yutkundu. O da en az benim kadar çaresiz görünüyordu. Bana acıyor gibi bakmaya devam edince kendimi tutamadım.

"Bakma bana öyle!" Diye ikaz ettim.  Başını tekrardan önüne eğdi. Söylediğim hiç bir şeye tepki vermemesi, umursamaması beni daha çok sarsıyordu. Hoş neden umursasın ki? Beni tanımıyordu bile. Yine de şu an ondan başkası yardım edemezdi bana. O an aklıma gelen ilk fikri ona söyledim.

"Lütfen burdan kaçmama yardım et." Sorduğum soruya cevap bile vermedi. Gözlerine bakarken başını sağa sola çevirdi. Bu hayır demek mi oluyordu?  Göz yaşlarım tekrar akmaya başlayınca daha çok yaklaştım ona.

"Sana yemin ederim ki ben deli değilim. Teyzem beni zorla buraya tıktı. Para için yaptı bunu biliyorum. Lütfen bana yardım et."  Ağlayarak ona yalvarışlarım fayda etmiyordu. Söylediklerim onu sarsıyor mu bilmiyorum ama hiç bir tepki vermemesi benim daha çok ağlamama sebep oluyor.

"Yalvarırım.." Dedim, hıçkırarak ağlayarak.

"Yalvarırım yardım et, o kadın gibi olmak istemiyorum." Gözünden bir damla yaş aktı. Başımı kaldırıp yüzüne baktım ümitle. Derin bir nefes alıp başını sağa sola salladı.

"Sana yardım edemem kelebek."

"Ben kelebek değilim." Dedim umutsuzca. Sesim o kadar bitkin çıkmıştı ki. Ben bile bana ait olduğuna inanamadım.

AKIL HASTANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin