5.bölüm-Deliye2 gün sonra...
Sabahın loş ışığıyla gözlerimi açtım. Gözlerimi kısarak etrafa bakıyordum. Sabahın erken saatleri olmalıydı büyük ihtimal. Gözlerimi bir kaç defa açıp kapattım başka türlü rahat uyanamıyordum. İyice kendime geldikten sonra ayağa kalktım. Telefonumu eşyalarımın arasından sıkıştırdığım yerden çıkarıp tarihe ve saate baktım.
Tarih; 08.11.2013 perşembe
Saat; 06.22
Kasım ayının başlarında olsak da havalar bozuyordu. Saat henüz erken olsa da bu bu benim için iyi olmuştu. Kendime vakit ayırabilirim bu sayede. Telefonumun ekran kilidini açıp whatsAppa girdim. Gruptan yine bir sürü mesaj gelmişti. Üşenmeden hepsini okudum.
Azra; Cemre senin teyzenin saçını başını yolarım.
Hazal; Cemre bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsun?
Hazal; Lütfen kendine dikkat et.
Azra; Şu an çok sinirliyim...
Daha bir sürü mesaj okuyup arada gülümsedim. Onlardan mesaj gelmesi beni motive ediyordu.
Cemre; 2 gün önce teyzem geldi buraya.
Bunu yazıp gönderdikten sonra bir süre bekledim. Ardından ikisi de yazmaya başladı.
Hazal; Hangi yüzüyle?
Hazal; Yok ben öldüreceğim bu Handan denen kadını.
Azra; Ben diyorum sana öldürelim diye.
Azra'nın mesajı beni hem şaşkınlığa uğratmıştı hem de güldürmüştü. Zaten hiç bir zaman sevmemişlerdi teyzemi pek şaşırmıyorum böyle düşünmelerine ama şimdi daha çok öfkelilerdi.
Cemre; Bana buraya neden geldiğimi sordu. Para için dememe rağmen sanki başka bir şeyler varmış gibi konuştu.
Hazal; Kızım biz bunun senin gerçekten teyzen olduğuna emin miyiz? Bu kadar kötü kalpli olmasına anlam veremiyorum.
Hazal'ın mesajı biraz düşünmeme sebep oldu. Gerçekten insan neden yapabilirdi ki böyle bir şeyi? Derin bir iç çekip tekrardan yazmaya başladım.
Cemre; Demek ki kan bağın olması kötülük yapmayacağı anlamına gelmiyormuş..
İkisi de bir müddet yazmadı. Belki de düşünüyorlardı bilemiyorum. Omuzlarımı silktikten sonra telefonumu aynı yerine geri koydum. Dışarıya çıkıp temiz hava da yürümek bana iyi gelebilir diye düşünüyorum. Kapımı yavaşça açıp dışarıya çıktım. Gözüme Meriç'in bahsettiği oda takıldı. Kim kalıyordu ki burada? Odaya doğru bir kaç adım attıktan sonra bundan vazgeçtim. Şimdi içerde ki hasta bana saldırırdı falan... geri dönüp gidiyordum ki durdum. Tekrardan odaya doğru yürümeye başladım. Ne olacaksa olsun.
Kapının önüne geldiğimde bir kaç saniyeliğine durdum. Elim yavaşça kapının koluna gitti. Sessizce kolu aşağıya indirdim. Odanın içine girdiğimde kimse yoktu. Tedirgin bir şekilde odanın içinde gezinmeye başladım. Benim odamdan daha ıssız bir odaydı. Sanki bu hayatta tek başıma yaşayanlar içindi. Bir kasvet vardı oda da. Odayı biraz daha gezinmeye başladım. O sıra da birden kapı kapandı. Kalbim hızla atarken arkamı dönemiyordum korkudan. Bana doğru yaklaşan adımlar.. gözlerimi kapattım sıkıca. Kalbim daha çok hızlı atmaya başlarken arkamda ki kişi sertçe bileğimden tutup beni kendisine çevirdi. Gördüğüm tanıdık yüzle içim az da olsa rahatlasa da şaşkınlıkla gözlerim kocaman açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKIL HASTANESİ
Ficción GeneralAkıl hastanesi.. delilerle dolu lanetli yer. Diye başladım hikayeme. Oysa hikayenin sonunda evim olmuştu o lanetli yer. İçinde ki insanlar ise dostlarım. Ama unuttuğum bir şey vardı. Her zaman hatırlamam gereken yerde, unuttuğum bir şey. Hayat kimse...