&- 51 -&

2.2K 121 49
                                    

Bu bölümde artık 50 bölümdür beklediğiniz şey yani sevgili olacaklar ama berbat bir şekilde yazabilirim ve o duyguyu size veremeye bilirim. Şimdiden sizden özür diliyorum. Umarım güzel olur.
********************************
Ve lütfen yorum yapar mısınız çok az kişi yorum yapıyor ve bu beni üzüyor :(
********************************

Cumartesi / 13:00

Kerem

Cafe 'ye girdiğimde ilk etrafa bir göz gezdirdim. Ortalıkta fazla kimse yoktu. Ama Toprak 'da yoktu. Bu yüzden boş ve balkon tarafında ki masalardan birine oturup Toprak 'ı beklemeye başladım. Aynı zamanda da internette geziniyordum.

Kısa bir süre sonra telefona düşen gölge ile kafamı kaldırdım. Toprak gelmişti. Hızlıca ayağı kalkıp sarıldım. O da bana sarıldı fakat onun ki daha sıkı ve daha sevgisini hissettiren şekildeydi. 'Acaba bende sarılırken ona bu hisleri hissettirebiliyor muyum?' diye düşünürken istemsizce yüzüm asılmıştı.

Yüzümün asıldığını fark etmemesi için gülümseyerek " Niye buluştuk? " diye sordum. O da gülümseyerek " Çünkü artık sevgili olmamızın zamanı geldi. " dedi. Tek kaşımı kaldırarak" Emin misin? " dedim. Yavaşca ayağı kalkıp yanıma oturdu. Kolunu belime atıp aynı zamanda da orayı okşuyordu. Huylansamda bir şey demedim.

Çünkü benim de hoşuma gidiyordu.

Toprak işaret parmaği ile yüzümü kendi yüzüne doğru çevirdiğinde masada olan bakışlarımda onun yüzünü bulmuştu. Elini yüzümden çekip derin bir nefes alıp " Kerem bu zamana kadar ki gibi ileride de aramıza giren ve girecek olacak bütün her şeye rağmen benimle sevgili olur ve bana inanır musun? " diye sordu.

Kendimi tutamayıp sesli bir şekilde gülmeye başladım. Benim gülmemle Toprak 'ın yüzü düşmüş ve bana " Of o kadar mı kötü teklif ettim cidden? " diye sordu. Kafamı iki yana sallayıp gülmeyi kestim.

Bana merakla bakıyordu. Ondan kısa olduğum için sarıldığımızda yüzüm boynuna geliyordu. Bende bunu değerlendirip Toprak 'ı boynundan sulu bir şekilde öptüm ve " Hayır kötü teklif etmedin bence güzeldi. Sadece ne bilim birden öyle sorunca biraz tuhaf ve komik geldi. " dedim. Boynuna yana eğerek kafasını geriye doğru ittiğinde gülümsedim.

Bunu öğrendiğim iyi olmuştu.

Toprak saniyeler içinde yine eski haline geldiğinde " Sorumun cevabını alayım ben o zaman. " dedi. Gülümseyerek oturumumu düzelttim ve " Çok bile bekledik evet sevgilin olurum ve sana inanırım. " dedim. Yüzüne büyük bir gülümseme yayılırken sıkıca sarıldıktan sonra dudaklarımdan öptü. Şaşkınlıkla hiçbir karşılık verememiştim. Tamam çok uzun zamandır kendi olamamıştı ve şimdi insanlar içinde rahattı , bu benimde hoşuma gidiyordu ama hala alışamamıştım.

Dudaklarımdan ayrıldığında yüzünde küçük ve tatlı bir tebessümle bana bakıyordu. Yeminle bu tebessümü her gördüğümde onu daha çok seviyordum. Artık bende aynı onun gibi rahat davranmak istediğim ama çekindiğim için " Daha az insanın olduğu başka bir yere gidelim mi? " diye sordum. Çünkü dakikalar önce boş olan Cafe dolmuştu.

Kısa bir süre bir şey demeden beni ve cafe 'yi süzüp " Tamam. " dedi. İkimizde bir şey yiyip içmediğimiz için direk cafe 'den kalkıp gitmiştik. Nereye gittiğimizi bilmiyordum sadece Toprak 'ı takip ediyordum. Cafe 'den çıktığımızdan beri uzun zaman geçmişti ve biz hala bir kelime bile etmemiştik. Neye bozulmuştu ki şimdi?

Eğer tahmin ettiğim şey ise bence ortada bozulacak ve yüzünü asacak hiçbir şey yoktu. Çünkü yaşadığınız yerdeki çoğunluk bizi ve yaptıklarımızı doğru bulmuyordu. Ne kadar sadece amacımız sevmek olsada.

Bereber yan yana yürürken " Nereye gidiyoruz? " diye sordum. Bir şey söylemeyip yürümeye devam etti. O böyle yaptığı için bende daha başka bir şey söylemedim ve yanından yürüyordum. Sen görürsün bakalım. İnat yapmak neymiş.

Yaklaşık bir yirmi dakika sonra boş bir sahile geldiğimizde elimdeki telefonu cebime koydum. Toprak ise hemen elimi tutmuştu. Ben ise elimi çektim ve " Nereye oturacağız? " diye sordum. Bana ileride ki iskeleyi gösterip tekrar elimi tuttu.

Galiba yapmak istediğim şeyi anlamamıştı. Bende daha fazla uzatmadım ve az önce çektiğim elimi tutmasına izin verdim. Beraber iskeleye geldiğimizde iskele yüksek olduğundan ayakkabılarımızı falan çıkarmadan rahatça oturmuştuk.

Saniyeler sonra ise Toprak otururken ayrılan ellerimizi yeniden elimi tuturak kenetlemiş , başını omzuma yaslamıştı. Gülümseyip o uzun ve güzel gözüken saçlarını kokladım. Şuan ki denizle sahil havasından sadece bir fark vardı. O tek fark ise saçlarının daha güzel kokmasıydı.

Güneş yavaş yavaş kaybolurken Toprak " Aslında Cafe 'de başka bir yere gidelim diyince sana biraz oradaki insanların fazlalığını düşündüğün için bozulmuştum. Ama şuan iyi ki gelmişiz diyorum. " dedi.
Ben ise gülümsedim ve " Böyle şeyler için bir daha asla bana darılma çünkü insanlar bize yavaş yavaş alışmaları lazım ve orada olsaydık bir zamandan sonra emin ol sen benden bile daha kötü olacaktın. " dedim.

Bir şey demedi ve bana daha sıkı sarıldı.

********************************
Evettt bölüm burada bitti. Biraz geç geldi yb ama olsun bir şey olmaz. Beğendiniz mi yoksa kötü buldunuz? Bence güzel gibiydi. Her neyse fikirlerinizi yorum olarak yazmayı unutmayın. Sizi çok seviyorum. ❤❤
********************************

Şans /BxB/ (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin