LANETLİ EVLİLİKLER 2- LANETLİ BAĞ

Bölüm 6

BÖLÜMLERİN SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELDİĞİNİ HATIRLATIR, İYİ OKUMALAR DİLERİM...

Ciara Coldoba, bunu yapmaktan gerçekten hoşlanmıyordu. Özellikle de bu saatlerde çok tehlikeli olduğu için. Çünkü güneşin doğmasına bir saat gibi bir süre vardı. En hızlı şekilde malikâneye girip çıkması ve kendisini güneşten koruyacak bir sığınağa atması gerekiyordu.

Genç kadın, Kuran malikânesini çevreleyen yüksek duvarlara baktı ve çıkıntılara tutunarak yukarı tırmandı. İnsan korumalar bu saatlerde devriye gezmeye başlıyordu ancak onlardan kurtulmak kolaydı. En azından Ciara için öyleydi.

Duvarın üzerine çıkıp kendisini aşağı bıraktı ve iki ayağının üzerine düştü. Koşarak yüksek duvarlı malikâneye doğru gitti. Hizmetçi katı en aşağıda olduğu için oraya girebilmesinin imkânı yoktu. Ancak kütüphane ortak kullanımdı ve pencerelerinden biri bu saatlerde açık olması gerekiyordu. Ayrıca da giriş kattaydı.

Genç kadın etrafına bakındı ve açık pencereyi bulmak için koşmaya başladı. Hemen oradaydı. Sağdan ikinci pencere açık duruyordu. Genç kadın koşarak ilerledi ve kendisini içeri attı. Yerde bir takla atıp ayağa kalktı.

"Seni bekliyordum"

Ciara, derin bir nefes aldı ve ona seslenen kadına doğru yürüdü. Scarlett gizlendiği iki kitaplık arasından çıktı ve hemen karşısında durdu. İkisi bir süre birbirlerine baktı. Ardından gülümseyerek sımsıkı sarıldılar birbirlerine.

"Geç kaldığım için özür dilerim" dedi Ciara. "Endişelenmiş olmalısın."

Scarlett başını iki yana salladı. "Önemli değil" dedi. "Başın belada olsaydı bir şekilde bana ulaşırdın."

Ciara ve Scarlett Coldoba, Meksika bölgesinde yaşayan eski bir soylu klanının birer parçalarıydı. Eskiden. İki yüz elli yıl önce kurul önderliğinde aileleri katledilmişti. Geriye sadece iki kardeş kalmışlardı.

Scarlett'in altın sarısı saçları yüzünü çevreleyen kâkül ve perçemlerine karşılık Ciara'nın sarı saçları sımsıkı örülmüştü. Scarlett'in üzerinde hala hizmetçi kıyafetleri varken o simsiyahlar içindeydi. İki kardeşin de gözleri ela renkteydi.

İkizler...

Onları birbirinden ayıran en büyük özellikleri karakterleriydi. Ciara saldırgan ve vahşi bir kadındı. Buna karşılık Scarlett sabırlı ve uyumluydu. Tıpkı anne ve babaları gibi zıt kutuplardı.

Scarlett, az önce gizlendiği raflardan birine doğru gidip bir içi kan dolu bir sürahi ve kadehle geri geldi. İçi kan dolu kadehi kardeşine uzattı. "Acıkmış olmalısın" dedi sakince.

Gerçekten de çok acıkmıştı. O kadar uzun zamandır doğru düzgün beslenmeden çalışıyordu ki neredeyse yemek yemenin nasıl bir şey olduğunu unutacaktı. Kadehi kafasına dikti ve Scarlett hiç sormadan tekrar doldurdu.

Fark anında kendisini belli ediyordu. Genç kadının solgun yüzüne renk geldi ve gözlerindeki canlılık geri döndü. "Neler öğrendin?" diye sordu kadın üçüncü kadehi içerken.

"Nathan Kuran kan bağından kaçınıyor" dedi Scarlett sessizce. "Luciella Kindl ile gerçek bağlılık istemiyor." Omuz silkti. "Bende olsam bende istemezdim doğrusu. Kadının âşıklardan bir ordusu var ve neredeyse her gün başka biriyle birlikte"