Bölüm 11

3.7K 472 50
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... BOL KEYİFLER...

Hissedebiliyordu. Kocaman açılmış gözlerle ellerine baktı. Bu nasıl bir güçtü böyle? Bedenini gümüş renkli bir dövme kaplamıştı. Kendisini o kadar iyi hissediyordu ki gülmek hatta kahkahalar atmak istiyordu. İçindeki bu şey muazzamdı. Tam göğsünden bütün bedenine doluyordu.

Düşük sınıflı bir soylu olarak hep zayıftı. Çok rahat orta sınıf bir soylunun ezip geçebileceği kadar zayıftı güçleri ancak bedeni her zaman hepsinden çok daha güçlü olmuştu.

Bir safkanın kanı böyle mi hissettiriyordu?

O adamın ne kadar güçlü olduğunu düşününce bunda şaşılacak bir şey olmamalıydı. Böylesi bir gücü ona vermeyi mi seçmişti? Kendisine bu kadar çok mu güveniyordu? Hayır, arzusu onu kendisine bağlamaktı aslında. Böylece Ciara ona bağlı olacaktı.

Evet, her ne kadar büyük bir güçle donatılmış olsa da ona bağlıydı. Beslenmek için hayatta kalmak için ona mahkûmdu. Tuhaf ama bu gücü benimsemişti. Sanki her zaman içinde olması gereken şeymiş gibi hissediyordu.

Bir elini karnına koydu. Daha önce ne bir soylunun ne de bir safkanın kanını içmemişti. İşin aslı insan kanı bile içtiği zamanları hatırlayamıyordu. Sürekli izole ve savaş içinde yaşamıştı. Vahşi dünyanın kurallarına alışıktı. Hayatı için savaşmak onun için en doğal şeydi. Burayı seviyordu.

Çünkü vampir toplumunda minik bir sinekten farkı yoktu. Ancak burada güçlüydü. Daha önce hiçbir vampir onu ormanda yakalayamamıştı. Ancak o adam buna alışıktı. Bu ormanda sanki kendi bölgesindeymiş gibi rahat bir şekilde hareket edebilmişti.

Reyes Kourakin...

Ciara ayağa kalkarak onun uzaklaştığı yöne baktı. Bir saat önce hemen yanındaydı. Sarmaş dolaş bir haldeydiler. Ciara onun kanını içerken her ikisi de körlemesine bir şehvetin içine atlamışlardı. O kan ona yalnızca güç vermemişti. Arzuyu da yaşattırmıştı.

Genç kadın dalgın bir şekilde başını eğdi ve tekrar ellerine baktı. Bu dövmeler tıpkı onun bedenini saran dövmelere benziyordu. Yani artık bağlıydılar. Hayır, Ciara ona bağlıydı. Reyes Kourakin özgürdü.

Giderken söylediklerini düşündü. "Umarım bu kanla başa çıkabilirsin" demişti. "Umarım onun gücünü kaldırabilirsin. Aksi halde ben gerçekten acı çekeceğim." Ne demek istediği hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Ancak kendisini hayatı boyunca olmadığı kadar iyi hissediyordu.

Başını kaldırıp malikânenin olduğu yöne doğru baktı. Dudakları istemsiz bir gülümsemeyle kıvrıldı. "Elbette kaldırabilirim" diye mırıldandı neşeli bir şekilde. "Bu zamana kadar yaşadığım cehennemin yanında bu sadece cennetten bir meyveydi." Bir kahkaha attı. Gerçekten de tanrı onun çektiği acıları görmüş ve ona bir hediye vermiş olmalıydı. "Karşıma çıkan her zorluğun üstesinden gelebilirim ben"

Reyes, derin bir nefes alıp verdi ve başını kaldırıp ormana baktı. Yaptığı en akıllıca hareket değildi. Hatta muhtemelen en aptalca şeyi yapmıştı.

O kadın bu kanı taşıyamayabilirdi. Eğer taşıyamazsa patlayacaktı. İşin aslı Reyes o anda bunu düşünemeyecek kadar kendisinden geçmişti. Onun bedeni ve kokusu karşısında aciz olan Reyes'dı.

LANETLİ EVLİLİKLER 2- LANETLİ BAĞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin