Bölüm 13

3.6K 459 37
                                    

BÖLÜMLER KEŞKE DAHA UZUUUUUUN OLSAYDI DİYEN ARKADAŞLARIMA TÜNAYDIN DİLİYORUM... HER BÖLÜM 12 PUNTO 7 SAYFA NE YAPABİLECEĞİMİ GERÇEKTEN BİLMİYORUM... 10 SAYFA YAZAMADIĞIM İÇİN ÖZÜR DİLERİM... İYİ OKUMALAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... BOL KEYİFLER...

Tuhaf güç patlamaları, zemin titremeleri ve bağırışlar...

Scarlett, bütün bunların sonunda malikânenin hiçbir şey olmamış gibi sakinleşmesine inanamıyordu. Nathan ve Reyes, ufak bir tartışma yaşarken biraz aşırıya kaçtıklarını söyleyerek olayı kapatmışlardı. Kimse de onları sorgulamamıştı.

Ancak Scarlett içten içe bunun basit bir şey olmadığını biliyordu. Eğer bu onların gerçek güçleri ise Lord Nathan ona büyük bir müsamaha göstermişti. Peki ya ormandaki patlama?

Ciara iyi miydi? Lord Reyes avlanmaya gittiğini söylemişti ancak ne avlamaya gittiğini söylememişti. Korkuyordu. Gerçekten çok korkuyordu. Kardeşine bir şey olmamıştı değil mi? Onun yanına gidip iyi olup olmadığını görmek istiyordu ancak bunu yapamazdı.

Belki de Lord Reyes onu bulamamıştı. Belki de Ciara kaçmayı başarmıştı. Bir kere yapmıştı bunu. Bir kere daha yapabilirdi hiç şüphesiz. Ancak yine de o kadar güç...

Gözlerini sımsıkı kapadı. "Tanrım" diye fısıldadı. "Lütfen, güvende olsun" dedi. "Lütfen başına bir şey gelmiş olmasın"

Geriye bir tek o kalmıştı. Kardeşinin başına bir şey gelirse Scarlett ne yapacağını bile bilmiyordu. Başını çevirip ufak yatak odasına baktı. O hep buradaydı. Hep dört duvar arasında kalmıştı. Ciara, dışarıda düzgün bir yatağı ve beslenecek kanı bile olmadan yaşarken yüz yıl boyunca nefret ettikleri bir klana hizmet etmek zorunda kalmıştı.

Yere oturup sırtını yatağına dayadı. Ciara güçlüydü. Aynı zamanda doğmuş olmalarına rağmen çok farklıydılar. Scarlett her zaman daha narin olandı. O, korkak olandı. Ciara ise güçlü ve cesurdu.

Hayır, onun başına bir şey gelmiş olamazdı. Ciara bunu da atlatabilirdi. Atlatmak zorundaydı. Genç kadın, elleriyle yüzünü kapadı. Hıçkırıyordu. Gözyaşlarını gizleyecek gücü yoktu zaten. Korkuyordu. Endişeliydi. Burada Lord Nathan ile kedi fare oyunu oynarken Ciara dışarıda hayatı için savaşıyordu.

Böyle bir şey başlarına nasıl gelmişti? Kuran malikânesine gelene kadar her şey normaldi. Onlarla savaşamıyorlardı. Nasıl yapabilirlerdi ki? Karşılarındakiler safkanlardı. Onlar besin zincirinin en tepesinden bakıyorlardı. Scarlett ve Ciara ise kölelerden bile aşağıdalardı.

Onlar kaçaklardı. Bu toplumda yerleri bile yoktu. Kendi isimlerini bile kullanamıyorlardı.

Odasının kapısı hafifçe tıklatıldı. Scarlett şaşkın bir şekilde kapıya döndü. Kim onu ziyarete gelirdi ki? Yüzündeki yaşları sildi ve ayağa kalkıp üzerini düzeltti. Sakinleşmek için bir dakika bekledi. "Girin"

En fazla baş kâhyayı bekliyordu. Gerçi Henry hala izindeydi. Ancak Nathan Kuran'ı görmeyi beklemiyordu. Erkek içeri girip kapıyı arkasından kapattı.

Gerçekten hizmetçilere bu kadar ufak odalar mı veriyorlardı? Dikdörtgen şeklinde kutu gibi bir odaydı. Yatak, dolap ve bir de minik masa vardı. Duvarda da aynı şekilde ufak bir ayna vardı.

Erkeğin varlığı ufacık odayı doldurmuştu. Scarlett onu gerçekten şuanda görmek istemiyordu. Ani bir hareketle arkasını döndü. Az önce ağladığı çok belli oluyordu muhtemelen. Onun böyle bir şeyi görmesini gerçekten istemiyordu.

LANETLİ EVLİLİKLER 2- LANETLİ BAĞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin