LANETLİ EVLİLİKLER 2- LANETLİ BAĞ

Bölüm 7

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... BOL KEYİFLER...

Yakalanacaklardı...

Kıl payı kurtulmuşlardı ancak neredeyse yakalanacaklardı. Daha önce hiç böyle bir sorunları olmamıştı. Neyse ki Ciara bunun için fazlasıyla hızlı ve çevikti. Ancak zor olmuşu. Scarlett, bütün gücünü saklayıp kendisini sakin tutarak zor çıkmıştı oradan. Paniğe kapılması an meselesiydi.

Reyes Kourakin ve Nathan Kuran kimseye benzemiyorlardı. Anında farklı kokuyu almışlardı. Daha önce böyle bir şey başlarına hiç gelmemişti ancak bir kere daha bu riski alacak güçleri de yoktu.

Planladıkları her şeyi düzenlemeleri gerekiyordu. Scarlett, onu kanıyla bağladıktan sonra ortadan kaybolmalıydı. Aksi halde onu hemen yakalayıp idam ederlerdi.

Bu kriz anında bunu yapamazdı. Ortalığın sakinleşmesini beklemesi gerekiyordu. Reyes Kuran, yaralanmıştı ancak önemli değildi. Beslendikten hemen sonra yaraları iz kalmayacak şekilde kapanmıştı. Kırılan cam gündüz gelen işçiler tarafından yenilenmişti.

Luciella Kuran ise hala kırılan antika vazosunun yasını tutuyordu. Scarlett, vazonun yerine basit bir cam vazo içine güller koymuştu. En azından boşluğunu biraz kapatacağını düşünmüştü.

Bu arada Nathan Kuran, malikânenin içine kameralar taktırmaya başlamıştı. Özel bir ekibi 7/24 ekranı izlemeleri için görevlendiriyordu. Özel banyolar ve tuvaletler harici her yer izleniyordu. Pencerelerin hepsine parmaklıklar konuluyordu.

Niyetleri sadece dışarıdakilerden değil içeridekilerden de korunmaktı. Birinin dışarıdan birini içeri soktuğundan şüpheleniyorlardı ancak kim olduğunu bilmiyorlardı neyse ki.

Çok geçmezdi...

Yanlış bir hamle daha yaparsa kurul onu darağacına gönderirdi. Genç kadın bu düşüncelerin hepsini zihninden uzak tutmaya çalışıyordu. Eğer bunlara kapılırsa paniklerdi ve paniklerse de hata yapardı. Buna izin vermezdi.

Elindeki bezle dikkatli bir şekilde yerleri sildi. Reyes Kuran'ın kanının bir damlası bile çok değerliydi. Sonuçta o bir safkandı. Lord Nathan bir iz bile kalmamasını emretmişti.

Hemen arkasında Lord Reyes dikkatli bir şekilde onları izliyordu. Burada gözler üzerindeyken en ufak bir tedirginlik belirtisi bile kendisini ele vermesine neden olurdu.

Reyes, başını yana eğdi. Hizmetçilerin yerden kanını temizlemesini izlemek ne büyük bir düş kırıklığıydı. Daha önce böyle bir şey başına hiç gelmemişti. Birilerine kendi kanını temizletmek...

Başını iki yana salladı. Eğer ihtiyarın kanı içinde olmasaydı bu kadar zahmete girmezdi ancak en ufak karıncanın bile o kana dokunmasına izin veremezdi.

Dalgın bir şekilde hizmetçilere bakarken ufacık bir parıltı dikkatini çekti. Vazonun kırılan parçalarından biri kalmış olabilirdi. Erkek yavaşça pencere ile vazonun durduğu sütun arasında sıkışmış olan parıltıya doğru gitti.

Bir kolyeydi. Dün geceki kadından düşmüş olmalıydı. Reyes, kaşlarını çatarak kolyeye baktı. Üzerinde büyük bir ağaç arması vardı. Bir aile arması mıydı? Kendisini açık edecek bir şeyi böyle üstünde taşıması hiç de mantıklı değildi.

Eski bir şeye benziyordu. Kararmıştı. Üzerindekini silip üfledi ama herhangi bir şey çıkmadı. Erkek kolyeyi cebine attı ve arkasını döndü. Şu sarışın hizmetçi boş gözlerle ona bakıyordu. Reyes, bu kadının dikkatinden yana endişeliydi.