Bölüm 17

3.8K 483 43
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... BOL KEYİFLER...

İçgüdüsel olarak onun burada onu beklediğini biliyordu. O kadar hızlı hareket etmişti ki kendisi bile şaşkındı doğrusu. Bir anda yattığı yerden kalkmış, üstünü değiştirmiş ve havuza gitmişti. Elbette ki içindeki büyük bir parça bu ani arzunun yüzmek için olmadığını biliyordu. Hayır, gelmişti çünkü efendisi onu çağırmıştı.

Bu işlerde çok yeniydi ancak bunu anlayabilecek kapasitesi vardı. Karısına yaptıklarından dolayı kızgındı. Bunu da biliyordu. Onu hissedebiliyordu. Sanki kendi düşünceleri gibiydi.

Bu sefer onu o taburenin üzerinde beklemiyordu. Suda sırtüstü uzanmıştı. Derin nefesler alıp veriyor olmasaydı ölü sanabilirdi onu. Gerçekten çok kıpırtısız duruyordu.

Bacaklarını suya sokarak oturdu ve bekledi. Nathan Kuran, sessizliğini korumayı sürdürdü. Ancak onun burada olduğunu çok iyi biliyordu. Henüz hareket etmemesinin tek nedeni eğer yaparsa kadına zarar vereceğini düşünüyor olmasıydı.

"Mutlu musun?"

"Değilim"

Nathan'da değildi. Gerçekten ama gerçekten hiç mutlu değildi. İlk defa kendisini sakinleştiremiyordu. Ne yaparsa yapsın bir türlü olmamıştı. Su, bu sefer ona yardımcı olmuyordu.

Gözlerini açıp tavana baktı. "Neden yaptın bunu?" diye sordu. Elbette ki yapacaktı ve elbette ki Nathan buna izin verecekti. Hatta belki yardım bile edecekti. Ancak bu kadar erken olmasını beklemiyordu.

Ne cevap verseydi ki? Gerçekleri söylemeliydi. Zaten yalan söylerse anında anlardı. Sadece büyüyle bağlı efendisi olduğu için değil aynı zamanda bir safkan olduğu içindi.

Derin bir nefes alıp omuz silkti. "Lord Reyes neden Ciara'yı kanıyla bağladı? Siz neden beni büyüyle bağladınız." Bu tarz oyunlardan sıkılmıştı artık. Oynamanın keyfi kalmamıştı. Sahte güvenceden tiksinmişti. Onun yanında hissettiği o çekimi daha fazla istemiyordu. "Bitmesini istedim sadece" dedi en sonunda. "Kuran ailesiyle bağımın kesilmesini istedim. Kindl ailesinin ölmesini istedim."

Hakkını yememek gerekiyordu. Kulağa onu gerçekten zorlamışlar gibi geliyordu ki zorlamışlardı. Belki de kızmaya hakkı yoktu ama gerçekten kendini engelleyemiyordu. O vanilya kokusunu alırdı. Onun kanını gözleri kapalı tanırdı. Çünkü o kanın tadına bakmayı her şeyden çok istiyordu.

Luciella, söyleyene kadar fark etmemişti...

Özel bir sebep, belki de kıskançlıktı. Genç adam, derin bir nefes alıp gürültülü bir şekilde geri verdi. Doğrularak suyun içinde ayağa kalktı ve ona baktı. O beyaz bikinisini giymişti. O bikinin içinde şahane görünüyordu. O bağları çözdüğü zamanı hatırlayabiliyordu. Neredeyse kanını içecekti onun.

"Ben, Reyes değilim" dedi en sonunda. "Ben sana kanımı asla vermezdim. Seni kanla bağlamazdım. Çünkü bunu kaldırıp kaldıramayacağını bilmiyorum ve kaldıramamandan çok korkuyorum."

Neden bahsettiği hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Ancak kanları konusunda çok dikkatliydiler. Reyes Kourakin'in kanı döküldüğünde her yeri en ince ayrıntısına kadar temizlemişlerdi. Ciara onun kanını içtiği için prangalarla geziyordu.

Başını yana eğdi. "Kan bağı çok özel" dedi en sonunda. "Karınıza bile vermediniz. Bunu anlayabiliyorum. Ben olsaydım bende Luciella Kindl'a kanımı vermezdim."

LANETLİ EVLİLİKLER 2- LANETLİ BAĞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin