İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... BOL KEYİFLER...
"Bunca zamandır ölmeleri için Tanrı'ya dua ediyorum" dedi genç kadın. Kollarını göğsünde birleştirmiş önlerinde yükselen devasa gökdelene bakıyordu. "Ancak onlar sağlıklı ve mutlu bir şekilde hayatlarına devam ediyorlar"
Reyes, ondan yayılan öfke ve nefretin kokusunu çok net alabiliyordu. Hatta bu hislerin içinde kaynadığını hissedebiliyordu. Herhalde kan bağının getirdiği bir şeydi. Hemen yanında oturuyordu. Bir binanın çatısındaydılar. Ciara, en iyi buradan gözetlenebileceğini söylemişti ki haklıydı da. Sonuçta geçen yüzyılını bunu yaparak geçirmişti.
Bir bacağını aşağı sarkıtmış diğerini kendisine çekmiş ve dirseğini dizine yaslamıştı. Karanlıkta kızıl saçları belli olmuyordu ancak yeşil gözlerinde normal olmayan bir parıltı vardı.
"Yeterince yüksek sesle dua etmemişsin" dedi sakin bir şekilde. "Tanrı seni duyamamış belli ki"
Bunun üzerine Ciara neşesiz bir sesle güldü. "Dışarıda olduğumuz için şanslıyız" dedi sakince. "Asıl tehlikede olanlar içeridekiler"
Tuhaf bir şekilde karısını hiç tanımıyordu. Ancak onunla iyi bir iletişimleri vardı. Ciara, yapı olarak ona benziyordu çünkü.
Buraya gelirken Reyes, kendisini tamamen doyurmuş ve iyi bir uyku çekmişti. Tüm gücünde olması gerektiğini düşünmüştü. Bu yüzden Ciara'nın bileklerindeki prangaları çıkarmışlardı. Ancak karısıyla yan yana durduklarında bir işaret fişeği kadar belirginlerdi. Bu yüzden de Kindl klanı farklı bir şeylerin varlığını sezmesinler diye hem önceden gelmişlerdi hem de onlardan kendilerini hissedemeyecekleri kadar uzakta duruyorlardı.
Doğrusu Ciara haklıydı. Kendince içeride olmayı kesinlikle istemezdi. Her ikisinde de Scarlett ve Nathan'daki sükûnet ve politika ruhu yoktu. Raphael Kindl'ı gördükleri anda gırtlağına oturabilirlerdi. Geçen zaman içinde Ciara'yı Luciella'dan uzak tutmak yeterince zor olmuştu zaten.
Hatta bunun için bir keresinde Scarlett'in onu etki altına alması gerekmişti. Tuhaf bir şekilde güçleri kardeşinde kısa süreliğine işe yarıyordu. Muhtemelen Reyes'dan içtiği safkan sayesindeydi. Çünkü on dakika sonra Ciara yine bir saatli bombaya dönüşmüştü.
En nihayetinde Moskova'dan Luciella'ya zarar vermeden ayrıldıkları için mutluydu. Gerçi bu işin bir an önce bitmesini istiyordu. Her şey yeterince karmakarışık bir hal almıştı. İhtiyar, kadınlarla olan ittifaklarına ses çıkarmayıp onları destekleyeceğini söylemişti ve bu yüzden de daha erken hareket etmeye başlamışlardı ancak bir şeylerin ters gitme ihtimalinden önce her şeyin sağlama alınması gerekiyordu.
Bu işin sonunda muhtemelen Nathan bir dul olarak hayatına devam edeceği için Ciara'nın bu düşünceyle bile kendisini tutması gerekmişti. Onun ve Scarlett'in yattıklarını öğrendikten sonra onu köşeye sıkıştırmakta gecikmemişti.
Ne yazık ki Scarlett, Ciara kadar şanslı olamayabilirdi. Gerçekten de Reyes Kourakin ile karşılaşması bir şanstı. Elbette ki ona kanını içirmesi ve çıkardığı zorlukları öyle düşünmüyordu. Kourakin gibi güçlü bir safkan klanının prensesi olmakta umurunda değildi. Zaten kendisini kabul edip etmeyecekleri ya da bu ilişkinin böyle sürüp sürmeyeceği de belli değildi. Ancak Reyes güvenilir bir adamdı.
Nathan, Scarlett'e zarar vermekten gerçekten korkuyor gibi görünüyordu ve Ciara'da bizzat kendisi deneyimlediği için bu konuda haklı gibi duruyordu. Onların kanı muazzam bir güce sahipti ve bu gücü taşımakta her yiğidin harcı değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LANETLİ EVLİLİKLER 2- LANETLİ BAĞ
FantasyKATHLEEN VE ALEXANDER İLE BAŞLAYAN SAVAŞ BU SEFER GENÇ NESİL İLE DEVAM EDİYOR.