BÖLÜM 8
İçkiyle arası bozulalı neredeyse iki hafta kadar olmuştu. Başından geçenleri kimseye anlatmamış, sadece birkaç başarısız deneme gerçekleştirmişti içini başkalarına dökmek için.
"Sanata vereceğim kendimi" diyordu, vermişti de aslındı, o iki haftalık süre içinde resim dışında başka bir şeyle uğraşmamıştı. Tüm dikkati ne anlatmak istediğini anlayamadığı o güzel ve gizemli eserlerindeydi. Lakin bir pürüz vardı ki kafasını daha çok kurcalıyordu. Oda yetişkin her bireyin tahmin edebileceği gibi paraydı. Bir aya yakın süredir çalışmamıştı, faturalar, kira, lüks harcamalar devam ediyordu. Kenarda dört bin dolar civarı bir parası vardı ama yakın zamanda işleri eskiye dönmezse zor günler onu bekliyordu.
Doğrusu birçok kişi ile görüşüyordu gün içinde ama hepsi hemcinsiydi. Düzenli müşterilerinden haber yoktu. En büyük sıkıntısı ise para değildi geri dönülmemesiydi, tamam dönem gelir müşteri olmaz dönem gelir haftada iki gece çıkardı ama uzun süredir bu işin içindeydi, en azından daha önce beraber olduğu biri geri dönerdi Kaan'a. Kafasını kurcalayan da buydu, tek övüncesi iyi sevişmek olan bir adamın "iyi sevişmiyor muyum lan acaba?" Demesiydi. Kendisinden şüphe etmeye başlamıştı, "bunu da beceremezsem ne yapabilirim ki bu koduğumun hayatında?" diye soru soruyordu kendine buna da bir cevap bulamadığı için zihninde daha çok soru oluşmasını bir türlü engelleyemiyordu.
Ne yapardı cidden, ne yapabilirdi? Yarı çıplak resim yaparken bu sorular hücum etti zihnine bir gece, daha fazla resme odaklanamadığı o an fırçayı elinden fırlatıp yatağın üzerine çöktü. Düşündü.
"Acaba benden daha iyisi mi başladı?" duvara bakarak söylemişti bunu kendi kendine.
"Benden daha iyisi olabilir mi?"
Güldü.
Bu uzun süredir cevabını bildiği tek soruydu. Biraz meta bakarak söyleyeceğim ama kullanıcı yorumlarına göre yoktu, fiyat mı çok yüksekti? O da değildi, yabancı kadın bir eskortun aldığı ücretin tam yarısını alıyordu. Piyasayı bilmiyorsanız söyleyeyim saati altı yüz – yedi yüz lira civarı. Üstüne üstlük hotellerin yıldız sayısıyla ilgilenmiyor cüzi bir miktarda da taksi ücreti alıyordu her ne kadar taksi kullanmasa da. Çünkü yabancı müşterin varsa genelde gece çalışırsın mecburi olarak taksi kullanırsın ama müşterilerin Türk ise çalışma saatin sabah on akşam beş arasıdır. Bunu nedenini bir düşünün siz. Kısacası taksiye pek gereği yoktur, o saatlerde taksi lükse kaçar.
"Bir maillerimi kontrol edeyim." dedi.
Uzun bir süredir maillerini kontrol etmemişti, iş telefonunu eline aldığı an başladı telefon çalmaya.
"Kesin gene erkek."
Telefonu açar, ''efendim'' diye cevap verdi, karşıdan gelen ses bir erkeğe aitti.
"Merhaba canım, nasılsın?"
"Teşekkürler, siz nasılsınız?"
Zaten reddedecektir adamı o yüzden resmi olmuştur cevabı.
"İyiyim bende, kaç santim seninkisi?"
"Destur amına koyayım, yavaş gel" demek istese de "Beyefendi, öncesinde söylemem gereken bir şey var."
"Söyle canım."
"Kusura bakmayın ama heteroseksüelim, sizinle birlikte olamam sadece kavalyelik yapabilirim."
"Tamam canım, sadece benimle birlikte olmayacaksın ki."
Genelde özür dilerler ya da kusura bakmayın diyerek kaparlar telefonu, bu cevabı ilk kez alır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutluluk Sektörü - GOOGLE KİTAPLARDA SATIŞTA!
RomancePsikolojik altyapı üzerine düzenlenmiş bir kitap. Yeri geldiğinde toplum yergisi yeri geldiğinde aşk bazen yalanlar. Ülkemizdeki seks işçiliğinin gerçekleri ile harmanlanmış edebi bir eser. Kısacası gerçek bir jigolo öyküsü.