BÖLÜM 16
Evinin erkeği, çocuklarının babası olma hayali son bulmuştu Kaan için. Esra ile görüşmüştü ne kadar istemese de, düzenli iş sayabilirdi artık Esra'yı. Esra'nın eşi iyi para kazandığı sürece Kaan'ın minimum geliri de belli olmuştu. İşine gösterdiği özeni son zamanlara göre en üst düzeydeydi. Reklamlarını sıklaştırmıştı, her gün düzenli ilanlarını yeniliyordu. Daha aktif olabileceği Avrupa tabanlı birkaç yerle anlaşmıştı. Elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordu. Motivasyonu en üst düzeyde, memnuniyet garantili reklamlar oluşturuyordu. Noter onayı olmasa da para iadesi düşünüyordu kafasında. Tüccar mantığına kaymıştı kafası, artık en iyi yaptığı iş olduğu için değil en iyisi olmak için uğraşıyordu. İlginç bir şekilde son altı aylık süreçte rekabet çok fazla artmıştı. Oturtulmuş büyük bir ajans yoktu ama yerli yabancı piyasaya giriş yapmış çok fazla kişi vardı. İlk girdiği zamanlara göre beş katı artmış denebilirdi. Olsun neredeyse hepsi biseksüeldi. Hetero olarak bir kendisi olabilirdi bu işte. Rahatlatmıştı bu düşünceler onu biraz olsa da.
Kafasının dağılması için uzun süredir alakasız kişilerle gereksiz paralar harcamıyordu. Geçmişini bir tarafa atmış, önüne bakıyordu ama geçmişi bırakmadı peşini. Erken yatmak için Elif ile birlikte hazırlandığı bir gece şahsi telefonu çalmaya başladı. Yine bilmediği bir numara, iş olmadığı belliydi. Açmadı, arayan yarın tekrar arar diye düşünüyordu. Çok geçmedi iş telefonu çalmaya başladı. Son dört rakamı aynıydı. İki telefonun numarasını bilen bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar insan vardı. Bunlardan biri değildi arayan kişi. "İnşallah biri fotoğraflarımdan tanımamıştır" diye aklından geçirerek açtı telefonu.
"Efendim"
"Ümit, hayatım nasılsın?"
"Pardon, Ümit mi?"
Karşıdan bir kadın sesi geliyordu, güzelde bir sesti. Ümit demesine takılmıştı, ismini sallayarak takıldığı kadınlardan biri olabilirdi fakat iki numarayı da nereden bilebilirdi.
"Kaan mı demeliydim, benim hatam."
Şaşkınlığı azalmadı aksine artmıştı. Hala sesi tanıdık gelmiyordu, ne diyebilirdi ki.
"Özür dilerim sesini tanıyamadım?"
"Hayatım Özlem ben, hani gelip ağlamıştın bana."
Kafasına dank etti sonunda.
"Ağlamamıştım ama hatırladım canım. Bu numara mı nereden aldın?" Büyük bunalımlarından birinde gidip tonla para verdiğini hatırlamıştı. Elif'te yanından konuşmayı dinliyordu. Kafasında bir sürü soru işareti vardı.
"Sen benim numaramı nasıl bulduysan, öyle..."
"Önemli değil zaten, neler yapıyorsun?" jigolo olduğunu söylemişti, "araştırıp vücudumdan bulmuş olsa gerek" diye karar kıldı.
"Konuşmamız lazım." şeklinde cevap verdi Özlem.
"Dinliyorum." Kaan'ın artık umurunda değildi, Özlemmiş, dert anlatmakmış. Ne anlatacaksa anlatsın bir an önce yatağa gireyim diye düşünüyordu.
"Yüz yüze konuşmamız lazım, gelsene bana." Cıyak cıyak bağıran bir seks çağrısı olarak gördü Kaan bunu. Para istesin mi, istemesin mi arada kaldı. Para almadan, yaptığı işi bilen biriyle birlikte olamazdı normal şartlar altında ama güzel bir kızdı. İşinde de profesyoneldi, sanatsal çalışabilirlerdi. Prensiplerini çiğneyemedi, Özlem'den de para isteyemedi, işi yokuşa sürmesi lazımdı.
"Canım, para veremem bu akşam sana."
"Hayatım ne parası, bu sefer ben konuşmak istiyorum." Gidemezdi, o şuan fark etmese de durum gerçekten kötüydü. Sesi gayet normal geliyordu konuşurken belki de taklit yapıyordu. Çok kısa gelemem diye diretti ama Özlem daha baskın çıkınca diretmekten vazgeçti, gidecekti lakin sevişmeyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutluluk Sektörü - GOOGLE KİTAPLARDA SATIŞTA!
RomancePsikolojik altyapı üzerine düzenlenmiş bir kitap. Yeri geldiğinde toplum yergisi yeri geldiğinde aşk bazen yalanlar. Ülkemizdeki seks işçiliğinin gerçekleri ile harmanlanmış edebi bir eser. Kısacası gerçek bir jigolo öyküsü.