Part 13

725 2 2
                                    


BÖLÜM 13

Uzun zamandır uyanacağı en güzel günlerden biri olabilirdi, Burcu ile haz dolu ve beklentisiz ilişkisinin ardından eve geçip iki bira daha içtikten sonra yatağına girdi. Nasıl rahat yattığını yaşamayan bilemez, geç yatmıştı, geç kalkacaktı, alkolün etkisiyle çokta uyuyamayabilirdi ama öyle olmadı gözlerini kapadığı gibi uykuya dalmış ve gözlerini sabaha kadar bir daha açmamıştı, deliksiz uyumuştu. Bu huzurlu uykudan uyandığı o sabah yatakta gerinip dün geceyi düşünmekle meşgul olduğu sırada telefonu çalmaya başladı. Telefon yerde pantolonun cebindeydi. "Susar birazdan" diye geçirdi ama susacağa benzemiyordu, tek eliyle uzanıp gözünü aralamadan çağrıyı sonlandırdı. Çok az geçmişti üzerinden, tekrar çalmaya başladı.

"Hay sikeceğim telefonunu" demesiyle gözlerini araladı. Sakin kalıp hoş bir ses tonuyla "Merhaba" demesi gerekiyordu, iş telefonuydu. Az doğruldu, telefonu tekrar eline aldı numaranın başına baktı. Türk müydü? Yabancı mı? Türkiye kodlu olduğunu görünce gerisine bakmadan hayat dolu bir "Merhaba" dedi.

"Kaan, lütfen kapama." İsmini söylerken sesi tanıdık gelmişti. Cümlenin sonunda Esra olduğunu anlamıştı. Cevap vermeden suratına kapamayı düşündü ama bir centilmen olarak bunu yapamazdı, bir kadının yüzüne telefonu kapamak ona yakışmazdı lakin kibar olmak da zorunda değildi.

"Ne istiyorsun?"

"Konuşmamız lazım? Lütfen... Lütfen buluşalım.""

"Konuşacağımız bir şey yok." düşünmeden verilen cevaplardan biriydi bu.

"Özür dilerim, o kelimeyi kullanmamam gerekirdi. Ne olur buluşalım."

"Esra! ...bak akşamdan kalmayım, başım ağrıyor, rica ediyorum kapat."

"Buluşalım, söz ver, kapatacağım. Hadi lütfen."

Söylenebilecek ne vardı ki, "siktir git" dese olmazdı bir kadına diyemezdi "olmaz" dese kafasını ütülemeye devam edeceği belliydi kesip atmayı düşündü en mantıklısı buydu. "Tamam, buluşuruz." bir anda ağzından çıkmıştı bu cümle. Neşesi anında yerine gelmişti Esra'nın, ses tonundan belli oluyordu. –Tamam, ne zaman, nerede'' benzeri onlarca soru sordu art arda Kaan'a. "Ben seni arayacağım" demesiyle kapaması bir oldu telefonu. Ufak bir of çekip telefonu yakın bir yere savurdu.

Geldiği zaman her şey üst üste gelir, muhabbeti vardır ya onu yaşıyordu şuan. Burcu ile birlikte olmadan iki gün önce işe gitmiş, iş sonrası kendine bir gün izin verip dinlenmiş evden bile çıkmamış ve ertesi gün Burcu macerasını yaşamıştı. Dün gece eve döndüğünde kafasından en azından bir hafta boşluğu olacağını geçirmişti. Sabahta huzur içinde uyanmış ama Esra'nın arayışı her şeyi mahfetmişti bütün huzurunu yok etmiş ve baş ağrısından başka bir şey bırakmamıştı. Burcu çoktan piç olmuştu düşünemiyordu onu artık başının ağrısını izin vermiyordu. Tekrar saldı kendini yatağa, boylu boyunca sırt üstü uzandı. Esra ile görüşmeme ihtimali yüksekti. Sözlerini tutma gibi bir huyu vardı ama bu durumdayken geçerli miydi? Dalamıyordu, dakikalarca uyuyabilmek için döndü durdu yatakta, yastığı sertleşmişti, batıyordu kafasını üzerinde tuttuğu süre boyunca.

Önce kokusu geldi sonra battaniyenin usulca açıldığını fark etti, yavaşça sağına çevirdi kafasını, Elif'ti koluna uzandı yavaşça. Kafasındaki tonlarca küfür gökyüzünden daha güzel gözleri olan bir kadına bakınca bir anda silinmişti. Konuşamadı önce. Ne zamandır görmüyordu Elif'i, nutku tutulmuştu sadece derin derin gözlerine bakıyordu.

"İstenmiyorum galiba artık."

Ama bu öyle kuru kuruya sorulmuş bir soru değildi. Bütün neşesi ve mimikleriyle Kaan'ı mutlu etmek istercesine sorulmuştu. Kaan'ın göğsünde olan elini alıp "özür dilerim" dercesine bir öpücük kondurdu, bunun üzerine yavaşça doğruldu Elif, sırtını yatak başına yaslayıp bacaklarını Kaan'ın karnına uzattı.

Mutluluk Sektörü - GOOGLE KİTAPLARDA SATIŞTA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin