BÖLÜM 11
Kaan'ın çocukluk arkadaşları İstanbul'a geleceklerini haber vermişlerdi, sadece bir gece kalıp geri döneceklerdi. Bir araya geldiklerinde yaptıkları tek şey sabaha kadar içmektir o da zevk için değil sarhoş olabilmek için. Kimse birbirinden çekinmeden içkisini içerdi, gizli saklıları olamayacak kadar daha doğrusu saklamaya gerek duymayacakları kadar uzun zamandır tanıyorlardır birbirlerini. Haber geldiğinden beri Kaan kiralık ev bakmaya başlamıştır çünkü Kaan'a gitseler olmaz, Kaan'ın odası küçük orada kalamazlardı salonda onları yatırmasının imkanı yoktu, hem de ev arkadaşına söylemesi gerekecekti bu durumu, en başta silmişti kafasında. Onların gelmesinden bir gün önce denizi görmese de tepede kalan çok geniş terası olan bir ev bulmuş iki günlüğüne kiralamıştır onlar için. Belki piyasayı bileniniz vardır günlük kiralık daireler ateş pahası bu sıralar, ev kiralayacağına otele gitmeyi dahi düşünmüştür aslında Kaan ama evde daha rahat olacakları bariz olduğu için karar evden yana olmuştu.
Onların geleceği sabah çok alışkanlığı olmadığı üzere erken kalkmış, hazırlanıp hemen evden çıkmıştı, kahvaltısını sevdiği pastanelerden birinde yaptıktan sonra kiraladığı eve doğru yola koyuldu. Yol üzerinde bir marketten iki büyük rakı biraz meyve ve şarküteri reyonundaki bütün mezelerden de almıştı onları dolaba yerleştirdikten sonra biraz evde zaman geçirdi keza salonda oturdu keza terasta sigara içti. Saat üçe yaklaşıyordu ki çıktı evden çünkü arkadaşları bir saat içinde büyük otogarda, tüm şehrin en tuhaf noktasında olacaktı.
Cana yakın bir selamlaşmadan sonra onları alıp üç dört saat etrafı gezdirdi, gezdirdi derken tarihi turistik yerleri falan gezmediler gidip kafe de çay içtiler sizin anlayacağınız, arada birer tavuk döner yemeyi de ihmal etmediler. Akşamüzeri güneş batmaya yakın hem gezmekten sıkıldıkları hem de saatler rakıyı gösterdiği için Kaan'ın kiraladığı eve geçtiler.
Birinden iki yıl geç diğerinden de bir yıl erken doğmuştur. Böyle söyleyince kafa karıştı ha. Çocuklukları lise döneminin bitimine kadar istisnasız birlikte geçmiş, birlikte büyümüşlerdir. Lise bittikten sonra Kaan, İstanbul'a okul için gelip sonradan yerleşse de bağlantıları hiç kopmamıştır. Büyük olana Ahmet diğerine ise Aykut diyelim. Aykut genetik olarak piçtir; çevresel etkenlerden, yetiştirilme tarzından ya da sosyal etkenler yüzünden değil direk damarlarında akan kan yüzünden. Ahmet ise sonradan piç olmuştur, gerek sevdiği kadınlar deyin gerek arkadaş çevresi deyin. Piç diyoruz ama ikisinin de anaları babaları belli orada sıkıntı yok. Hani efendi erkek, piç erkek ayrımı vardır ya o anlamda piç bunlar. Şöyle dersem daha iyi anlarsınız belki, tatlı piç bunlar. Ne kadar piç dedik değil mi? Sevdiklerine de piç deyiversin ne olacak ki. Onlarda muhtemelen aynı tanımı yaparlar Kaan için, etrafında piçsin deyince iltifat sayabilecek kadar samimi insanların olması güzel bir şeydir. Böyle anlatınca da gözünüzde zıpçıktı, karı kız düşürmekten başka düşüncesi olmayan, bütün evren ile kanka olmaya çalışan tipler gelebilir. Gelmesin. Kaan'da bu çocuklarda mahalle kültürü ile büyüyenlerdendir, bilmeyebilirsiniz anlatayım, sanayi ile birlikte geri kalmış bazı bölgelerimiz kontrolsüz bir şekilde büyümeye başlayıp ülkenin dört bir tarafından göç aldı. Hani söylenir ya göç eden herkes kendi kültürünü de getirdi diye. Bu yeni gelen kültürler oranın yerli halkı tarafından hemen kabul edildi mi sizce? Tabi ki de hayır. Ne oldu peki: savaş. Kültür çatışması ve bu çatışmalarda kullanılan ateşli ve ateşsiz silahlar. Yani yerine göre saygıyı da bilirler piçliği de bu çocuklar. Racon da görmüşlerdir, medeniyette. Yaşamayan bilemez bunları, anlayamaz da, ırkçı gibi gözükmek istemem ama lütfen herkes kendi doğduğu yerde kalsın. Diyarbakır da Diyarbakırlı dan çok İzmirli olsa hoş olur mu? Olmaz, olmasında zaten her kültür doğduğu yerde güzel. Sonra efendim sizin düğününüzde kadınlar dans ediyor, eder tabi amına koduğumun çocuğu, eden ya benim akrabamdır ya kız tarafının akrabası aynı mantıkla düğünde ki bütün erkeklerin ya teyzesidir ya halası ya bacısı. Senin aklından teyzeni, yeğenini sikmek geçmese, düğününde akrabanın dans etmesinden amcan tahrik olmasa çok daha güzel olmaz mı hayat? Olur, ama olmasın onu da istemiyorum, kadın düğünde dans etmezse etmez, sokağa çıkmazsa çıkmaz, on yaşında evleniyorsa evlenir ama nerede? Bu kafa yapısı neredeyse orada kalsın, Ankara'da mı? Ankara'da ne yaparlarsa yapsınlar ama Eskişehir'e bunu empoze etmeye çalışmasınlar. Bir de duyarlılar var öyle olur mu, orada da yapılmasın diye karşı çıkacaklar, karışma kardeşim, herkes geleneğini göreneğini yaşasın, piyon harcanır. Satrançta piyonu üç kare oynatabiliyor musunuz? Oyunu oynayan sizsiniz, piyonda kuklanız şahta ama kuralları çiğnemediğiniz sürece. Oyunu oynayan sizsiniz demedim piyon sizsiniz sonra demeyin iyi oynarsam kazanırım diye iyi oynatılırsanız kazanırsınız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutluluk Sektörü - GOOGLE KİTAPLARDA SATIŞTA!
RomancePsikolojik altyapı üzerine düzenlenmiş bir kitap. Yeri geldiğinde toplum yergisi yeri geldiğinde aşk bazen yalanlar. Ülkemizdeki seks işçiliğinin gerçekleri ile harmanlanmış edebi bir eser. Kısacası gerçek bir jigolo öyküsü.