MUTLULUK SEKTÖRÜ
D. DALİ
&
K. U. YURTTAŞ
BÖLÜM 1
Her zamanki gibi gözlerini açmıştı yeni bir güne. Geç yatmış erken uyanmış, hala yorgundu. Yataktan çıkmak için biraz daha zamana ihtiyacı vardı, aklında biraz daha mı uyusam düşüncesini çıkartamıyordu ama uyandıktan sonra tekrar uykuya dalmak hiç kolay olmuyordu onun için. Birkaç dakika boyunca tavanı izledikten sonra ''amına koyayım böyle işin '' diye hayıflanarak battaniyeyi üzerinden fırlattı. Ayağa kalkıp odaya bir göz attı, yer pis kıyafetlerle doluydu "ne olmuş buraya" diye söylene söylene cama gidip perdeleri açtı. Perdelerin açılmasıyla birden odaya dolan güneş gözlerini kamaştırmıştı. Gözlerini ovaladıktan sonra ellerini başının arkasında birleştirerek cama kafasını yasladı. Sokak amaçsızlığından hiçbir şey kaybetmemişti, insanla dolup taşıyordu.
"Hala aynı" dedi sessizce.
Değişmiyordu hiçbir şey hayatında, hala aynı şekilde devam ediyordu hayatı. Güneş onun için doğmuyordu, çalışmaya devam etmek zorundaydı ve şuan için düşünmek istemediği ama zihnini asla rahat bırakmayan bir sürü şey...
Komodinin üzerinde duran iki telefondan birini eline aldı, saat 12.15 idi. Odasından çıkıp tuvalete doğru ilerlerlerken koridorda asılı olan aynanın önünde birkaç saniye durdu, yarı uykulu yarı uyanık bir şekilde kendini izliyordu ki bugün randevusu olduğunu tamamen unuttuğunu fark etti. Hızlı bir şekilde yüzünü yıkadıktan sonra aynı hızla mutfağa geçti. Mutfak gayet küçük bir mutfaktı, mutfak dolapları en az on yıllıktı, buzdolabının da onlardan eksik kalır yanı yoktu. Bulaşık makinası ise böyle bir mutfak için büyük bir lütuf olurdu. Bütün bunlara rağmen, mutfak her zaman onun için bir kaçış olmuştu. Aşçılık yeteneklerinin gayet iyi olmasına bu çok büyük bir etkendi.
Onun üç senedir yerleşmiş bir rutini vardı. Kahvaltı hazırlarken asla acele etmez, günün başlangıcını huzur içinde geçirmeye çalışırdı. Telefonundan internete girip bir şarkı açtı, bu rutini içinde değişen şeyler genel de şarkılar oluyordu. Dolaptan malzemeleri çıkardı, beş yumurta haşladı, dört dilim ekmek kızarttı bir salatalık ve bir domates doğradı. Kahvaltı seansının onun için huzur dolu olmasının bir diğer nedeni ise evin tamamen boş olmasıydı. Müziği sonuna kadar açsa bile kimse onu rahatsız etmeyecekti.
Müzik eşliğinde kahvaltısını zevk içinde yaptı, son yudumu ağzına atıp telefona baktığında randevusu için gerçekten az zamanı kaldığını gördü ''Hassiktir'' diyerek masadan fırladı.
Odasına geri dönüp kıyafet dolabını açtı, bütün kıyafetleri ütüsüzdü ama bu onun için çokta önemli değildi zaten üzerinde çok fazla durmayacaklardı. Üzerine tam oturan açık renk takımını giydi, boynuna bir şey takmaya yeltenmedi şuan tek derdi güzel kokmaktı, en soft parfümlerinden birini kelimenin tam anlamıyla üzerine boşalttı, tabi tenine sıkmadan. Hazırlandıktan sonra komodinin üzerinden duran iki telefonu da alıp farklı ceplere koydu. Ayakkabılarını da giydikten sonra koşar adım çıktı apartmandan.
Apartmandan çıktıktan sonra telefonunu çıkartıp adresi tekrardan kontrol etti, kaldırımda sağına soluna bakarak caddeye doğru ilerlemeye başladı. İnsanların suratına bakmıyordu, bakmaya gerek görmüyordu diyelim biz daha doğrusu. Caddeye geldiğinde taksi durağının boş olduğunu gördü, birkaç dakika beklemesine rağmen normalde binlerce araç geçen yoldan bir tane bile taksi geçmedi. "Acelemiz var ya gelmez amına koyayım " diye içinden geçirirken taksi ayağının dibinde bitti. Taksinin kapısını açıp hızlıca girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutluluk Sektörü - GOOGLE KİTAPLARDA SATIŞTA!
RomancePsikolojik altyapı üzerine düzenlenmiş bir kitap. Yeri geldiğinde toplum yergisi yeri geldiğinde aşk bazen yalanlar. Ülkemizdeki seks işçiliğinin gerçekleri ile harmanlanmış edebi bir eser. Kısacası gerçek bir jigolo öyküsü.