DÖRT (YEMEK)

432 215 135
                                    

Selam, 3 bölümü geride bıraktık bölüme geçmeden önce kimler burada görebilir miyiiimm. Bu satıra yorumlarınızı bekliyorum :)

O akşam gözüme sadece Murat eksik geliyor. Arada böyle yemek buluşmaları yaparız. Tonguç, Erkan, Pelin, Cem, ben, Murat, Mehmet abi ve karısı Nilgün abla ve bazen gelirse Ela. Yine tam kadro yemek masasındayız, bu sefer Pelin'lerde, ama eksiğimiz var. Murat.

Irmak evin içinde pembe oyuncak ayısıyla oradan oraya koşturuyor. Pelin ne kadar "kızım hadi yemek yiyoruz" dese de nafile. Ben giriyorum araya "Irmak hadi gel, yemekten sonra oyun oynarız" Irmak koşarak yanımıza geliyor. Bana bakarak "gerçekten mi" derken gözlerinin içi gülüyor. "Gerçekten" diyorum, duyar duymaz hemen annesinin yanında ki yerine oturuyor.

Pelin bana teşekkür eden bakışlarını gönderirken önemli değil diyorum.

Cem "valla biz ikna edemiyoruz Öznur" diyor gülerek.

Tonguç kendini de işin içine katarak "savcılar işte, hemen ikna edebilirler" diyor. Hep birlikte Tonguç'a gülüyoruz.

Yemekte Ela benden daha durgun, ara sıra bana bakıyor iyi miyim diye. Bi ara masadan kalktığımızda "şöyle bakma, bir şey olduğunu anlayacaklar" diyorum sessizce.

"Tamam, tamam"

Yemekten sonra mutfakta Pelin'e yardım ediyoruz. O sırada Mehmet abile kalkacakken Pelin "abi nereye çay koydum" diyor. Mehmet abi çayı duyar duymaz geri oturuyor. Nilgün abla ise "zahmet etmeseydin Pelin" diyor.

"Ne zahmeti, toplanmışız böyle hep birlikteyiz. Hemen bırakır mıyım"

Pelin masayı topluyor, Ela bulaşıkları akıtıyor, bende makineye diziyorum. Irmak yanıma gelip pantolonumu tutuyor, elinde ki doktor çantasını sallayarak "hadi Öznur ablaa, sen hasta ol bende dookktor" diyor. Ona gülerek bakıyorum.

Ela bulaşıkları akıtmaya devam ederken bana sataşıyor "valla bu akşam kurtulamazsın Irmak'dan" diyor gülerek.

Kurtulmak isteyen kim, yarım saat Irmak'la oynuyoruz hiç sıkılmıyorum. Uyuma vakti gelince bir de benden masal okumamı istiyor.

Nilgün abla "Irmak'a kardeş gelsin artık birlikte oynarlar" derken "zamanı var Nilgün abla" diyorum. "Ne zamanı canım 30 yaşında oldun"

Odadaki herkes patlatıyor kahkahayı. "Yok Nilgün abla 40 oldum ben ne 30'u" diyorum bir yandan bende gülerken.

"O kadar oldun mu kız sen." Diyen Mehmet abi iyice güldüyor bizi.

"Şaka maka bak bekliyoruz senden artık Öznur" diyen de Pelin oluyor.

Hiçbir şey demeden ellerimi kaldırıyorum teslim olurcasına sonra da Irmak'ın elinden tutup odasına götürüyorum. Arkamdan 'annelik çok yakışır' diyen Nilgün ablayı duyuyorum. Onlar aralarında konuşmaya devam ediyorlar.

Irmak'ı yatağına yatırarak kafamdan bir masal uydurup anlatıyorum. Masalın sonunu nasıl getireceğimi düşünmeme kalmadan Irmak uykuya dalıyor bile. Arkamı dönüp odadan çıkacakken Pelin odaya giriyor "valla büyük iyilik yaptın Öznur" diyor sessizce. Yanıma gelip Irmak'ın üzerini örtüyor. Birlikte odadan çıkıyoruz. Bizimkiler çaylarını içerken "aa ama Öznur'u hiç beklemeyin" diyorum.

Ela gülerek "valla bir an Irmak'la birlikte uyudun sandık" diyor.

"Ay evet ya masalı anlatırken benimde uykum geldi yavaştan" Ela'nın yanına oturuyorum.

Tonguç "hangi masal" diyor.

"Bir bilsem, attım kafadan bir şeyler" diyip gülüyorum.

Bu akşam bana çok iyi geliyor, bol gülüşmeli bir akşam geçiyor. Pelin'lerden kalkacakken Ela "bu akşam bizde kalsana" diyip beni ikna ediyor. Ela zaten tek kalıyor, benim anlattıklarımdan sonra da korkup evde tek başına kalamayacağını biliyorum. O yüzden Ela'da kalmam hem onun hem benim yararıma.

Mavi NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin