ALTI (GÜNLÜK)

446 204 132
                                    

12 Mart 2016, Cumartesi

Seelllaaamm, naber günlük. Nasılsın, iyi misin? Ben kötüyüm. Neden mi... çünkü üniversite sınavına bir kaç gün kaldı...

Bir sonra ki sayfa.

15 Mart 2016
İşime yarayacak bir şey yok.
17 Mart 2016
İşime yarayacak bir şey yok.

Tarih birden anlamsız bir şekilde yaklaşık 1 yıl sonrasına geçiyor.

12 Şubat 2017
Oha! Sen yaşıyor musun yahu. Bende seni kaybettiğimi sanarak başka bir defterden devam etmiştim. Şimdi seni gördüğüme sevindim. 1 yıldır neler oldu neler... aslında 1 yıl değilde son günlerde neler oldu bir bilsen. 3 gün önce doğum günümdü. Sonunda 18 olabildim. Bizde bunu kutlamak için hemen Flamingo bara gittik.

Duraksadım. Flamingo cafe bar bizim hep gittiğimiz yerdi. Kim bilir belki bir gün Ceylan'la rastlaşmıştık bile... okumaya devam ettim.

İşte kuzenlerim, İrem bir de Çağla falan. Neyse geçelim buraları... serserinin tekine aşık olmak üzere olabilirim ama görmen lazım nasıl yakışıklı, karizma, sevimli ve ne bileyim karizmaaa iştteee.

O da beni fark etti biliyor musun hatta yanıma gelerek dans teklifi etti ama ben illa inatçı tip rolünü oynucam ya soğuk bir şekilde teklifini reddettim. O da buna inat önce Çağla'ya sonra da İrem'e teklif etti. İrem onunla dans etti, şanslı kancık. Sonra İrem masaya geldi ve çocuğun adının Kadir olduğunu ama ona pek pas vermediğini söyledi. Biz de aman boşver serserinin teki işte dedik. Zaten İrem'de sırf öylesine dans etmişti kim olsa kabul ederdi. Neyse asıl hikaye bundan sonra...

Ben lavaboya giderken Kadir'den lavabodan çıkıyordu ve çarpıştık ne klişe ama... neyse neyse asıl klişe bundan sonra geliyor. Saati elbiseme takıldı elbisemde yün kazaktan olduğu için salak birden saatini çekince takılan kısım (kolumun dirsek kısmı) biraz açıldı. Doğum günümde çektiğim çileye bak ya diye saydırırken hâlâ saatini kurtarmaya çalışıyordu. Neyse bir şekilde ordan ayrıldık ama 2-3 saat sonra mekandan çıkarken tekrar karşılaştık ve bana büyükçe bir hediye kutusu uzattı. 'Elbisen benim yüzünden mahvoldu bunu hem özür amaçlı hem de doğum günün amaçlı kabul et' ve sonra kutuyu bana verir vermez hiçbir şey demeden taksiye binerek gitti.

İşte bu kadar günlük... nasıl ama son 1 yılda gelişmeler olmuş mu? Sevgilerle kal :)

Diğer sayfayı çevirirken aklıma Nevzat boşkomiseri  aramak geliyor.

"Alo başkomiserim ben Savcı Öznur Büyüktopçu, nasılsınız?"
"Merhabalar. İyiyim iyiyim siz nasılsınız."
"Bende iyiyim teşekkürler. Ceylan Aslan davasıyla ilgili bir gelişme oldu mu acaba?"
"Şu anlık bir gelişme yok fakat otopsi sonucuna göre Ceylan Aslan'ın kasten öldürüldüğü, başına şamdan veyahut başka bir şey ile vurulduğu bariz. Kapının da zorlanmadığını biliyoruz... adım adım yaklaşıyoruz."
"Sağolun başkomiserim ben aslında birlik olmak için aradım elime Ceylan Aslan'ın günlüğü geçti bu gece okurum sabah size getiririm."
"Tabi tabi de nerden geçti bu günlük elinize."
"Ceylan'ın liseden arkadaşı Çağla'dan efendim."
"Pekala yarın sabah ofise gel konuşalım."
"İyi akşamlar başkomiserim."
"İyi akşamlar savcı hanım."

Telefonu kapatır kapatmaz telefonum çalıyor.

"Efendim aşkım?"
"Ne zaman geliyorsun canım?"
"Yoldayım"
"Tamam görüşürüz"
"Görüşürüzz"

Günlüğü şimdilik tamamen kapatarak çantama koyuyorum devamını eve gittikten sonra okumayı planlayarak...

Sofrayı apar topar toplayarak Mavi Nefes'in çıkacağı programa yetişmeye çalışıyorum. Murat bu acelemi anlamış olacak ki "noldu hayatım bir yere mi gideceksin" diyor.
"Yok canım bir tane program varmış onu izlicem."
"Hiçte adetin değildir böyle şeyler ama hadi bakalım..."
"Ela önerdi aşkım ya"
"Ela demişken aklıma geldi bizim Birkan soruyor hep" gülmeye başladı.
"Allah'ım şu çocukta bi Ela'nın peşini bırakamadı gitti ya."
"Aa sevmek suç muu"

Mavi NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin