ON ÜÇ (YENİ DAVA)

207 77 67
                                    

Her zorluğun sonunda doğan bir ışık vardır. Eğer elleriniz diken yaralarıyla kan revan içinde kaldıysa güle dokunmanıza çok az kalmış demektir.

Çok istedin, olmadı. Tekrar denedin yine olmadı. Tekrar, tekrar, tekrar denedin hâlâ olmadı. 147 defa denedin, olmadı. İki seçenek var önünde: ya 148.deneyişinde olacak ya da 2.denemeden sonra hemen bırakmalıydın. Peki buna nasıl karar vereceksin, devam mı edeceksin yoksa pes mi? Pes edersen eğer sana iki çift lafım olacak. Pes ettiğini mi düşünüyorsun gerçekten, bence asıl olan hayırlısı diyerek hayata bırakmak. Sen asla pes etmiş olmazsın. Ne zaman pes etmiş olursun biliyor musun, en az iki defa denemeden bırakırsan... işte o zaman pes etmiş sayılırsınız.

Peki nasıl karar verecektim?
148. deneyişimde hâlâ Mavi Nefes'i bulamayacaksam bırakmalıydım ama bir bakmışsın 149.denemenle onu bulmuşsun. Tek yapman gereken iç sesini dinlemek. Sessiz, kimsenin olmadığı bir yerde derin bir nefes al ve düşün, sorularının cevabını iç sesinle bulacaksın. Devam edip etmeyeceğini...
Ben buldum, iç sesim diyor ki 'devam et, asla pes etme. Onu bul ve hapset.'

Ne zaman öleceğim belli değil, şöyle bir varsayımda bulunalım 60 yaşımda öleceksem eğer şu an 60 yıllık hayatımın 26.yılında olduğum anlamına gelir. Yaş 26, yolun yarısından azı.

26 yaşımda olmam ne kadar yolun başında olduğum anlamına geliyorsa da biz de şu an 400 küsür sayfalık bir kitabın 147.sayfasındaydık. Yani daha kitabın başlarındaydık ve her sayfayı çevirdiğimde Murat'ın suratına bakıp tepkisini ölçmek bir hataydı. Ancak kitap bittiğinde anlayabilirdi bu kitabın benim hayatım olduğunu, belki de Erkan gibi anlayamazdı. Anlayamazsa eğer nasıl açıklayacağım bunu hiç düşünmedim. Bu daha da hata.

148.sayfaya geçerken Murat'a bakıyorum. "Nasıl, beğendin mi?"

"Güzel aşkım da şu Zeynep mal galiba gidip kocasına söylese sonra da polise gitseler ya." Kitapta ki Zeynep benim, ne güzel hakaret etti ama bana öyle.

"Korkuyor bence kocasının tepkisinden."

"Demek ki güvenmiyor kocasına."

"AA ne alaka canım?"

"Söylemiyor çünkü kocasının korkup onu bırakacağını düşünüyor."

"Yok artık! Yok öyle bir şey."

"Ne? Sen daha önce bu kitabı okudun mu Öznur?"

Sanırım şu an okuyorum...

"Yok."

"Ee?"

"Bence güveniyor ya kocasına."

"Neyse okuyup görelim bakalım."

"Devam o zaman."

"Devam güzelim."

Saat gece dört buçuğa geliyor biz 148.sayfadayken. Bundan 4-5 saat sonra kitap bittiğinde neler olacak asıl heyecanlı kısım bu.

~~

Saat sabah sekizi çeyrek geçiyor Murat şaşkın, şok olmuş bakışlarla bana bakıp "sen... senin takipçin mi var Öznur" derken.

Kitap bitti, sevgilim kitapta ki olayları anlayarak beni koca bir yükten kurtardı. Kitabı kapatıp yatağa doğru atıyorum.

"Öznur?" Murat bir cevap bekliyor. Ama öyle yumuşak bir ses tonuyla 'Öznur' diyor ki gözyaşlarım intihar ediyor gözlerimden.

Dudaklarımı ısırıyorum, iki elimle ağzımı kapatırken hıçkırmamı önlemek istiyorum. Ağlamak istemiyorum. Hele hıçkırarak ağlamak hiç istemiyorum. Ama oluyor işte gözyaşlarım öyle ardı ardına akıyor ki içimde bu kadar gözyaşının biriktiğine şaşırıyorum.

Mavi NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin