"Kimin evlenmeye gücü yetiyorsa evlensin. Çünkü evlilik, gözü haramdan alıkoyar ve iffeti en iyi şekilde korur..." (Hâdis-i Şerif)
İrileşmiş gözlerimi eski haline getirdikten sonra gözlerimi sımsıkı kapatıp açtım ve bana bakan Zeynep'e şaşkın şaşkın gülümsedim.
Annemin bakışları ikimizin arasında dolaştıktan sonra içeriden bir kapı açılma sesi duyuldu ve ardından annemin yanında, yaklaşık olarak annem yaşlarında, açık yüzlü ve elâ gözlü bir kadın belirdi. Kaşlarını çatıp anneme bakarken, "Kapıda niye duruyorsun kız? Benim kız almadı mı seni içeri?" deyince annem gülerek kadına sarıldı.
Ne yani; Zeynep, annemin arkadaşının kızı mıydı?
"Selamun aleyküm Gönülcüğüm. Kızın almaz olur mu hiç? Maaşallah pek de güzelleşmiş kızın."
Gönül denen kadın annemin selamını aldıktan sonra Zeynep'in sırtını sıvazlayıp, "Büyüdü, büyüdü," dedi. Ardından bana dönüp, "Yoksa bu da Merve mi?" deyince annem gülümseyerek başını salladı. Kadın bileğimi tuttuğu gibi beni içeri çekerken zoraki ayakkabılarımı çıkarmayı başarabilmiştim. Kadın kollarını boynuma dolarken ben de ayıp olmasın diye karşılık verdim.
Beni kendinden ayırıp, "Hoş geldin kızım. Ne çok büyümüşsün öyle sen?" deyince mimiklerimi gülümsemeye zorlayıp, "Hoş buldum efendim," dedim. Kadın söylediklerime karşı kahkaha attı. Ben daha ne olduğunu anlamamışken Zeynep'le annemin de güldüğünü gördüm.
"Bana sadece Gönül Teyze de kızım." O an utandım, neden bu kadar resmi davrandığımı bilmiyordum ama ben ilk kez karşılaştığım birine karşı böyle daha saygılı olacağımı düşünmüştüm.
Sonrasında ise Gönül Teyze bizi salona yönlendirirken Zeynep bana hafifçe gülümseyip göz kırptı. Bu hareketi Burak yapsaydı belki dibim düşebilirdi fakat Zeynep'in yapması yalnızca tebessüm etmeme sebep oldu.
Odaya girdiğimizde Nezaket Teyze ayaklanıp genişçe gülümsedi. "Hoş geldin Fatma, hoş geldin Merveciğim." Ben de gülümseyerek karşılık verdiğimde annem Nezaket Teyze'ye sarılıp, "Sen de hoş geldin arkadaşım," dedi. Ben de ona sarıldıktan sonra koltuklara yerleştik sonunda.
"E Fatma Hanım, geldik sonunda bir araya gördün mü?"
Annem gülerek, "Geldik ya," dedi Gönül Teyze'ye. Nezaket Teyze de bana dönüp Zeynep'i işaret ederek, "Bak Merve, bu da Gönül'ün kızı Zeynep. Belki çocukken karşılaşmışsınızdır," dediğinde Zeynep araya girip, "Çocukken değil Nezaket Teyze ama tanıştık biz. Daha yeni olsa da ben Merve'yi çok sevdim," dedi. Ben de gülümseyerek, "Ben de seni sevdim Zeynepciğim," dedim.
"Burak'la tanışırsınız ama değil mi?" diyerek araya giren Gönül Teyze'ye başımı sallayarak cevap verecektim fakat Nezaket Teyze önce davranıp benim yerime cevap verdi.
"Onlar birlikte büyüdüler Gönül. Bir kertmediğimiz kaldı valla!"
Gözlerimi aniden büyütüp sertçe öksürmeye başladım, yutkunamamıştım ve bunun tek sebebi Nezaket Teyze'nin söyledikleriydi. Elimi göğsümün üzerine götürüp nefesimi düzene sokmaya çalışırken annem, "Kızım iyi misin?" diye sordu. Zeynep de orta sehpanın üzerindeki sürahiden bardağa su doldurup bana getirmişti. Sudan birkaç yudum içtikten sonra derin bir nefes aldım.
"Ne oldu birden? Allah Allah..." deyince Gönül Teyze, "Sevdiğim adamın annesi, beni onunla kertme fikrini bir şaka gibi ortaya attı!" diyemedim. Sadece elimi kaldırıp, "Önemli bir şeyim yok. Birden boğazıma bir kaşıntı geldi, o kadar," diyebildim. Annem de sırtıma elini koyup gülümsedi. Bana biraz değişik bakmıştı sanki o an, fakat o bakışı hiç sevememiştim ben.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADERİMSİN
Romance❝Aşkı güçlendiren zaman değil, sadakattir.❞ Onun şatafatlı sözleri yoktu, şükürleri vardı. O romantik olmayı iki mumla beceremezdi; elime bir kahve verir, karşıma geçip gerçek romantizmin aslında sadakat olduğunu gösterirdi. Sevgisini diliyle değil...