40 .bölüm Can bey

320 21 31
                                    

NefMuz bağ evine gelmiş yerleşmiş Nefise akşam akşam çay içerken Muzaffer içki içiyordu. Sarhoşken hiç birşey görmüyor gözü ve o tutkulu anları doya doya yaşayacaktı. Nefise gelip Muzafferin yanında oturur.

Nefise: artık bıraksanmı o kadehi. Sencede fazla olmadımı? Muzaffer Nefiseye baka baka içer kadehteki içkiyi.

Muzaffer: gece için. Nefise kadehi Muzafferden alıp sehpaya bırakır.

Nefise: o hayalini kurduğun geceyi bugün yaşamayacaksın Muzaffer. Bunu aklından çıkarma. Muzafferin yüzü düşer.

Nefise: sen bile bile bebeğimize zarar vermek istiyorsun. Yaaa sen bunu düşünmedin. Ama ben buna izin vermem. Muzaffer Nefiseye bakar.

Muzaffer: çok istiyorum. Nefise Muzafferin yanağını okşar.

Nefise: tutkun tavan yapmamış olsa olmazmı? Daha sakin olsan daha dikkatli olsan. Muzaffer olunsuz anlamda başını sallar.

Muzaffer: olmaz. Nefise Muzafferin dudaklarına minik öpücük bırakıp geri çekilir.

Nefise: o zaman  3 ay bekliceksin. Muzaffer şaşkınlıkla Nefiseye bakar.

Muzaffer: ne  3 ayı. Şimdi benimle olucaksın.. Nefise onaylamaz kanepeden kalkıp merdivenlere yönelir. Muzafferde hızla kalkıp arkasıyca gider. Nefise tam basamağı çıkacakken biranda kendini Muzafferin kucağında kolları arasında bulur.

Muzaffer: şimdi. Muzaffer kucağında Nefiseyle odaya çıkar.

Aradan dakikalar geçmiş Mahir bey salondaydı.

Ela: dede babamlarla konuşalımmı? Mahir Elaya bakar. Düşünür. Yaa şuan meşkuldürlerse diye geçirir aklından.

Mahir: yarın konuşsak prensesim. Ela onaylamaz.

Ela: şimdi konuşalım dede. Mahir el mahkum telefonu sehpanın üzerinden alıp Muzafferi arar.
NefMuz yataktaydı. İkiside çıplak üzerlerinde yarıya kadar örtü vardı. Muzaffer Nefisenin ellerinden tutup yatağa yaslamış şuansa boynuna gömmüştü kafasını. Nefiseyse hiss ettiği acı hissiyle Muzafferin ellerini daha çok sıkıyordu.

Mahir: açmıyor. Ela dedesine bakar.

Ela: Nefise ablayı arasak. Mahir derinden nefes alır.

Mahir: yarın erkenden arayıp konuşuruz tamammı prensesim? Ela mecbur onaylar. Mahirse rahatlar. Çünki şuan oğlunun pek rahat durmadığını biliyordu. Kapıdan çıkana kadar kedi gibi Nefiseye sırnaşıp öpücükler konduruyor aşk sözcükleri söyleyen adam sevdiģi kadınla baş başa kalırdısa illa değerlendirirdi o anı.

Nefise yatakta uzanmış huzurla gözlerini kapatmıştı. Muzafferse şimdide bebeğiyle uğraşıp duruyordu. Nefisenin karnına öpücüklerini bırakıp biricik oğluyla konuşuyordu.

Nefise: Muzaffer. Muzaffer oğluna son öpücüğünüde gönderip hafif doğrulur.

Muzaffer: sevgilim. Nefise Muzafferin göģüsüne dokunur.

Nefise: uyuyalımmı? Çok uykum var. Muzaffer gülümseyerek Nefisenin yanağını okşar.

Muzaffer: uyuyalım. Çok yoruldun belli. Muzaffer Nefisenin alnından öper. Nefise huzurla gözlerini kapatır. Muzafferde yerine uzanıp Nefiseyi kendine çekip sarılır. Nefise başını kocasının göğüsüne yaslar. Ve ikiside huzurlu şekilde uyur.

Sabah saat 08:00 -dur. Muzaffer mutfakta sabah kahvaltısı hazırlayarak Elayla konuşuyordu.

Muzaffer: evet bebeğim dün o kadar yorgunduk ki erken uyuduk ve telefonuda duymamışız.

Ela: Nefise abla nerde? Ela merakla sorar.

Muzaffer: o hala uyuyor. Malum küçük bey huysuz. Ela gülümser.

Ela: baba bak Emirde burda. Muzaffer Emire bakar.

Muzaffer:aslan parçası. Özledinmi sen babayı paşam. Emir telefonu Eladan alır. Biraz ekrana bakar. Muzafferi görüp mutlu olur. Kendince sesler çıkarır. Sonraysa telefonu götürüp emekleyerek gitmeye çalışır. Evet şuan Muzaffer birşey göremiyor sadece çoçukları sesliyordu. Elaysa Emirden telefonu alıcam diye onu yine ağlatmıştı. Sonda telefonu ondan alsada Emir yere uzanmış ağlamaya devam ediyordu.

Muzaffer: Ela neden ağlattın Emiri? Muzaffer kaşlarını çatar.

Ela: oda telefonu alıp gitmeseydi baba. Muzaffer derin nefes alır.

Muzaffer: üzüyorsun ama beni. O daha bebek. Onunla iyi geçinmeye çalış Ela. Küçük ama daha o anlamıyor seni. Ela omuz silker.

Muzaffer: deden napıyor? Emir sakinleştimi?

Ela: dedemde Emirle uğraşıyor. Hiç susmuyor baba. Galiba oda Nefise ablayı özledi. Hep ağlıyor. Hep huysuz.
Muzaffer gülümser.

Muzaffer: birtanem biz gelene kadar Emiri idare et olurmu bebeğim. O daha küçük üzme onu. Muzaffer sonra babasıyla konuşur. Çoçuklara dikkat etmesini söyleyip telefonu kapatır. Ve masaya küçük dokunuşlar yapıp mutfaktan çıkacakken Nefiseyi merdivende görmesiyle duraksar. Nefise kısacık şort ve üzerinede azcık uzun tişört giymişti. Nefise son basamağıda inip Muzafferin karşısına gelir. Kollarını boynuna dolayıp hafif parmak uçlarında kalkıp sabah öpücüğünü bırakır kocasının dudaklarına.

Nefise: günaydın kocacım. Muzafferse Nefisenin belinden sarılıp hafif kucağına alıp boyuna gömer kafasını.

Muzaffer: birtanem günaydın. Günaydın gün ışığım. Muzaffer yavaşca Nefiseyi yere koyar.

Muzaffer: babacım. Paşam günaydın. Muzaffer eliyle Nefisenin karnını okşar.

Nefise: ikimizde açız. Ve hiss ettiğimiz kokulara göre babamız sabah kahvaltısında baya güzel şeyler hazırlamış. Nefise ilerleyerek mutfağa geçer.

Muzaffer: öyle sabahtan kalktım hem babamlarla konuştum. Hemde yemek hazırlıyordum. Nefise geçip oturur.

Nefise: aşkım çay versene. Nefise artık Muzafferi bekleyemez.

Muzaffer: taze meyve suyu sıktım. Nefise onaylamaz.

Nefise: biliyorsun çaysız kahvaltı yapamıyorum. Muzaffer Nefiseye çay getirir ve birlikte kahvaltılarını yaparlar. Bu iki gün NefMuz için rüya gibi geçer. Herşey gayet yolundaydı. Ve gayette mutluydular.
Aradan aylar geçer. NefMuz hastane odasındaydı. Yalnız ikisiydi. Evet NefMuzun oğlu olmuş şuansa doktor kontrol ediyordu. Artık bugün eve çıkıyordular. Nefise hazırlanmış yatakta oturuyordu. Muzafferse Nefiseye ayakkabılarını giydiriyordu.

Muzaffer: tamam bitti. Muzaffer yerden kalkıp Nefisenin saçlarından öper.

Nefise: nerde kaldılar. Birşeyi yok dimi? Nefise endişeyle sorar.

Muzaffer: yok görmedinmi nasıl ağlıyordu bizim ufaklık. Sağlam. Küçük kontrol. Nefise gülümser.

Nefise: sana benziyor. Muzaffer güler.

Muzaffer: bende sana benzettim. Dudakları bakışları aynı sen. Nefise derinden nefes alır.

Nefise: artık gelseydi. O sırada kapı açılır. Doktor kucağında küçük beyle gelir. Muzaffer doktora yaklaşıp oğlunu alır.

Muzaffer: nasıl durumu Canın? Bir sorun yok dimi? Muzaffer kucağında ona bakan bebeğine bakar. Gözlerini daha zar zor açıyordu. Birde minik eldivenleriyle öyle tatlı birşeydi ki. Muzaffer eğilip oğlunun kokusunu içine çeker.

Doktor: çok iyi hem anne hem bebek. Sadece bu vitaminleri alırsınız. Birde Can bey eğer alırsa bu mamayıda vere bilirsiniz. Sütle doymazsa. İştahlı bir bebek. Muzaffer oğluna bakıp gülümser.

Muzaffer: kaç gündür yiyorda bir değişillik yok doktor bey. Doktor gülümser.

Doktor: daha çok erken Muzaffer bey. Nefmuz doktorla vedalaşır. Ve hastaneden çıkıp evlerine giderler.

~~~~ umarım beğenirsiniz. 😊 Yorum yaparsanız sevinirim. 😊🙏 Finale çok az kaldı. 😊😍~~~~



Aşka YenilgiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin