Muzaffer duyduklarıyla şaşkınlığa uğrarken ilk hiç bir tepki veremez babasına. Mahir beyse yavaş yavaş heyecan ve utançlıktan renkten renge giren oğluna bakar.
Muzaffer: baba.
Mahir: doğrumu değilmi?
Muzaffer: düşündüğün gi gibi değil. Muzaffer yatakta doğrulmaya çalışır. Canı yanar. Yüzünü ekşitir. Ama ses çıkarmamaya çalışır. Elini göğüsüne bastırıp ağrının azalmasını bekler.
Mahir: sakin ol. Sadece soru sordum ve bana doğruyu söyle. Mahir bey sakince sorusunu Muzaffere yönelttiğinde az önceki soğukluğu gitmişti. Elini Muzafferin eli üzerine götürüp göğüsünden çeker. Çünki Muzaffer hiss ettiği ağrı yüzünden yarasına baskı yapıyor bu acıyı hiss etmemeye çalışıyordu. Ama farkında değildi ki bu baskıyla dikişleri yeniden açıla bilirdi.
Mahir: sadece doğruları istiyorum senden. Mahir Muzafferin elini tutar. Muzaffer başını arkaya yaslayıp yutkunur. Saniyeler sonra ileri gelip başıyla onaylarak doğruyu söyleceğini belirtir. .
Muzaffer: o kızla bir beraberlik yaşadım. Mahir birşey demez. Sadece Muzafferi dinler.
Muzaffer: Neslihanla kavga etmiştim yine. Sinirliydim çok sinirliydim. Bir bara gittim. Içtim kaç kadeh içtiğimi hatırlamadığım biranda geldi o. Yanıma oturdu benimle ilgilendi. Sonrasını hayal mayal hatırlıyorum. Ne konuşmuşuz bilmiyorum. Evine götürmüş beni. Ne kadar dirensem ne kadar mücadele etsemde sürekli beni sinirlendirecek birşeyler söyleyip Neslihanı aşağılayarak istediğini elde etti.
Mahir: o kıza karşı duyguların.
Muzaffer: o geceye ait sadece pişmanlık hiss ediyorum.
Mahir: ya Nefise? Muzaffer şaşırır.
Muzaffer: Ne Nefisemi?
Mahir: ona karşı olan hisslerin ne? Mahir net şekilde sorduğunda Muzaffer öylece kalmıştı. Babası biliyordu ilişkilerini ve ondan bir cevap bekliyordu.
Muzaffer: Nefise onlar gibi değil.
Mahir: nasıl değil? Mahir arkaya yaslanıp oğlunu dinler.
Muzaffer: farklı. Çok farklı o. Muzaffer babasına küçük bakış atar. Babası dikkatla onu dinliyordu. Ve konuşmasına devam eder.
Muzaffer: insanlara davranışı farklı. Elaya davranışı farklı.
Mahir: bu yüzdenmi sevdin onu? Muzaffer sessiz kalır. Mahir biraz sessizlikten sonra Muzaffere devam etmesini söyler. En azından söylediklerinden ona ne hissler beslediğini anlardı. Muzaffer itiraf etmeyecekti. Ve haklıydıda itiraf etmemekte.
Muzaffer: merhameti şevkati ilgisi sevgisi yaklaşımı. Çok. Çok farklı o. Muzaffer bunları söylerken önceden masum bir tebessümle anlatsa da son 3 kelimede Nefiseyle tutku dolu öpüşmeleri Nefisenin odasında yatakta geçirdikleri tutku dolu dakikalar aklına gelir. Babasının ona olan bakışlarıyla bu düşüncelerden ayrılsa da tutku ve ihtiras hissinin yarattığı sıcaklıkla üzerindeki örtüğü az açar. Mahir bey dikkatla oğlunu izliyordu.
Mahir: o herifmi yaptı bunu sana?
Muzaffer: ki kim? Muzaffer ilk ismini söylemez. Belki babası bilmiyordur diye düşünür. Ve hastaneden çıktığında kendisi hall etmeyi planlıyordu.
Mahir: Kerim denen o herif.
Muzaffer: baba bak sen karışma.
Mahir: dinlen evlat. Mahir bunu söyleyip sandalyeden kalkar.