1

41.9K 1.8K 1.7K
                                    

merhaba!! ilk bölümü bu şekilde(?) güncellemek istemezdim fakat birkaç şey söylemem gerek😔

öncelikle, jeongguk hasta değil 😊 hiçbir sorunu yok, okb, otizm gibi hiçbir özel durumu yok, bunda anlaşabilir miyiz 😊 sadece toplumun çoğunun yaşadığı gibi birkaç olay yaşamış bu yüzden de yine çoğumuzun gittiği veya gitmeyi düşündüğü psikologlardan birine gidiyor. bunu bilerek okumaya başlarsanız sevinirim ☺

ikinci olarak, taehyung aptal değil.

üçüncü olarak, jeongguk da aptal değil, veya diğer yazılan o değişik hakaretlerinizin tanımlarına hiçbir şekilde uymuyor.

dördüncü olarak, jikook sevmiyorsanız tam bu satırda fici bırakmanızı öneririm🙂(spoi olabilir!!!! jikook sevgili değiller ama aralarındaki arkadaşlık bile sevilmiyor sanıyorum ki😛)

hmm, sanırım bu kadar 😊

iyi okumalar!!💘

🐯🐰🐥🐱🐨🐭🐿

imagine your face
say hello to me

-winter bear, kim taehyung

🐯💥💫🐰❌🍵💭💓

"Muzlu süt alabilir miyim?"

Karşımdaki kadının kafasını sallayıp arka tarafa gitmesiyle birkaç saniye duraksadım. Yüz ifadesini anlamamıştım ama kafasını aşağı yukarı salladığına göre getirecekti. Bu yüzden elimdeki tam sütün parası kadar olan parayı metal renkteki tezgaha bırakıp elimi cebime koydum ve bekledim. On bir saniye sonra gelen kadından sütü alıp en sade şekilde teşekkür ettim ve arkamı dönüp yürümeye başladım.

Ta ki saat dört yönünden biri bana çarpana dek. Sağ kolumun ve sırtımın birazının yandığını hissederken dökülen sıvının kahve olmaması için dua etmeye başladım. Dua etmeyi bilmezdim.

Bu sırada aklımdan bazı seçenekler eleniyordu: döküldüğüne göre bardakta satılan bir içecekti, bu sebeple meyve suyu veya limonata olamazdı. Sıcaktı, ya kahve ya da çay olabilirdi ve ben kahverengiden nefret ederdim bu yüzden umarım dökülen şey çay olurdu.

"Özür dilerim, çok özür dilerim!" diyen sese doğru döndüm ama dönerken sırtım acıdı, sanırım biraz yanmıştı ve üzerimdeki kapüşonlu, cepli, sarı sweatim sırtıma sürtününce acı vermişti.

Karşımdaki mor saçlı çocuğun dediklerini dinlemedim, arkadaşı -yanında olup ona bir şeyler söylediğine göre arkadaşı olmalıydı- ona peçete uzatırken hala bana bir şeyler diyordu ama söylediğim gibi saçları mordu ve ben mordan nefret ederdim. Kahverengiden de.

Yüz ifadesini anlayamadığım çocuğun kırmızıya dönmüş eline baktım. "Elin kırmızı."

Altı saniye boyunca yüzüme baktı. "Önemli değil. Sırtın çok acıyor mu? Revire gitmek ister misin?"

"İsterim. Acıyor." dedim ama ilk cümlesi saçmaydı, eli kırmızıydı ve bu normal ten renginden farklıydı işte, demek ki önemli bir şeydi çünkü insanların elleri kırmızı olmazdı.

"Nerede olduğunu biliyor musun?"

"Jeongguk!" diyen ince sesi tanıyordum. Jimin yanıma gelerek üstümdeki kıyafetimi çekiştirdi. "Ne oldu?"

louder than bombs | taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin