MERHABAAAA biz geldik evet
beklediginiz bolum 👎👎👎 cok umutlanmayın nasıl yazdım hiçbir fikrim yok😭
BU ARADA!!!!! tamamen smut değil, eski bölümlerdeki bir cümlenin ucu açıktı ve bir dahaki bölüme bırakırsam aklımdaki planlar karışıyorduuu bu yüzden bu bölümde tam smut olmadı ☺
eğer yine de okumak istemeyen olursa, namjoon'un gittiği yerden sonrasını okumayın🤕
bu tatlış😁 bölüm nuncrisus bu askim icin😭 askim dedigime bakmayin kendisi zorba biri💔 neyse asigiz napalim😩
umarim begenirsiniz!! gguk tarzinda bir bolum oldu ve sonradan gulmeyin tamam mi... hic gulmeyin... lutfen... dalga gecmeyin... nolur... bu bolumu yazmadan neler izledim okudum bilemezsiniz asla... begenmeseniz bile bana soylemeyin emoji atip gidin anlarim ben ;(
iyi okumalar!!💞💞
🐰🐯🐱🐥🍺🍌🍑
"
Nasıl olmuşum?"
Karşımda duran boy aynasında kendime baktım, üzerimdeki siyah kumaş pantolon ve en üstteki düğmesi açık olan siyah gömleğim hayatımda giydiğim en resmi kıyafet olabilirdi. Lise mezuniyetimde bile kot pantolon ve daha rahat bir gömlek giymişken bugün böyle giyinmek garip hissettirmişti. Sonuçta kendi mezuniyetime daha iki sene vardı, bu kadar resmi giyinmeme gerek olup olmadığını sorguluyordum giyindiğimden beri, yani tam olarak on iki dakikadır.
"Çok yakıştı." dedi Jimin ellerini omuzlarıma yerleştirerek. Çenesini sol omzuma yaslayıp aynadan bana baktı. "Taehyung kalp krizi geçirmezse iyidir."
Kaşlarımı çattım. "Neden ki?"
"Senin yüzünden işte." dediği sırada geri çekildi ve bana göre saat dört yönünde kalan askılığa ilerleyerek asılı olan siyah, dikey parıltıları olan ceketimi aldı. Üzerindeki tozları silkeleyip bana uzattığında elinden alarak giydim, üzerime tam olmuştu, yani bedenime tamamen uymuştu. Pantolonun kemer kısmına takılı olan siyah kemerin tokasını düzelttim, evet, olmuştu.
"Bir şey yapmadım." dedim, aynaya bakarak artık tamamen kahverengi olan uzun saçlarımı elimle düzelttim. Öne doğru eğilerek gözlerime sürdüğüm koyu renk fara baktım, çok belli değildi ama en azından bir şey sürüldüğü anlaşılıyordu.
"Taehyung'un sana düşmesi için bir şey yapmana gerek yok ki bebeğim."
Cevap vermedim, Jimin'in bana uzattığı çilekli parlatıcıyı alarak kapağını açtım ve alt dudağıma sürdüm. Şimdiden kokusunu aldığım çilek aroması beni mutlu ederken üst dudağıma da biraz sürüp dudaklarımı birbirine bastırdım, iki dudağımı yatay olarak birbirine sürterken de arkamı dönüp elimdeki parlatıcıyı yatakta oturan ve bana bakan Jimin'e atmıştım.
"Verme bana, lazım olur." diyip geri attı, havada yakaladığım parlatıcıyı ceketimin iç cebine yerleştirdim.
"Nasıl lazım olacak?"
"Hmm," dedi garip bir sesle. Bu ses tonunu bir keresinde Yoongi hyunga edepsiz şeyler söylerken duymuştum. Gerçekten edepsiz, sevişirken üstte olduğunda Yoongi hyungun poposuna nasıl vuracağını anlatması gibi.
Aklıma gelenlerle yüzümü buruşturup telefonumu aramak için etrafta gezinmeye başladım.
Odada çok fazla dolanmama gerek kalmadan masanın altına düşen telefonumu gördüğümde almak için yere eğildim ve kolumu uzattım. "Taehyung'la öpüşürsünüz belki," diyen Jimin'i duyduğumda aniden yerimden kalkarken kafamı masanın alt kısmına vurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
louder than bombs | taekook ✓
Short Story[🍓🌟] "...ben, jeon jeongguk, insanların normal kalıbını reddedip kendi düşüncelerimde çilek kokulu kim taehyung'u çok sevmiştim. her ne kadar onu sık sık üzsem de onun da beni sevdiğini gözlerindeki yıldızlardan anlıyordum..." -jeon jeongguk'un gü...