15

13.4K 1.3K 2.1K
                                    

BİZ GELDİİİİKKKK

hem de taekook date ile beraber 😋

nasılsınız bakalım 🐰 umarım ailenizde veya cevrenizde su v*rüse yakalanan yoktur 😣

bu bölümde çektikleri fotoğrafları twitter hesabıma atacağım bakın tamam mı mutlaka🙁🙁

vee ltb taekook veya yoonmine benzettiğiniz fotoğraflar olursa bana atabilir misiniz 🙁

yorum istiyorum ben 12 ve 13teki gibi🙁keske yapsanız🙁cok istiyorum🙁gercekten cok🙁cok ama cok🙁

umarım sıkılmazsınız cok uzun bolum😣

aşağılarda bir yerlerde q ve ğ modu açabilirsiniz şimdiden uyarayım

jeon jeongguk sosyal mesafe kurallarını nasıl çiğniyor oynat bakalim

ve bu bölüm minisim icin jeon-ggukin🍓

-

Yeni duygular keşfediyordum.

Taehyung ile geçirdiğim her dakikamda yeni bir duygu sahibi oluyor, o duygunun bana kattıklarını onun gözlerine bakarken net bir şekilde hissediyordum. En başından beri midemi ele geçiren o kasılmaların artık heyecandan olduğunu anlamıştım mesela. Kalbimin normal atış hızını arttırıp sık sık nefes almamın da heyecanla ilgili vardu, sanırsam. Bir de şu şey -aşk- olayı vardı ki ondan da olabilirdi ama heyecan da o şeyle -aşkla- bağlantılı değil miydi zaten?

Namjoon hyungla konuştuktan sonra hem biraz rahatlamıştım hem de daha da stresli hissetmeye başlamıştım. Taehyung'a şey -aşık- olduğumu kabullenmiştim, tamam, buraya kadar her şey benimle alakalıydı ve Taehyung'la ilgisi yoktu fakat onun karşısına geçtiğimde, gözlerine baktığımda, belki, belki sarıldığımızda ne yapmam gerekiyordu? Ona söylemeli miydim bunu? O bana aşık değildi ki, hoşlanıyordu, benim ona aşık olmam onu üzer miydi? Yani, aslında, üzmezdi. Hoşlantının bir ileri seviyesi aşktı ve belki o da bana aşık olurdu.

Garip düşüncelerim ve ara ara adımlarımı sayarak zaman geçirmemle beraber Taehyung'un, Jimin'in ve Yoongi hyungun olduğu alışveriş merkezine gelebilmiştim. Tam olarak beş şarkıda gelmiştim, adımlarımı bazen saymadığım için kaç adım olduğunu bilmiyordum ama o kadar çok değildi sanırım. Takılmadım, yağmur yağmaya başlamıştı ve saçlarım tamamen ıslanmadan içeri girip ısınmak istiyordum.

Güvenlik kontrolünden geçtikten sonra bir an için nereye gideceğimi bilemedim. Fazla kalabalıktı, oysaki bugün cumaydı ve saat daha öğle saatleriydi. Çoğu kişinin işte olması gereken vakitte neden burada olduklarını anlamamıştım, kalabalık beni bunaltmıştı şimdiden. Böyle olacağını Taehyung'la konuşurken düşünebilseydim gelmezdim. Ya da belki... Gelirdim. Taehyung'u özlemiştim, biraz.

Montumun cebindeki telefonumu çıkarıp üşümüş parmak uçlarımla zorlukla son aramalara girdim. Bir taraftan da hafifçe yerimde bacaklarımı sallıyordum çünkü gerçekten üşümüştüm. Son konuştuğum kişiyi, yani yıldız perimi, arayıp telefonu kulağıma götürdüm ve etraftaki insanları izlemeye başladım. Çok fazla çocuk vardı, çoğu da ağlıyordu ve bir şeyler istiyorlardı. Ağlayarak bir şey istememeleri gerektiğini ağladığında istediği şeyi yapmayarak onlara öğretmeyen anne babaları olduğu için biraz şanssızlardı, bana göre. Ben öyle yetiştirilmemiştim ve eğer bir gün çocuğum olursa, onu da öyle yetiştirmeyeceğimden emindim.

"Jeongguk?"

"Taehyung, geldim ben."

"Yemek katındayız güzelim,"

louder than bombs | taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin