AAA MERABA BİZ GELMİSİZ
ozlediniz mi bizi ben bunlari cok ozledim tum hafta boyunca
altta da ozur diledim ama birini okmayan digerini okur diye burda da ozur diliyorum bolumu gec attigim icin anca haftada bir zamanim oluyor yazmaya ve 2 gunde anca yazdim uzun oldugu icin uzgunum😧😧😧
bir de sacma bir sekilde kalbim kirik geziyorum etrafta bir sey yapmadan sadece oturasim geliyo ondan da olabilir evet neyse
iyi okumalar!!
🐯📱🐰
🐰🐥💤
🐰😡🐥😮🤐Jimin, biraz aptal biriydi.
Yoongi hyung onu çağırdığında koşa koşa gitmiş, iki saat boyunca eve gelmemiş, geldiğinde ise işlerin daha da kötüye gittiğini söyleyerek gece boyunca ağlamıştı. O geldiğinde Taehyung gitmişti, Yoongi hyungun yanında olduğunu ve onun da kötü olduğunu söylemişti. İkisinin de ayrı yerlerde ağlayıp asla konuşmamaları bana biraz saçma geliyordu. Ben Taehyung'la kavga etsem ağlamak yerine onunla konuşur bir çözüm bulmaya çalışırdım, onun da ağlamasını istemezdim açıkçası, zaten onun başka yerde ağladığını bilerek de duramazdım.
İnsanların farklı oluşu beni her seferinde şaşırtabiliyordu yine de.
Şimdi ise kollarımın arasında yatış, hafiften horlayan Jimin'i uyandırıp uyandırmamam gerektiğini düşünüyordum. Saat kaçtı bilmiyordum, Taehyung gece mesaj atıp öğleden sonra dışarı çıkmamız gerektiğini söylemişti çünkü kardeşine hediye alması gerekiyordu, birkaç gün sonra doğum günüydü. Ben de benim de hediye almam gerektiğini düşündüğüm için kabul etmiştim, aslında Jimin'i tek bırakmak istemiyordum ve eminim ki dışarıda da sürekli onu düşünecektim ama Yeonjun'a hediye almazsam hoş olmazdı.
Jimin'in altında kalan uyuşmuş kolumu oynatarak biraz yukarı çektim. Bu sefer de o aşağı kayarak bana daha çok sarıldı ve uyumaya devam etti. Boşta kalan kolumla sağ tarafımdaki komodine uzanıp telefonumu üzerinden aldım, alttaki tuşa basıp ekranı açtığımda gördüğüm saat beni şaşırttı. Daha onu kırk iki geçiyordu, gece Jimin'in ağlamaları yüzünden uyuyamamıştım, sabah altıyı yirmi üç geçe Jimin yorgunluktan -tamamen ağlarken yorulmuştu- uyuyakaldığında uyuyabilmiştim. Bu yüzden bu saatte uyanmam beni biraz şaşırtmıştı çünkü altı saat uyurdum genelde, bu pek bozulmazdı. Gerçi son iki gündür ya fazla ya da az uyuyordum, tüm vücut dengem bozulmuştu Taehyung ve Jimin yüzünden.
İnternetin simgesine dokunarak ekrana bildirimlerin çıkmasını sağladım, Taehyung'un attığı mesajlara bakmadan hemen önce oynadığım oyunun hediyesini alarak Instagram'daki yorumlara baktım, yorumlardan sonra da Yeonjun ve Soobin'in Taehyung'la beni ekledikleri Instagram grubundaki mesajlara baktım, Soobin birkaç video atmıştı ve onları zileyip bir şeyler yazarak çıktım uygulamadan. Taehyung tam o anda bir mesaj daha atmıştı, ben tam mesajları açmışken ekranda fotoğrafının gözükmesiyle gülümsedim ve aramayı cevapladım.
"Bebeğim?" diyerek alt dudağımı ısırdım. On iki saatten daha az bir süre geçmişti onu görmemin üzerinden fakat çok özlemiştim onu.
"Aşkım, günaydın."
"Günaydın, mesajlarına bakıyordum tam da." dediğimde güldü, televizyondan reklam sesleri geliyordu. Bu saatte izlediği sabah programı reklam arası vermiş olmalıydı.
"Fark ettim, mesajlarımın iletildiğini gördüğümde aradım hemen çünkü sesini özledim."
"Ben de özlemişim," diyip duraksadım çünkü Jimin kıpırdanıyordu. Bir an onun uyumasını önemsemediğimi fark ederek sesimi daha kısık çıkarmaya çalıştım. "Ne yapıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
louder than bombs | taekook ✓
Historia Corta[🍓🌟] "...ben, jeon jeongguk, insanların normal kalıbını reddedip kendi düşüncelerimde çilek kokulu kim taehyung'u çok sevmiştim. her ne kadar onu sık sık üzsem de onun da beni sevdiğini gözlerindeki yıldızlardan anlıyordum..." -jeon jeongguk'un gü...