altta bir şeyler oluyor 🐯💗🐰
-
Temizliğe önem veren biriydim. Yaşadığım yerin, kullandığım eşyaların, giydiğim kıyafetlerin temiz olmasına özen gösterirdim. Bunlar benim elimde olanlardı -yani, ben temizlersem temiz olurlardı, üşenip yapmazsam kirli kullanmak zorunda kalırdım- bir de benim elimde olmayan, başkaları tarafından temiz yapılmasını istediğim şeyler vardı.
Bu yönüm biraz anneme çekmişti çünkü o da fazlasıyla titiz bir insandı, elbette onun küçükken yaptığı gibi midemi temiz tutabilmek için sabun içmemiştim fakat ellerimin temizliği için bol sabun kullanırdım.
Jimin bu yönden bana çokça sıkıntı çıkarırdı, geçen sene yaz aylarının ortasına kadar. İnternette karşısına çıkan bir videodan sonra o da temizliğine özen göstermeye başlamıştı, elbette benim kadar değil fakat en azından sürekli vücuduna mikrop girmiyordu. Videoda bana ne olduğunu söylemese de -daha da titiz olmamdan korkuyormuş- onu baya etkilediği kesinlikle gözle görülebilir bir gerçekti.
Mesela, şu an karşımda kaç saattir aç oluşunu anlata anlata bitiremeyen Taehyung'un, ellerini yıkamayı geç, ıslak mendille bile dezenfekte etmeden hamburger ve patates yemesi, bana göre aşırı kirlilik içeren bir durumdu. Hamburgerin dışındaki kağıdı da düzgünce sıyırmamıştı üstelik, parmak uçları hamburger ekmeğine değiyordu.
Elimdeki hamburgeri tepsiye bırakarak onu izlemeye devam ettim. Hala bir şeyler anlatıyordu bana, bugün derste profesöre kafa tutuşuyla ilgili. İddiasına göre adam yanlış bir şey söylemişti ve o da düzeltmişti fakat yine de profesörün onu onaylamaması üzerine kısa bir tartışma içerisine girmişlerdi, eh, sonunu asla getiremese de gözlerindeki gururdan -bu duygusunu anlayabiliyordum, benim için yeniydi- bunu çıkarmıştım.
"Sonra ona şizofrenide böyle bir şey olmadığını söyledim," Gözlerini patateslerine çevirip birkaç tane alıp ketçap ve mayoneze batırdı, sonra ağzına attı. Birkaç kere çiğneyip devam etti konuşmasına. "O da var dediğinde, birisi kendinden bari örnek almasını söyledi. Eh, bunu dememe çok az kalmıştı ama o kız sanırım dersten geçemeyecek."
Ağzındakileri bitirip tam yine ilk hamburgerinin kalan parçasını ağzına atacakken o tek nefeslik zaman diliminde gözlerime baktı. Ağzını kocaman açmış, dudaklarının kenarlarında ketçap ve mayonez kalıntıları, gözleri yine ağzı gibi kocaman açılmış bir Taehyung, benim için çok fazlaydı o an. Gülümsemek istedim. Çok... Tatlı duruyordu, evet, bu tabire alışmış sayılırdım, hayır, bunu Taehyung'a söylemeye alışmış sayılırdım.
"Neden öyle bakıyorsun?" dedi az öncekine göre daha kısık bir sesle. Biraz da gülümsemesi gitmişti sanki ama o an bunu anlayamadım.
"Seni dinliyordum."
"Ama," dedi ve tepsime baktı. "Hiç yememişsin. Aç değil miydin?"
Kafamı sağa ve sola salladım. "Açtım, hala açım. Yiyeceğim şimdi."
Kafasını aşağı ve yukarı sallayıp elinde kalan son hamburger parçasına baktı ve ağzına atıp diğerine uzandı. Elimdeki hamburgeri bırakıp ona uzandım, parmak uçlarımla ellerine dokundum, çok, garip bir andı, o kocaman açılmış gözleriyle ellerimizin temas ettiği yere bakıyordu ve ben sadece onun daha fazla mikrop kapmasını istemiyordum ve parmaklarımı ellerine daha fazla sarmıştım, şimdi sağ elinin baş parmağıyla işaret parmağının arasında bir yeri sıkıca tutarken sol elinin tam üstünde bir yere üç parmağım temas ediyordu. Elleri sıcacıktı, benim buz gibi olan parmaklarımın aksine. Kalbim sıkıştı olduğu yerde, sanki dört odacıkta sürekli yer değiştirip duran kanlar fazla geldi de kalbim patlayacak gibi oldu. En fazla basınca sahip olan atardamarımdan beynime giden kan sanki o an daha da fazla basınç sağlıyordu, bilemedim, beynimin komutuyla dudaklarım iki yana hafifçe gerildi o anda. Minicik, çok az, gülümsemiştim. Taehyung'un gözleri dudaklarımda takılı kaldı, öylece bakarken ben dudaklarımı araladım, daha da dikkat kesilmesine rağmen beni yine de dinlediğini hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
louder than bombs | taekook ✓
Cerita Pendek[🍓🌟] "...ben, jeon jeongguk, insanların normal kalıbını reddedip kendi düşüncelerimde çilek kokulu kim taehyung'u çok sevmiştim. her ne kadar onu sık sık üzsem de onun da beni sevdiğini gözlerindeki yıldızlardan anlıyordum..." -jeon jeongguk'un gü...