20

11K 1K 956
                                    

COK MUTSUZUM UMARIM BU SWFER BİLDİRİM GİDER OTURUP AGLICAM YOKSA en heyecanlı olduğum bölümü kimsenin okumaması ;((( wattpad lastiği zaten mutsuzum üzme beni :((

-

MEEEEERRRRRHHAAABBBBAAAA!!!👋👋

nasılsınız ☺

çok gecikmedik umuyorum ki fakat bazı saçma olaylar oldu, bildiğiniz üzere 😊😊 moralim bozuktu ve bir an yazasım gelmedi, sonra dedim ki saçmalama?? git yaz?? 🤔

ve minik bir sürprizle geldim sonra da✌

ve ve bu fici sevgilisi olarak goren (sizo bence) bu bebeği diğer taslakta etiketlemişim ama buraya geçirince unutmuşum... lyvnte bu tatlıs bölüm senindi aslinda 💔

spoi vermeden kaçayım... iyi okumalar💘

-

Hayatım boyunca mutluluğun tanımını sorup duran öğretmenlerimin düşüncelerini ve yeri geldiğinde karşıma çıkan sorularda yazan tanımları hiç sevmemiştim. Mutluluğun belli bir tanımı olamazdı, olmamalıydı. Beni mutlu eden başkasını mutlu etmezdi, bunu herkes bilirken neden mutluluğun tanımını belli bir kalıba sokmaya çalışırlardı? Bunu anlamıyordum.

Ayrıca, bu tanım kişinin ruh haline, bulunduğu mekana veya yanında bulunan kişilere göre de değişebilirdi. O an mutluysa elbette o anla ilgili bir şeyler söyleyecekti, bir önceki gün veya bir ay öncesinde yaşadığı anı düşünüp cevap vermezdi kimse. Bunun en iyi örneği de Jimin'di. Jimin'e mutluluğun tanımını dün akşam sorsaydım kesinlikle koltuğa uzanmış, abur cuburlarını önüne almış, televizyonda en sevdiği dizilerden biri açık ve yeni bölümü oynatılıyorken bana sataştığı anı söylerdi. Bir önceki gün sorsaydım eminim ki Yoongi'yle tüm gün gezdiği anları söylerdi. Mutluluğun tanımı kişiden kişiye ve kişinin yaşadıklarıma göre sürekli değişen bir kavramdı.

Benim için ise mutluluğun tanımı Taehyung'tu.

Bu tanım yaklaşık olarak üç aydır değişmemişti, ne yaşarsam yaşayayım o hep bir şekilde yanımda veya olaya dahil oluyordu, bu sebeple de tüm tanımlar ona çıkıyordu. Bana bakıp şirince gülümsediği, elimi tutup beni bir yerlere götürdüğü veya belki de midem tıka basa dolu olduğu halde bana zorla yemek yedirdiği anlar benim için özeldi, bunlardan herhangi birini mutluluğum olarak göremezdim, benim mutluluğum direkt o anları yaşadığım kişiydi, Taehyung'tu, benim güzel, tatlı, çilek kokulu yıldızımdı.

Sabahın köründe beni arayıp bir şeyler söyleyen enerjik yıldızım.

"Günaydın, Jeongguk!"

Yatakt gerinerek sol tarafıma dönerken telefonu sağ kulağıma koyup ellerimi ileri uzattım. "Hı," diye bir ses çıkardım. Gülüş seslerini duydum birkaç saniye, sonra da tatlı sesini.

"Uyan hadi, bugün hava çok güzel. Resmi olarak bahar gelmiş sanki."

"Hı," dedim tekrar ve esnedim. Gözlerim açılmıyordu, gece Jimin'le oyun oynamıştık ve sabaha karşı yatmıştık, göz kenarlarım acıyordu sanki gözlerimi açmaya çalıştıkça.

"Jeonggukie, hadi, bugün başka işlerimiz de var hem. Güzel havayı değerlendirelim."

Sesi kulağıma ninni gibi gelirken tekrar bir şeyler dediğini duyamadan uykuya dalmıştım. Ne kadar süre geçti bilmiyordum, telefonun kulağımdan alınmasıyla uyanmıştım, bu sefer yatağımın kenarında dikilen Taehyung'u görmemle şaşırarak gözlerimi ovuşturdum.

"Taehyung?" dedim kısık sesimle. Gözlerimin kapanmasına karşı koyamadan ondan tarafa dönerek gözlerimi kapattım tekrardan. Gerçekten, neden geldiğini bilmiyordum fakat uykum vardı, o da benimle uyuyabilirdi.

louder than bombs | taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin