14-"Kadının Yaratılış Amacı"

19.1K 833 210
                                    

(Düzenlendi ✅)
🍁Lütfen bol bol yorum yapın, vote verin ve sizi etkileyen cümlelerin olduğu satıra "w.a" yazın. Şimdiden teşekkür ederim. Keyifli okumalar...🍁

14. Bölüm "Kadının Yaratılış Amacı"

Ve erkekler hala kadınlardan zeki olduğunu sanıyordu fakat kadınlar erkeklerle çok güzel oynuyordu.

-Pes eden yazar

Hatırlatma:


Odanın kapısını Serhat'tan sonra kilitleyerek üzerime tayt ve askılı siyah tişört giydikten sonra huzurla yatağa uzanıp sadece bir kaç saatliğine uyumak üzere gözlerimi kapattım... İlk defa yarının bana neler getireceğini düşünmeden, ihtiyacım olduğu için değil canım istediği için uyudum belki de. Ne yaşadığımı ne yaşayacağımı ya da daha ne kadar yaşayacağımı bilmediğim bir yarına uyanmak için, şu aptal dünyadan kaçmak için daldım rüyalar alemine...

♤♤♤♤♤

Ahsen'den...

Başımı Yağız'ın omzuna koymuş hıçkırarak ağlıyordum. Nasıl, nasıl yapar bunu bana? Nasıl yapabilir?..

"Zoruma gidiyor Yağız. O kadar zaman geçirdik. Birbirimizi çok sevdik, hayır daha doğrusu ben sevdim. O ise benimle oynadı resmen. Beni bıraktı üstüne dalga geçer gibi-"

Ağlamam şiddetlenirken Yağız parmak uçları ile omuz başıma daireler çiziyordu.

Yağız yüzünden ağlıyordum ve hala onun kollarındaydım. Ne acı değil mi evlenme kararı aldığınız birinin ne olduğunu bilmemek... Tam bir oyuncudu Yağız. Ela olmasa hayatta anlayamazdım. Anlamak istemezdim belki de. Zordu çünkü. İnanmak istemezdi insan böyle bir şeye. Sen severken onun seni kullanması zordu...

Ela gelip de yakasına yapıştığında saçmaladığını düşünmüştüm. Ta ki o sokakta olanlara kadar.

Ela'dan sonra Yağız arkadaşlarının yanına gidiceğini, işi çıktığını söyleyip çıkmıştı. İçime kurt düşmüştü bir kere yerimde duramazdım ki... Bende çıkmıştım peşinden. Yağız arabasına binince bende beyaz volkswagenime binip arkasından yola koyuldum. Belki de ilk kez siyah değil de beyaz araba aldığıma bu denli pişman olmuştum...

Yağız karanlık bir çıkmaz sokağın başında arabasını park edince kapalı farlarımla zor da olsa bende arabayı kenara çekmiştim. Sessizce arabadan inip Yağız'ın ilerlediği sokağa doğru yürümeye başlamıştım. Attığım her adımda başımı sağa-sola çevirerek buranın neresi ya da ne olduğunu anlamaya çalışıyordum ta ki Yağız ortadan kaybolana kadar... Yağız'ı gözden kaçırdığımı anladığım anda içimi büyük bir korku kaplamıştı. Temkinli adımlarla ve titrek nefesimle ilerlemeye devam ederken boynumun ordan ağzıma dolanan el ve boynuma batırılan bir cisimle yere yığılırken son gördüğüm şey bir yüzüktü. Ama bu normal bir yüzük değildi. Bu yüzüğü daha önce Yağız'ın elinde görmüştüm ve çok ilginç olduğunu söylediğimde dünyada sadece bir tane olduğunu evlendiğimiz zaman bunun bir benzerini de benim için yaptırabiliceğini söylemişti. Piç...

Uyandığım zaman sandalyede ayaklarım zincirle bağlı oturuyordum. Ellerim ise önden bağlıydı. Önümde bir masa, masanın üstünde ise telefonum vardı. Hemen telefonumu alıp Ela'yı aramıştım.

"Efendim Ahsen."

"Ela yetiş! Kurtar beni ne olur..."

Ağlamaklı çıkan sesimin onu endişelendirdiğini ve soğukkanlın olmaya çalıştığını biliyordum. Ela bu kan kussa kızılcık şerbeti içtim der...

Peşimdeki Yabancı (+18 / Düzenleniyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin