7/Söz

37.9K 2.3K 225
                                    


"Evlen benimle Asya. Kabul et seni koruyayım."

"Hayır!" dedi Asya karşı çıkarak. Bir adım geri çıkıp Alparslan'ın ellerinden kurtuldu. Genç adam söylediklerinde son derece ciddiydi.

"Asya dinle beni bir kez lütfen. Normal bir evlilik değil aramızda olan sadece abin olacak o karaktersizin hapse girmesine kadar devam edecek. Kağıt üstünde bir imza hepsi bu kadar." Alparslan genç kızı çaresizce ikna etmeye çalıştı. Ahmet'in gözlerindeki intikam hırsını görmüştü beraberinde gelecek nefretten de haberdardı. Asya'ya zarar gelmesini istemiyordu ve aynı zamanda Çetin'i de korumalıydı.

"Yapamam ya sana da zarar verirse? Çetin gibi senide hastane köşelerinde ya da daha kötüsü mezarda mı ziyarete geleyim? Asla olmaz asla!" dedi Asya öfkeyle. Kendinden vazgeçmişti ama onu da kendisiyle bu ateşe atamazdı. Zaten onu korumak için girmemiş miydi bu yola?

"Sakin ol Asya, gel oturalım önce bir." Alparslan genç kıza doğru ilerleyip kolundan tutup yatağa oturtturdu. Kendisi de yanındaki koltuğa oturdu.

"Tamam sakinim," dedi Asya derin nefesler alırken. Sakin değildi ama Alparslan'ın onu dinlemesi için sakin kalması gerekiyordu.

"Bir evlilik olacak ama kağıt üstünde. Annen ve babanın bu zamana kadar seni dinlemediğini, inanmadığını kendin söyledin. Seni koruyabilirler mi peki? Kendi öz oğullarını, öz kızlarından koruyabilirler mi? Eğer cevabın evetse tek kelime etmeden bırakırım seni evine," dedi Alparslan ciddiyetle.

Asya'nın elleri titremeye başladı. Biliyordu cevabı ama bir türlü çıkmıyordu kelimeler dudaklarının arasından. Alparslan'a baktı sadece gözleri doldu. Doldu ama taşamadı o gözler bir türlü. İnsanın kendi ailesinin ona inanması nasıl bir cezaydı? 'Ne yaptım da kendi ailem bile beni kendinden olandan koruyamıyor? Allahım bu nasıl kader?" diye sessiz haykırışlarını sundu Asya içinden. Ne yapacağını bilmiyordu genç kız. Alparslan'a güveniyordu güvenmesine ama onun hayatını da mahvetmekten korkuyordu. Çünkü genç adam daha ailesiyle tanışmamıştı.

"Sadece 'evet' yada 'hayır' de Asya. Benimle evlenecek misin?" diye sordu Alparslan genç kızın gözlerine bakarak.

"Ya sana da bir şey olursa? Ben bunun vebaline giremem," dedi Asya sessizce. Genç adamın yüzünden çekti bakışlarını. Alparslan genç kızın yüzünü kavradı eliyle ve kendine doğru çevirdi.

"Olmayacak söz veriyorum. Ne sana ne bana ne de Çetin'e bir şey olmayacak!" Alparslan'ın kararlı tutumu ve bıçaktan keskin sözleriyle Asya bu defa birine tutunmak istedi. Hayatında ilk defa birisinin ona inanmasını istedi.

"Evet evlenirim," dedi Asya genç adamın elinin üstüne elini koyarak. Alparslan güven verircesine genç kızın ellerini tuttu.

"Sözüm söz Asya bundan sonra kimse zarar görmeyecek," dedi Alparslan, genç kızın ona güvenmesiyle derin bir nefes aldı.

"Peki ne zaman olacak?" dedi Asya kabullenişin verdiği merakla.

"Ahmet çıkmadan bu evliliğin olması gerekiyor. Bir haftamız var bu süre içinde elimden geleni yapıp işlemleri hızlandıracağım. Sen bunları düşünme şimdi çıkış işlemlerini halledip geliyorum," dedi Alparslan oturduğu yerden ayağa kalkarak. Asya başını sallayarak onayladı Alparslan'ı. Çıkış işlemleri bittikten sonra ikisi birlikte ayrıldı hastaneden.

"Bugün geç oldu Asya yarın evlendirme dairesine gideriz sende evdeki eşyalarını hazırlamaya başla bana taşınıyorsun." Alparslan'ın genç kızı o evde ya da tek başına bırakmaya hiç niyeti yoktu. Gözünün önünde olmasını ve ihtiyacı olduğunda uzattığı eli tutacak kadar yakınında olmasını istiyordu.

Reis'in Sevdası (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin