Asya uyandığında hayatında her şeyin yolunda gittiği için bir kez daha şükretti. Yanında uyuyan kocası onun için çok şey ifade ediyordu. Siyah dalgalı saçlarının arasından parmaklarını geçirip sevgiyle öptü.
Alparslan karısının dokunuşuyla uyanırken, yüzünde geniş bir tebessüm oluştu. Asya son günlerde oldukça acıktığı için erken kalkıyordu. Karısının büyüyen karnına sevgiyle baktı. Beş ay önce bir bebekleri olacağını öğrenmişlerdi. Oğuzhan kardeşini şimdiden sevmiş, onunla oynayacağı oyunları babasına anlatmaya başlamıştı. Genç adamsa oğlunu büyük bir mutlulukla dinliyordu.
Bir kardeşin ne demek olduğunu en iyi Alparslan bilirdi. İkizi olan Oğuzhan'ı kaybettiğinde kalbinin bir kısmı atmayı bırakmıştı. Ama çok iyi hatırlıyordu kardeşin ne demek olduğunu. Aynı an da dünyaya gözlerini açmışlardı ve birbirinden hiç kopmamışlardı.
"Günaydın sevgilim" dedi Asya, eşinin durgun haline bakarak. Oğuzhan'ın ölüm yıldönümü ne zaman gelse Alparslan'ın içine kaplandığını fark ediyordu. Kocasının, kardeşini ne kadar özlediğini görebiliyordu.
"Günaydın güzelim, miniğimle nasılsınız bugün?" Alparslan daldığı düşüncelerden çıktı, eşinin sesini duyunca.
"Gayet iyiyiz ama acıktık. Kahvaltıda bize katılmaya ne dersin?" Asyanın neşeli çıkan sesiyle tebessüm etti genç adam. Bu kadına çok âşıktı.
"Harika fikir, size portakal suyu sıkmama ne dersiniz? Hem bakalım küçük canavar uyanmış mı?" Karısının yanağına öpücük bıraktıktan sonra kalktı yataktan genç adam.
Asya, gittikçe ağırlaşan bedeniyle çalıştığı okuldan izne ayrılmıştı. Oğuzhan ile bolca vakit geçiriyordu aynı zamanda Alparslan'la birlikte kurdukları dernekle ilgileniyordu. Uyuşturucuya küçük yaşta alışmış çocuklar için kurulan dernek onlara yeni bir gelecek sağlıyordu. Asya hepsiyle tek tek ilgileniyor, Alparslan ise onları sokaklardan kurtarıyordu.
Bu zamana kadar birlikte pek çok şey yaşamışlardı. 7 koca yıl geçmişti. Oğuzhan altı yaşındaydı artık, anaokuluna gidiyordu. Asya resim öğretmeni olarak çalıştığı okuldan terfi almış müdür yardımcısı olmuştu. Alparslan ise babasının izinden gitmiş İstihbarat Daire Başkanlığında hızla yükseliyordu.
Alparslan oğlunun odasına girdiğinde yüzünde büyük bir gülümseme oluştu. Oğuzhan yatakta kendine has şekliyle darmadağın yatarken yine üstünü açmıştı. Oğlunu uyandırması gerekiyordu bu güzel görüntüyü izlemek istesede. Hafta sonu cumartesi günleri basketbol kursuna gidiyordu Oğuzhan. Boyu yaşıtlarına göre uzun olunca ve yeteneğinin olduğunu fark edince ana okulu öğretmeni tavsiyede bulunmuştu. Oğuzhan'da kursu çok sevmiş ve devam etmek istemişti.
"Burada bir canavar varmış" diyerek oğlunun başını okşadıktan sonra karnını gıdıklamaya başladı.
"Yaa baba." İtirazlar eşliğinde uyanan küçük çocuk çoktan uykusunu açmış ve babasının boynuna atlamıştı.
Birlikte banyoya yönelip ellerini, yüzlerini yıkadıktan sonra kahvaltı masasına geçtiler. Alparslan portakalların suyunu sıktıktan sonra karısının ve oğlunun önüne bıraktı. Asya'nın yaptığı omleti yerken gün içinde yapacaklarını konuştular. Bugün bebeğin kontrolü olduğu için Oğuzhan'ı kursa bıraktıktan sonra birlikte hastaneye geçeceklerdi. Hafta içi Alparslan çalıştığı için cumartesi gününe özel hastanede randevu almıştı Asya.
Biten kahvaltının ardından hazırlanıp birlikte evden çıktıklar. Oğuzhan'ı kursa bıraktıktan sonra hastaneye yöneldiler. Asya oldukça heyecanlıydı, bebeğini her gördüğünde mutluluğu katlanıyordu. Yedinci ayının içindeydi ama bir türlü cinsiyetini öğrenememişlerdi. Her defasında kendini gösteriyordu minik bebek. Asya'nın ise bir tahmini vardı bu konuda. Özlem'in de bir kızı vardı ve onlarda beşinci aya kadar öğrenememişlerdi. Kızı olacağını düşünüyordu genç kadın. Artık otuzlu yaşlarına gelmiş ve hayatta ki birçok idealini gerçekleştirmişti. Sevdiği adam ve çocuklarıyla mutlu bir hayat sürmek istiyordu. Alparslan'ın telefonu çalarken arabanın içinde ki sessizlik kısmende olsa bozuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reis'in Sevdası (Tamamlandı)
RomanceGirdiği her ortamda ağırlığı ve duruşu hayran bırakırdı herkesi. Ankara Üniversitesi'nin Reis'i Alparslan'dı. Herkesin yardımına koşar, haklıyı haksızdan üstün tutar, abilik yapıp etrafındakileri kollardı. Adalet terazisi şaşmaz, hiçbir koşulda sars...