"Abla ben açayım kapıyı." Asya gelen sesle birlikte arkasında duran on bir, on iki yaşlarında elinde ekmek poşeti olan bir çocuk gördü.
"Teşekkür ederim canım iyi olur," dedi gülümseyerek.
Küçük çocuk kapıyı açıp geçmesi için tuttu Asya'nın. Asya valiziyle geçip asansöre yönelirken çocuk girişteki daire kapısını anahtarıyla açmıştı. Asya 3. kat düğmesine basıp bekledi. Açılan asansör kapısıyla valizini sürükleyerek Alparslan'ın kapısının önünde durup zile bastı. İçeriden birkaç dakika sonra gelen adım sesleriyle kapı açıldı. Alparslan yeni uyanmış haliyle Asya'yı görünce şaşırdı.
"Ben geldim " dedi Asya.
"Hoş geldin," dedi Alparslan kenara çekilerek.
Üstündeki şaşkınlığı henüz atmamıştı ama Asya'yı da kapının önünde bırakmak istemiyordu. İçeri girdiklerinde Alparslan koltuğu işaret etti genç kızın oturması için. Asya kapının kenarında valizini bırakıp, Alparslan'ın gösterdiği yere oturdu.
"Ben seni aradım ama ulaşamadım. Böyle birden geldim kusura bakma," dedi Asya. Alparslan sehpanın üstünde duran telefonunu eline aldı.
"Şarjı bitmiş o koşturmaca arasında takmayı unutmuştum." Karşılıklı oturmuş birbirine bakıyordu iki genç.
"İfademi geri çekmemi istediler, yapmayacağımı söyleyince de-" Asya'nın sözünü sinirle kesti Alparslan.
"Sana bir şey yaptılar mı Asya doğruyu söyle?" dedi bakışları kararırken.
"Hayır sadece bağırıp, çağırıp tehdit ettiler. En kısa zamanda bir iş bulmam gerekiyor bu arada," dedi Asya. Alparslan, maddi gücü olmasına rağmen Asya'ya böyle bir teklifte bulunmadı. Genç kızın kabul etmeyeceğini bilmesi yanı sıra kendi ayakları üstünde durmasını da destekliyordu.
"İş kolay hallederiz. Düzenini bozmayacak şekilde part time çalışabileceğin bir şekilde ayarlarız," dedi Alparslan. Genç kıza maddi yönden gururunu kıracak bir teklif yapmaktansa, iş bulmak daha cazipti. Üstelik kendi ayarladığı bir yerde çalışırsa aklı da kalmazdı genç kızda.
"Teşekkür ederim Alparslan. Bunu öylesine söylemiyorum, inan tanıştığımız şu kısacık zaman içinde kendi ailemin yapmadığını yaptın bana inandın," dedi Asya içinden gelenleri söyleyerek.
"Asya sen doğru olanı yaptın. Ben her zaman yanında olacağım. Şimdi bir şeyler yiyelim mi?" dedi genç kıza bakarak. Konuyu değiştirmek, Asya'nın aklına dağıtmak da istemişti.
Genç kızın kızaran gözlerine baktığında yüzündeki hüzünle birlikte Alparslan'ın da içi sızlıyordu. İlk görüşte vurulduğu Asya'sı, kendi ailesi tarafından yıllarca hırpalanmıştı. Genç kızın ağlamadığını biliyordu, Asya artık ağlayamayacak kadar ailesine karşı hissizleşmisti. En kötüsü de bu değil miydi? En yakının canımdan dediğin kişiden görmek kötülüğü. İnsanı en çok yıpratan, üzen ve yoranda buydu. Asya'da yirmi yaşında artık olgun bir kadındı.
"Olur sende bütün gün yoruldun," dedi Asya, genç adama. Canı yemek istemese de Alparslan'ı geri çevirmek istemiyordu.
"Dışarıdan bir şeyler sipariş edelim şimdilik sonra mutfak için alışveriş yaparız," dedi Alparslan. Genç kızın da onayını aldıktan sonra pizza söyledi. Gelen pizzanın ardından Asya ve Alparslan yemeklerini yedikten sonra oturdular.
"Çay demleyelim mi?" Asya'nın sorusuyla aralarındaki kısa sessizlik bozulmuş oldu.
"Olur çay vardı." Alparslan ayağa kalktığında Asya onu durdurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reis'in Sevdası (Tamamlandı)
RomanceGirdiği her ortamda ağırlığı ve duruşu hayran bırakırdı herkesi. Ankara Üniversitesi'nin Reis'i Alparslan'dı. Herkesin yardımına koşar, haklıyı haksızdan üstün tutar, abilik yapıp etrafındakileri kollardı. Adalet terazisi şaşmaz, hiçbir koşulda sars...