"Emin misin Asya yani ihtimal var?" dediğinde Alparslan genç kız gülümsedi.
"İhtimaller her zaman vardır."
Asya'nın sözlerinin etkisi üzerine genç adam gözlerini karşısında oturan kmıza kilitledi. Her şeyi bu kadar çabuk çözmesi, aklından geçenleri tahmin etmesi, olayları hızla sindirip kabullenmesini düşündü genç adam. Aklındaki soru ise netti.
Asya'ya kendisi gibi Gizli Birim için çalışan bir Polis olabilir miydi?
Asya dikkatli bir şekilde genç adamı izliyordu. Gözlerinden geçen şimşeklere bir bir şahit oldu genç kız, Alparslan'ın. Bu haline gülmek istesede yanağının içini ısırıp sessiz kaldı.
Alparslan'ın bunu nasıl düşündüğünü merak ediyordu öncelikle. Asya daha yeni yirmi yaşına girmişti ve bildiği kadarıyla Polislik eğitimi 18 yaşında ve iki sene oluyordu. Asya ise baştan itibaren Alparslan'ın gözü önünde üniversiteye gidiyordu. Genç kız aşk diye düşündü. Alparslan'ın mantığı şu an devre dışıydı.
"Ben gidiyorum artık sizde barışın bir an önce" diyerek masadan kalktı Özlem. Arkadaşının da kalkmasına izin vermeyerek çantasını ve ceketini alıp masadaki çifte el sallayarak çıktı evden.
"Asya biraz önceki dediklerinde gerçeklik payı var mıydı?" diyerek elindeki bardağı masaya bıraktı Alparslan.
"Hangisinde canım?" diye sordu genç kız kopardığı ekmeğe reçel sürerken rahat bir şekilde. Genç adamın kıvranması hoşuna gidiyordu.
"Asya ne demek istediğimi anladın" diyen Alparslan'ın tek kaşı yukarı kalkmış sorgular biçimde bakıyordu.
"Tabiki de hayır Alparslan. Daha yeni yirmi yaşına girdim birkaç ay oldu. Aldığın eğitim en az iki yıl sürüyor bildiğim kadarıyla da liseden çıkanları hemen gelin yarın gizli göreve başlayın demiyorlar." Asya sözlerinin ardından geriye yaslanıp genç adamın yüzünde ki rahatlamayı an be an izledi.
"Konu sen olunca bende mantık devre dışı kalıyor güzelim."
Alparslan'ın sözlerinden sonra bunun bir itiraf olarak kabul eden genç kız gülümsedi. Beraber masayı topladıktan sonra ikiside kahvelerini almış salona geçmişti. Dersleri öğleden sonraydı. Asya düşünceler eşliğinde kahvesini içerken, Alparslan genç kızı izlemişti. Asya ile Alparslan hazırlandıktan sonra okula gitmek üzere evden ayrıldılar.
Asya artık her şeyi akışına bırakmıştı. Madem hayat o yönünü bulmaya çalıştıkça çıkmaz sokaklar sunuyordu Asya'da labirentin içinde kaybolmayı seçmişti. Yolunu bulmak yerine hayatın ona sunduğu yolları sevdiği adam ile gitmek istiyordu. Şimdi ise okula gelmiş Alparslan'ın sıkıca tuttuğu elinden güç alarak Kampüse girmişti.
"Bir şey olursa beni hemen ara. Her zaman ulaşacağın tek kişi benim" diyerek genç kızın gözlerine baktı Alparslan.
"Olur" dedikten sonra parmak uçlarında yükselip genç adamın yanağını öptü Asya. Genç adam şaşırsa da gülümsemeyle yetindi.
Etrafta onları kıskançlık ve hayranlıkla izleyen yüzler vardı. Asya umursamaz bir şekilde kendi dersliğine ilerlerken Alparslan genç kızın içeri girmesiyle kendi dersliğine ilerledi. Gizli görevde bile olsa üniversiteye gidip derslerini verdiği için bu sene gerçekten de diplomasını alacaktı. Bu göreve başlarken rektör ile babası görüşmüştü ve her şey usulüne uygun olarak ayarlanmıştı.
Alparslan, Asya'nın ailesi ile rektörün odasındaki konuşmayı hatırlatınca yüzünde gülümseme oluştu. Karşısındaki rektör onun gizli görevde olan bir polis olduğunu biliyordu ve ona Alparslan'ı okuldan atmalarını isteyen kişiler vardı. Rektörün ne kadar zor durumda kaldığını ve olayı zor topladığını hatırladı Alparslan. Bu yüzden atılmacağından bu kadar emin bir şekilde girmişti o gün o kapıdan içeriye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reis'in Sevdası (Tamamlandı)
RomanceGirdiği her ortamda ağırlığı ve duruşu hayran bırakırdı herkesi. Ankara Üniversitesi'nin Reis'i Alparslan'dı. Herkesin yardımına koşar, haklıyı haksızdan üstün tutar, abilik yapıp etrafındakileri kollardı. Adalet terazisi şaşmaz, hiçbir koşulda sars...